Sosyal medyada bir paylaşım bugünlerde Bursa’nın güneyindeki ilçe sakinleri tarafından sık dolaştırılmaya başladı.
Sosyal medya hesaplarımızda bizim de dikkatimizi çekti.
Orhaneli ilçesinde yeni evlenen bir çiftin düğün arabasının arka camında aynen şunlar yazıyor:
“Aşkımız Orhaneli yol çalışması gibi olsun. Hiç bitmesin.”
Dağ ilçelerinin yollarının bittiği biteceği yok.
Bitecek gibi bir termin de söz konusu değil.
İhale dosyalarındaki bitiş tarihlerine aldanmayın.
Onlar usulen oraya konulmuş süreçler.
İnşaatlar biz çocukken başladı, evveliyatını bilmiyoruz.
Öncesinde Cumhuriyet’in ilk yıllarında kazma kürek, elle yapıldığını anlatırdı büyüklerimiz.
Büyüdük, okuduk, askere gittik, işe girip emekli olduk, Türkiye’nin dördüncü büyük kentinin 4 ilçesinin yol inşaatı devam ediyor.
Bu nasıl bir yatırım planlaması!
DPT ne işe yarar?
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yatırım uzmanları bu işi izahta, ‘ödenek yetersiz’ gibi basit gerekçeler sunamazlar.
Artık onları bu millet yemiyor.
Evlenecek çiftlerin aşklarının süresi bile Orhaneli yol inşaatına endeksleniyor.
Birbirlerine olan bağlılıklarının bitmemesi için Orhaneli yolu inşaatını örnek alıyorlar.
Çünkü; oranın biteceğini hiç akıllarından geçiremiyorlar.
Tabii, kendi aşklarının bitmesini de…
Türk insanı çok nüktedan.
Kendini yöneten siyasetçi ve bürokrata hepimizi şaşırtan buluşlarla göndermede bulunuyorlar.
Tabii ki, bu ince ayarı anlayana…
3 yılı buldu sanırım, daha Misi geçişi bitirilemedi.
Haksızlık etmeyelim, diğer ilçe yollarında da çalışma var.
Fakat kısa vadede bitmesi mümkün değil.
Dün Ahmet Emin Yılmaz Ağabey’in köşesinde İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube eski Başkanı Adem Özdemir’in açıklaması vardı.
Misi etabında 75 metreyi aşan yüksekliğin şevle değil, tünelle geçilmesi gerektiğini söylüyor.
Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü ne yapıyor?
Dağın yüzeyine beton sıktırarak, akan kütleyi durduracağını sanıyor.
Umarız durdururlar.
Biz mühendis değiliz. Ama gören göz kılavuz istemez.
Bir kentin 4 ilçesine olan ulaşım sorununu yıllardır çözemeyen bürokrasi, hem kendini hem nosyonunu gözden geçirmeli.
Sade onlar değil, bu problemi çözemeyen bürokratları o koltuklara oturtan siyasetçiler de kendilerini çek etmeli.
Yoksa, fotoğrafta olduğu gibi böyle alayklık durumlara düşülür.
Otopark ücretine tepki
Dün, DYP döneminin Bursa’da öne çıkan isimlerinden Namık Kemal Gemlik aradı.
Öfkeliydi. Sesi kızgın tondaydı.
Kurban Bayramı sabahı saat 08.00’de kendisinde otopark ücreti isteyen BURBAK görevlilerine ve Büyükşehir Belediyesi’ne ateş püskürüyordu.
“Bayramda da yapılır mı? diye girdi lafa.
Hayırdır demeye kalmadan şöyle devam etti:
“Üsküp’lere kadar gidip hayır hasenat için yatırım yaparken, bayram günü caddelerden toplanacak paraya mı kalındı” diye sordu.
Sonrasında da İstanbul’u, köprüleri, otoyolları örnek verdi.
“İki dini bayramımız var. Bunlarda köprüler, otoyollar ücretsiz. Bursa’da bayramda bile cadde otoparklarından, Kültürpark girişlerinden para isteniyor. Büyükşehir Belediyesi buralardan gelecek paraya mı kaldı?”
Kemal Bey’i iyi tanırız.
Büyükşehir’in işleyişini bilir.
Bursa’da da bayram boyunca bunların ücretsiz olması gerektiğini söylüyor.
Uygulanabilir mi?
Niye olmasın.
BURBAK ve BURFAŞ yöneticilerine iletelim.
Çünkü otoparklar BURBAK’ın, Kültürpark girişleri de BURFAŞ’ın kontrolünde.
Elçiye zeval olmaz.
Bizden iletmesi.