Yerel seçim takvimi işliyor. Şüphesiz, partiler ve adaylar da seçmeni etkilemenin derdinde. Sandıktan istedikleri sonucu alabilmek için formüller üretiyorlar.
Seçmen için ise kentlerini, ilçelerini, beldelerini 5 yıl boyunca emanet edeceklerde arayacakları kriterler önemli.
Belediye başkan adayları bugünlerde ekipleriyle birlikte hummalı biçimde proje çalışması yapıyorlar.
Seçmeni etkileyecek, belki de ilk defa gündeme gelen, açıklandığında da herkesin diline dolanan projeler ortaya çıkarmaya hazırlanıyorlar.
Peki, seçmenin gönlüne girebilmenin yolu sadece etkileyici projelerden mi geçiyor?
Bunun tek başına yeterli olacağını sanmıyoruz.
Elbette yaşamı kolaylaştıran projeler seçmen üzerinde etki bırakacaktır. Fakat bir belediye başkan adayını tercih etmek için kendinde başka parametreler de aranacaktır.
Örneğin; adayın dürüstlüğü, becerisi, çalışkanlığı, ekip ruhuyla hareketi, kendini seçen iradeyle siyasi uyum, halka yaklaşımı, adaletli oluşu, kimseye tepeden bakmayışı, son günlerin moda deyimiyle, gönüllere girip giremeyeceği gibi daha bir çok parametrenin seçmen için de tercihte etken olacak özelliklerdir.
Siyasi partiler aday adaylarında bütün bu öellikleri de dikkate alan seçimler yaptılar.
Şimdi onların belirledikleri bu isimlere bir de seçmenin onay vermesi gerekiyor.
Seçmen bunların dışında adayın partisini de düşünecektir.
Aileden gelme siyasi tutum dışında ideolojik sahiplenme de göz önünde bulundurulacaktır.
Seçmen belki de en son olarak adayların vaat ettikleri fiziki projelerden etkilenecektir.
Örneğin; ulaşımı en çabuk ve ucuz çözecek projeler seçmende ilgi uyandırabilir.
Keza, düzenli bir çevre, temiz cadde ve sokaklar, yeşilliğiyle göz kamaştıran peyzaj düzenlemeler, şimdilerin çok konuşulan millet bahçeleri, dev kent parkları adayın tercihini kolaylaştırır.
Modern şehirciliğin bütün gerekleri de adayın seçimin de aranacaklardandır.
Tabii ki, yaşanmaktan keyif alınan, emekliliğin bile geçirilebileceği bir kent vaadi de sandığa olumlu yansıyacak sözlerdir.
Vaatlerin inandırıcılığı, ayağının yere basıyor oluşu, geniş kitlelere hitap edişi de adayda aranacak özelliklerin belirleyici olanlarındandır.
Bir de adayın tanınırlığı, bilinirliği ve toplumdaki karşılığının da sonuca etki edeceğini düşünüyoruz.
31 Mart’ta sandığa gidilirken adaylarda bütün bu parametreler dikkate alınacaktır.
Temennimiz kentlerin ve kentlinin yararına olacak, onlara maksimum fayda sağlayacak isimlerin işbaşına getirilmesi.
Bir kentin geçmişinde 5 yıl büyük bir zaman. Ona doğru isimler, doğru projelerle dokunulduğunda bundan kazançlı çıkan o şehrin tüm bireyleri olacaktır.
Bursa’daki iki kutuplu seçimde en büyük beklentimiz demokratik tercih kullanırken yukarıda saydığımız bütün parametrelerin de dikkate alınması.
Gerisi yurttaşa kalmış bir olay.
31 Mart yerel demokraside ve kentlerde yeni bir çığır açmalı.
Avrupa’nın en gelişmiş, çağdaş kentlerinde başta ulaşım projeleri olmak üzere ne varsa hepsi bizim şehirlerimizde de olmalı.