Bursa‘nın bugün imar disiplini anlamında en kontrollü yerleşiminin Nilüfer olduğu biliniyor. 

Her ne kadar, son dönem rant amaçlı kentsel dönüşümlerle devasa beton kütleleri yaygınlaşan Nilüfer‘de öteden beri ruhsatsız yapılaşma büyük ölçüde kontrol altına alınmış durumda. 

Bunda Bursa‘nın ilk Büyükşehir belediye başkanı Ekrem Barışık ile kurucu belediye başkanı merhum Ziya Güney‘den sonrasında gelen Faruk Baykal‘a ve en son 20 yıl ilçeyi yöneten Mustafa Bozbey‘e kadar tüm başkanların azmi ve kararlılığı var.

Şimdi bu kararlılığı mevcut Başkan Turgay Erdem de devam ettirecektir.

Kaçak yapı ile mücadele konusunda benzer bir tutumu AK Partili Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz da sık sık vurguluyor.

Çünkü;

Yıldırım ne yazık ki, bu konuda Nilüfer kadar şanslı değil.

Ruhsatsız ve çarpık yapılaşmanın dizginlemediği bir ilçe Yıldırım.

Başkan Yılmaz seçildiği andan itibaren daha ilk demeçlerinden itibaren ilçedeki ruhsatsız yapılaşmayı kontrol altına alma konusunda tavizsiz bir mücadele yürüteceklerini belirtmişti.

Bunun Yıldırım için bir fırsat olduğunu düşünüyoruz.

İç göçle sürekli büyüyen, nüfusu her geçen gün artan Yıldırım‘ın en azından bundan sonra yürürlükteki imar planlarına uygun biçimde kentleşmesi gerekiyor.

Bu konuda siyasi yönetim kadrosunun kararlılığına gelecek nesiller açısından ilçe olarak katkı vermek herkesin sorumluluğu.

Nitekim Başkan Yılmaz’ın bu amaçla önceki  hafta önemli bir toplantı yaptığını görüyoruz.

Kurmayları ve ilçe yöneticileriyle bir araya gelen Yılmaz’ın, ilçe sakinlerine verdiği, ‘kaçak yapıya tevessül etmeyin, aksi halde yıkarız’ mesajını önemsiyoruz.

Kozmopolit nüfusa sahip ilçenin kontrollü gelişmesi, büyümesi için önce ruhsatsız yapı sorununu çözmesi gerekiyor.

Bu çözülmeden yapılacak kentsel dönüşümlerin maliyeti hep yüksek çıkacak ve milli servet heba olacaktır.

Nüfusu 700 bini aşan Yıldırım‘ın kontrollü yapılaşması için sadece belediyenin çabası yeterli olmaz. 

Buna devletin diğer kurumlarının da destek olması gerekiyor.

Özellikle kolluk güçlerimizin belediyeden bu yönde gelecek taleplere en az asayiş kadar önem vermesi şarttır.

Elbette bir de yurttaşlar olarak bizlere de  görev düşüyor. 

Belediyelerin imar planları yapım ve uygulamasında hep vatandaşın gerisinden gittiği bir gerçek.

Bu konuda da belediye meclislerine iş düşüyor. 

Uygulanabilir, bürokrasisi az imar planlarını vakit kaybetmeksizin yürürlüğe sokmak gerekiyor. Bir de yılardır dillendirilen ruhsat bürokrasisi azaltılmalı.

Çağdaş kentlerde artık müstakil evler azalıyor. Toplu yaşam içeren blok tarzı yapılaşmadan başka müstakil konut  sahibi olma arzusu bugünkü çarpık tabloyu karşımıza çıkardı.

Yeni açılacak yaşam alanlarında bundan böyle kimse kontrolsüz yapılaşmaya cesaret edememeli.

Bu nedenle, Yıldırım‘ın bundan sonraki yapı modelinde ruhsatsız binalar olmamalı.

Yıldırım‘da da tıpkı Nilüfer gibi bir siyasi duruş sergilenirse, hemşehrilerimiz de izinsiz yapıdan vazgeçecektir.

Elbette mevcut yapı stoğumuzu modern binalara dönüştürmek için on yıllar gerekiyor. 

Tabi, bir de çok paraya ihtiyaç var.

Öncesinde yapılacak iş, kontrolsüz büyüme ve yapılaşmayı durdurmak.

Oktay Yılmaz Başkan’ın da bu konuyu öncelikli hedefleri arasına koyması gelecekte Yıldırım‘da yaşayacak nesiller adına önemlidir.

Yıldırım’ı izinsiz çivi çakılamaz hale getirmek için herkes taşın altına elini sokmalı.

Gazeteciliğimizin ilk yıllarında kaçak yapı yıkımlarını izlediğimi boş tarlalar ne yazık ki bugün onbinlerce ruhsatsız binanın bulunduğu dev semtlere dönüştü.

Şimdi oraları kentsel yenilemeyle modern semtlere döndürmek de kolay değil.

Belediyenin arkasında siyasi irade sımsıkı durursa, bu konu Yıldırım‘ın gündeminde çıkarılır.

Geçmişteki popülizmin, bugün Bursa‘daki yüzbinlerce ruhsatsız yapıyı kentin başına bela ettiği akıllardan çıkarılmamalı.