Bursa, Marmara Bölgesi içinde hızlı göç alan, nüfusu öngörülerin üzerinde artan ve kendilerine yeni bir yurt arayanlar için cazip bir kent.

Sanayisi, tarımı hayvancılığı, turizmi, üniversitesi Bursa’yı adeta çekim merkezi yaptı.

Bu şehir, tüm bölgelerden aldığı göçlerle birlikte Suriye dramından kaçan 150 bin mülteciyi de bağrına bastı.

Bugün Bursa asayiş anlamında da sorunsuz biçimde en fazla mülteciyi barındıran bir kent.

Hızlı göç, beraberinde kentin var olan sorunlarını da katladı.

Trafik, kentleşme, işsizlik, çevre, eğitim, sağlık gibi…

Hasılı, akla gelebilecek daha onca başlık var.

İşbaşına gelen yöneticilerimizin ellerinde sihirli bir değnek yok ki, hepsini bir çırpıda çözsünler.

Hepsinin çözüm noktasında iyi niyetli gayreti, çabası var.

Bursa’da kısa bir süre önce siyasi kanattaki yönetimde değişikliğe gidildi.

Kentin siyasi anlamdaki yöneticileri tepeden aşağıya değiştirildi, halen de değişiyor.

İktidar partisi, 2019 seçimlerini hesaba katarak ülke genelinde olduğu gibi Bursa’da da köklü bir değişikliğe gitti.

İl, ilçe yöneticileri ve nihayetinde Büyükşehir Belediye Başkanı da değiştirildi.

Büyükşehir’in yeni Belediye Başkanı Alinur Aktaş görevi devralalı henüz 25 gün oldu.

Aktaş, bir yandan şehri tanımaya, kadrosunu oluşturmaya çalışırken diğer yandan da halkın acil müdahale beklediği sorunların kısa ve uzun vadede çözümü noktasında hazırlıklar yapıyor.

O hazırlıklar elbette sadece su ve toplu ulaşımdaki sembolik indirimlerle sınırlı değil.

O hazırlıklardan biri Başkan Aktaş’ın daha 2 Kasım’da seçilir seçilmez dillendirdiği acil eylem planı.

Acil eylem planı bugünlerde kamuoyu ile paylaşılacak.

Orada nelerin olduğunu şimdilik bilmiyoruz.

Eğer, ağırlıklı olarak bir önceki yönetimin proje ve ihalelerinin iptali var ise bu da çözüm olmaz. 

Bize göre sorunların en öne çıkanı ulaşım.

Çünkü artık pik anlar olarak bilinen sabah ve akşam saatlerinde aracımızla kentte dolaşmaktan nefret eder hale geldik.

Dokunulması, hızlıca çözülmesi gereken noktaları görmek için müneccim olmaya gerek yok.

Hızlıca, Büyükşehir’e 4 milyon liraya mal olan Dr. Brenner’in Bursa için hazırladığı Ulaşım Master Planı raftan indirilmeli, hemen ve harfiyen uygulamaya geçilmeli.

O planın uygulanamaz olan kısımları için artık yapılabilecek bir şey yok.

Tıpkı, İstanbul Yolu’ndaki T2 hattı gibi.

Fakat, kent içinde önerdiği diğer bütün aşamalar hızlıca hayata geçirilmeli.

Kentin imar anayasası olarak bilinen 2020 Çevre Düzeni Planı ilkelerine sadık kalınmalı.

Açılan davalarla düğümlenen kentsel dönüşüm için hızlı formüller üretilmeli.

Çünkü depremler devam ediyor.

Korunacak hali kalmamış ovanın en azından kalan kısımlarını kurtarabilmek için radikal kararlar alınmalı ve uygulanmalı.

Fütursuzca, atıklarını Bursa’nın derelerine ve topraklarına salan işyerleri, istihdama ve kente kattıklarına bakılmaksızın hizaya getirilmeli.

Şehrin ticaretle işgal edilmiş kaldırım ve tretuvarları yayalar için geri alınmalı.

Belediye personeli değişim söylentileriyle daha fazla tedirgin edilmemeli.

İlçeler arası kalkınmışlık farklarını kapatma amaçlı adımlar atılmalı.

Merkezi hükümetin sorumluğundaki eğitim ve sağlık yatırımlarının önünü açıcı, hızlandırıcı bir yol izlenmeli.

Ankara’da kentin ihtiyaçlarının kopartılması konusunda, içinde muhalefetin de olduğu bir lobi ile ortak hareket edilmeli.

Örneğin, Yıldırım metrosunun finansı için Ankara’ya bu lobi ile bir çıkarma yapılmalı.

Acizane, yerel yönetimleri yıllarca izlemiş bir kent sakini olarak aklımıza gelenler şimdilik bunlar.

Dahası var ama yerimiz sınırlı.