Türk siyaset tarihinin en çalkantılı döneminde sahneye çıkan AK Parti’nin 14 Ağustos 2001’de yola koyulduğunda, kimse bu kadar uzun soluklu iktidarda kalacağını tahmin edemezdi.

Liderine, yargı vesayetiyle daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken okuduğu bir şiir yüzünden düzmece hapis cezası verilip, ‘Muhtar bile olamaz’ manşetlerinin attırıldığı köprülerin altından çok sular aktı.

AK Parti kurduğu hükümetler boyunca da onca badireler atlattı.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kasıp kavuran askeri, yargı ve bürokratik vesayete çomaklar soktu.

Bürokratik oligarşiye savaş açtı.

AK Parti’ye karşı 19 yıl boyunca muhtıralar, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay gibi yargı kararı garabetleri, kapatma davaları, fiili darbe girişimleri, ekonomik saldırılar, suikast planları denendi ve en son da ipi dışa bağlı FETÖ’cülerin kalkışması ile iktidardan alaşağı edilmeye kalkındı.

Girdiği ilk seçimden bu yana hemen her sandıktan birinci çıkan AK Parti, 19 yıldır yenilmez pehlivan misali rakiplerince bir türlü alt edilemiyor.

Birleşip, devirmek için bölücü partiyle yapılan siyasi ittifaklardan da kimi büyük şehirlerdeki yerel seçimler dışında sonuç alınamadı.

AK Parti’nin lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün siyaset sahnesinden indirip evine gönderdiği liderler var. Kalanların da 19 yıldır iktidar yüzü göremedikleri ortada. Onlar da yenile yenile koltuklarına daha da yapıştılar.

AK Parti’yi bölüp parçalamak için geçmişte liderine en yakın arkadaşlarına partiler kurduruldu ama yine netice alınamadı.

Bunca yıldır yıkılamayan iktidarın ve onun temsilcisi bir siyasi partinin bu başarısında, zayıf, halka güven vermeyen muhalefetin ve onun liderlerinin de payı yok mu?

Var ki, AK Parti’nin uzun soluklu iktidarı sürüyor.

Bize göre AK Parti’nin bu başarısı üniversitelerin siyaset kürsülerinde başlı başına araştırma konusu yapılacak bir siyasal harekettir.

 

Siyasal başarıyı nasıl sağladı ve halk desteğini nasıl kaybetmedi?

AK Parti işbaşına gelir gelmez toplumun en can sıkan ve çözüm bulunamayan sorunlarına dokunarak göreve başladı.

Yasakları, yoklukları, yolsuzlukları ana düşman olarak gördü.

Dolayısıyla asırlar boyu yerli-yabancı buralardan nemalananların da baş düşmanı ilan edildi.

2002’de ülkenin çöken sağlık ve sosyal güvenlik sistemini geçen 19 yıllık süreçte dünyaya örnek gösterilecek hale getirdi. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’nı lağvedip sosyal güvenliği SGK çatısı altında topladı.

Yurdun dört bir yanına yayılan yeni hastane yatırımları, en son şehir hastaneleriyle de buralardan alınan hizmet memnuniyeti her geçen yıl katlandı.

Yollara, otobanlara, köprülere, raylı sistemlere, hızlı trenlere, tünellere, havalimanlarına, kentlere, eğitime sağılığa, sosyal güvenliğe, savunma sanayine cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş yatırımlar yaptı.

Savunma sanayindeki yerlilik oranını yüzde 60’ların üzerine çıkardı.

Milli gemi, milli tüfek, milli helikopter, milli eğitim uçağı, insansız silahlı hava aracı, milli tank , milli otomobil projeleri dünyanın gıptayla izlediği projelerdendi.

Tabu olarak görülen kamudaki başörtüsü sorununu çözdü. Üniversite sayısını katladı.

Sosyal hayata da dokundu. Yoksula, yaşlıya, sahipsize sosyal yardımlarda çığır açtı.

Ancak eğitim, tarım ve hayvancılıkta politikalarında benzer başarılar yakalanamadı.

 

Harmancık’ı ilçe yapan başkan yaşamını yitirdi

Takvim yaprakları 80’lerin sonunu gösterirken Bursa’nın güneyindeki iki kasaba daha Gürsu ve Kestel ile birlikte ilçe olmuştu.

Onlardan biri Harmancık diğeri Büyükorhan idi. Bunların ikisi de Orhaneli’nin kasabasıydı.

Harmancık’ta 1984-1994 yılları arasında 10 yıl ANAVATAN Partisi’nden belediye başkanlığı yapan Cemal Aktaş dün yaşama veda etti.

Dönemin başbakanı merhum Turgut Özal’ın Orhaneli Termik Santrali ziyaretinde, makam aracı içine binerek kendisinden Harmancık’ın ilçe sözünü alan Aktaş, müjdeyi de o tarihte hemşerileriyle paylaşmıştı.

İlçe tarihine damga vuran belediye başkanı olarak bilinen Aktaş, kurduğu dernek vasıtasıyla ilçenin halen hizmet vermekte olan devlet hastanesini de esnaf-millet işbirliğiyle yaptırmıştı.

Aktaş’a Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.