Terör devleti İsrail, Gazze’deki masum sivilleri iki haftaya yakındır havdan, karadan durmaksızın vuruyor.

Ölü sayısı şimdiden 4 bine yaklaştı. Yaralıların 20 binleri bulduğu tahmin ediliyor. Bütün bu saldırıları durdurmaya dönük diplomatik çabalar sürerken, önceki akşam dünyanın ayağa kalkması gereken bir bir hastane bombalaması haberleriyle sarsıldık.

İlk belirlemelere göre 500 Gazzeli sivilin sığındıkları hastanede yaşamlarını yitirdikleri açıklandı.

İsrail her zaman olduğu gibi yine inkar yolunu seçti ve bombalamanın kendisinin yapmadığını açıkladı.

Benzer bir açıklamayı dün İsrail’i ziyaret eden ABD Başkanı John Biden de yaptı.

Ne hazindir ki, Gazze’yi günlerdir vuran  bombalayan İsrail’in koruması gibi davranan ABD, katilamları önlemek için çaba sarf etmek bir yana, İsrail’in kendini savunma adına sivilleri bombalamasına adeta gözyumar bir tavır içindeydi.

Bu durum masumlarının bombalamanmasının devam edeceğinin göstergesi.

Dünya ise Gazze’deki bu insanlık dışı vahşete sessiz.

Cılız itirazlar, tepkiler olsa da İsrail bildiğini okumaya, masum insanları öldürmeye kaldığı yerden devam ediyor. Gazze’nin tek giriş yeri olan Refah sınır kapısını Mısır kapatmış durumda. 2,5 milyona yakın insan günlerdir temel ihtiyaçlarını karşılamaktan, cenazelerini bile defnetmekten yoksun durumdalar.

Mısır kapıyı açsa da değişen bir şey olmayacak. Ziraa, İsrail insani yardımların girmesini önlemek için burayı da ara ara bombalıyor.

Kabul edilebilir bir durum değil.

Müslüman ülkeler bütün bu katliamlara karşı ortak hareket edemiyor. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ne kadar etkisiz bir örgüt olduğu, varlığı ile yokluğunun bir anlamı kalmadığını bir kez daha gördük.

Arap Birliği sanki dilsiz. Müslüman ülkelerin sesizliğini ise anlamakta güçlük çekiyoruz.

Avrupa Birliği zaten katliam için açık destek veriyor. İngiltere, Fransa, Almanya İsrail’in tam arkasındalar. BM etkisiz eleman. Ateşkes kararı dahi çıkartamıyor. Hoş çıksa da uygulacak olan kim ki?

ABD zaten her türlü lojistiği sağlıyor, üstelik İngiltere ile birliket bölgeye gönderdiği savaş gemileriyle yangını körüklüyor. Bu yolla başka ülkelerin Gazze’yi savunmasını önleyecekler. Buna gerek yok, zaten kimse Gazze’nin yanında değil.

Türkiye sesini yükseltse de elinden başka bir şey gelmiyor.

Öyle görünüyor ki, masum insanları, bebekleri katleden İsrail bir kara harekatıyla Gazze’yi komple işgal edecek ve topraklarına katacak. Buradan sağ kurtulanları ise başka ülkelere sürecek.

Dünya bu katliama seyirci kaldıkça İsrail Filistin toprakları ile de yetinmeyecek. Komşu ülkelere doğru işgali büyütmeye devam edecek.

Çünkü; arkasında ABD, İngiltere, Almanya, Fransa var. Sade onlar değil, AB ülkelerinin tümü Haçlı zihniyetiyle kendisine arka çıkıyor.

Gazze’deki hastanede yüzlerce insanın ölümüne neden olan ve o bombayı atan pilotun ruh halinin de bundan böyle sağlıklı olacağını sanmıyoruz.

Yüzlerce masumun kanı kendisini ve o emri verenleri yaşamları boyu takip edecektir.

Mudanya 30 milyon araç girişini nasıl kaldırıyor?

Bursa’nın çok tercih edilen, emeklilik sonrası en fazla yaşanılmak istenen ilçelerinden biri Mudanya.

Hem Bursa hem İstanbul’a yakınlığıyla Türkiye’nin gözdesi olan Mudanya’ya yılda 30 milyon aracın giriş yaptığını öğrendik.

Dün Olay Medya’yı ziyaret eden Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz,TÜİK verilerine göre 120 bin gözüken ilçe nüfusunun gerçekte 250 binler dolayında olduğunu, bunun haftasonları 500 bine çıktığını söyledi.

Mudanya’ya haftasonları 150 bin aracın giriş yaptığını, bu sayının yılda 30 milyona ulaştığını da dile getiren Türkyılmaz, “Bu kentin otopark, eğitim, sağlık, altyapı, trafik vb. gibi sorunları da gerçekçi nüfusa göre planlanıp, çözülmeli” dedi.

İlçede sadece sahilde yeşil alanların bulunduğuna dikkat çeken Türkyılmaz, “Mudanya’nın alternatif yaşam alanları olmalı. Biz temizlik anlamında da Bursa’nın ve Türkiye’nin en temiz ilçelerinden biriyiz” diye konuştu.

Türkyılmaz, ilçesindeki 5 mahallede mikro bölgeleme yapılarak zemin dayanıklılığının tarandığını, ‘Asrın projesi’ diye tanımladığı bu çalışmayla ilçe sakinlerinin, depremlere karşı daha sağlam ve dayanıklı yapılarda yaşamlarını sürdürmesinden yana olduklarını vurguladı.

Türkyılmaz, Mesudiye’nin Özel Koruma Havzası olduğunu ve buranın koruma planlarının hazırlandığını, onay için Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gönderileceğini de hatırlattı.