Yerele hızlı hizmet akışını sağlayacak kamu kurumunun belediye olduğu bir gerçek.
Her ne kadar belediyelerimiz siyasiler tarafından yönetilseler de, mali yönden özerk değiller, iş ve işlemleri kamu denetimine tabi.
Belediyelerimizin sadece genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları paylarla sorumluluk sahasındaki yerleşimlere hizmet sunabilmeleri de mümkün değil.
Bu açıdan, kendi kaynaklarını da oluşturmak durumundalar.
Çoğu zaman gayrimenkul satışı yönetimiyle kaynak temini yolunu seçen belediyelerimiz bazen bundan sonuç alamayabiliyorlar.
Ekonomik gidişata bağlı olarak satışa çıkan taşınmazlar belediyelerin ellerinde kalabiliyor.
Keza, yap-işlet-devret modelleriyle hayata geçirilen projelerle üretilen hizmetlerde de sıkıntılar doğabiliyor.
İller Bankası aracığıyla nüfus başı ödenen genel bütçe vergi gelirleri paylarının bugün adaletsiz olarak dağıtıldığı şikayetleri giderek artıyor.
Sadece AK Partililerin değil, aralarında CHP ve MHP’li belediyelerin de adil olmayan gelir dağılımı konusunda yakınmaları söz konusu.
Peki bu yakınmalara nasıl giderilecek?
Çünkü; önceki gün bütçe görüşmelerinde bu durumdan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da rahatsızlığını ifade etti.
Çözüm için yasal düzenleme gerekiyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev alan yerel yönetim mahreçli vekillere çok sorumluluk düşüyor.
Yerele hizmeti hızlandırmanın yolu belediyelerimizin gelirlerini artıracak düzenlemelerden geçiyor.
Yeni bir kanun teklifiyle belediyelerimize nefes aldıracak pay dağıtımı adaletsizliği ortadan kaldırılabilir.
Sadece gelirlerin artırılması da yetmeyebilir.
Bugün borç sarmalı içinde günlük rutin işlerini dahi yürütmekte zorlanan belediyelerimizin kimi borçlarının ödemesi Hazine tarafından üstlenilebilir ya da uzun vadeli ötelenebilir.
Belediyelere yerelde sıcak nakit akışı sağlayacak yeni düzenlemeler de yapılabilir.
Örneğin; illerde merkezi idareye bağlı kurumların vatandaşa ve kurumlara kestikleri çeşitli para cezalarından belediyelere de pay aktarılabilir.
TBB etkisiz mi kalıyor?
Bütün bunların sıkı biçimde takibinde Türkiye Belediyeler Birliği’nin siyasiler üzerinde baskı oluşturması akla gelebilir.
Türkiye Belediyeler Birliği’nin Başkanlığını AK Partili Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin yürütüyor.
Bakanlık ve parlamenterlik tecrübesi de olan Şahin’in, belediyeleri mali yönden rahatlatacak düzenlemeler konusunda gerek TBMM gerekse Cumhurbaşkanlığı düzeyinde daha çok girişimde bulunması kaçınılmaz görünüyor.
Bu yönde bir çaba olduğunu biliyoruz ama şimdiye dek hem hükümet hem de TBMM düzeyinde belediye başkanlarını sevindirecek somut adımlar ne yazık ki, atılamadı.
Göç olgusu masaya yatırılıyor
Sık sık bu sütunlardan belediye müzeciliğinin şehre hareket getirdiğini vurguluyoruz.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 14 müzesinde hemen her gün bir aktivite var.
Etkinliklerle şenlenen ve ziyaretçi sayısı her geçen gün artan müzeler Bursa’nın en çok uğranılan mekânlarından birine dönüştü.
Merinos’taki Bursa Göç Müzesi’nde bu minvalde önümüzdeki hafta yeni bir etkinlik daha gerçekleşecek.
18 Aralık’ta, ‘Dünyada Türkiye’de ve Bursa’da Göç Olgusu’ başlıklı panel Büyükşehir Belediyesi ve Diplomasi Araştırmaları Derneği işbirliğiyle gerçekleşecek.
Müzeler Şube Müdürü Nazım Enes Altan ile DARD Başkanı Prof. Dr. Barış Özdal’ın yöneteceği panele Özkan Aksoy, Barış Akbalık, Raif Kaplanoğlu ile Dr. Kader Özlem konuşmacı olarak katılacaklar.
Çok isabetli bir konu seçilmiş.
Dünyada en çok göçmeni barından bir ülkeyiz.
Bursa’da sadece 200 bine yakın Suriyeli misafiri ağırlıyoruz.
Panelin bu açıdan şehrimiz adına faydalı olacağını düşünüyoruz.