Önceki gün, Bursaspor Başkanı Enes Çelik’in Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nde yaptığı açıklamaları okuyup izlemişsinizdir. Başkan Çelik göreve geldikten itibaren 9 ayda yaklaşık 900 milyon lira borç ödediklerini, kalan 950 milyon lira borcun 600 milyon lirasının da eski yönetici ve başkan alacakları olduğunu ve bunu silmeleri gerektiğini söyledi.
Çelik, yaklaşım göstermeyen, telefonlarına çıkmayanları da Bursa kamuoyuna deklare edeceklerini açıkladı.
Çelik ve ekibinin Bursaspor’u düzlüğe çıkarma yolunda önemli çabalar sarf ettiğini görüyoruz. O çabalara Bursaspor’u tarihinin en kötü durumuna düşüren eski başkanların en ufak bir destek vermemesi düşündürücü.
Bursaspor bugün hem mali hem de sportif anlamda zor bir dönemden geçiyor. Olmaması gereken ligde şampiyonluğa oynuyor ama yeri burası değil.
Tekrar süper lige dönme yolunda gayret var. Fakat, mali yük yönetimi zorluyor. Hem borcu tasfiye etmek hem de sportif başarıyı bir arada götürmek kolay değil. Bu açıdan Başkan Çelik’in eski başkan ve yöneticilere yaptığı çağrı havada kalmamalı. Borcu bitirebilmek için eski başkanlara da sorumluluk düşüyor. Şehrin ve taraftarın desteğine onlar da kayıtsız kalamazlar.
Temlik için sıraya giren eski başkanların bu takımın bugün bu hallere düşmesinde sorumlulukları var. İyi olsun diye verdikleri kararların, aldıkları futbolcuların takımı daha kötüye götürdüğü ortada.
O nedenle, alacaklarını silmemeleri halinde bu şehir kendilerini affetmez. Paraları sen mi verdin de sil diyorsun denebilir. Bu tür görevler, alma değil verme yeridir. Alacaksan gelme, verme.
Eğer veremeyeceksen orada da olmaman gerekirdi.
Bursaspor o borcu da öder ama bu şehir de sizi bir yerlere not eder. Yapmak istemediğiniz o fedakarlık her yerde karşınıza çıkar.
Bursaspor’u Süper Lig’e döndürme yolunda yürütülen çalışmalara, gayretlere eski başkanlarımızın da duyarsız kalmayacaklarını temenni ediyoruz.
O alacakların kulübe bağışlanması için kentimizin değerli Valisinin de devreye gireceğine inanıyoruz.
Belediyelerimizin ve başkanlarımızın siyasi ayrım yapmadan kulübe verdiği desteği de takdirle karşılıyoruz. Partilerüstü yaklaşımla şehrimizin sembolüne sahip çıkan iş insanlarımıza, firmalarımıza ve taraftarımıza da minnet duyuyoruz.
Bursaspor bu zorluğu da aşacaktır.
Beklenen değişim oldu mu?
AK Parti’nin 8. Olağan Genel Kurulu’nda büyük bir değişim beklentisi vardı. Listeler açıklandığında görüldü ki, aslında bir kaç isim dışında kadro aynen korunmuş. Yani, 31 Mart yerel seçim mağlubiyeti sonrası teşkilatın en tepe noktası olan Merkez Karar Yönetim Kurulu’nda da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, vazgeçemediği isimleri listesinde tekrar koruduğu görüldü. Sadece diğer partilerden istifa eden kimi meşhur isimleri MKYK’ya dahil etmiş.
Peki bu ne anlama geliyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’taki tercihleriyle AK Parti’ye kimi kentleri ve ilçeleri kaybettiren ekibe halen güvenin devam ettiğini gösteriyor.
Bunun tabana yansıması olur mu?
Sanmıyoruz.
AK Parti, parti disiplinini en sert uygulayan bir siyasal hareket.
Ses çıkaran, tepkisini yüksek sesle dile getirecekler orada barındırılmaz.
Kongreden şu sonuç da çıkarılabilir.
Kabinede de köklü bir değişim olmayacağının işareti bunlar.
Dündar güven tazeledi
Şehrimizdeki STK’larda da kongre telaşı var. Bursa’nın 20 bini aşan üyesiyle en büyük sivil toplum örgütlerinden biri olan DAĞDER’in 11 Mayıs’taki büyük kongresi öncesi şube kongreleri de tamamlandı.
Nilüfer Şube Başkanı İrfan Dündar dün yapılan genel kurulda yeninden güven tazeledi.
Kısa süre önce Nilüfer Belediyesi’nden emekli olan Dündar ve ekibi üyelerden bir kez daha güvenoyu aldı. Yaptıkları faaliyetlerle Nilüfer’in en aktif STK’larından biri olmuşlar. Başkan Dündar kongredeki konuşmasında 2 yılda yapılanları okurken yoruldu.
Genel merkezden sonra kendi dernek merkezi ve lokaline sahip ender şubelerden biri olan DAĞDER Nilüfer Şubesi ilçenin en eski STK’larından. Dündar’ın yönetimine Erol Öztürk, Uğur Sarkıç, Nihat Öztürk ve Seyfi Aydın seçildiler.
Denetim Kurulu’nda ise Melek Küçükbayraktar, Aydın Kurmuş ve Yılmaz Öztürk getirildi.

Flipboard