Türkiye’de hukuk alanında verilmiş garabet kararlara yeni tanık olmuyoruz.

İnsanı öyle irite edici kararlar var ki, buna imza atanların bile sivil yaşama döndüğünde utanacaklarını düşünüyoruz.

Malumunuz, Osmangazi Belediyesi Şehreküstü’de 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda inşa edip Cami Derneği’ne tahsis ettiği, derneğin de hukuk dışı yolla işletmesini özel bir müstecire devrettiği WC konusu var.

Oradaki WC, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından işbaşına gelen CHP’li Osmangazi belediye Başkanı Erkan Aydın tarafından artan şikâyetler ve sözleşmeye aykırı olarak müstecire devredildiği için feshedilerek, vatandaşını kullanımına ücretsiz hale getirildi.

Müstecir ve dernek ise olayın peşini bırakmıyor.

İdari yargıya başvurarak, ikinci kez yürütmeyi durdurma kararı  çıkarttırmışlar. Yani, belediye ve halkla sürtüşüyorlar.

Buranın ücretsiz olarak halka açılmasından mı yoksa hem dernek hem de işletmeci ellerindeki kişi başı 10 liralık WC gelirini kaybetmiş olmalarından mı rahatsız, çözemedik.

Hiçbir yargı kararı eleştirilemez değildir. Belediyenin tümüyle, insani bir gereksinimi ücretsiz hale getirmesi, ileride, ‘telafisi güç’ nasıl bir zarara yol açabilir?

Kararı veren yargıçların, Bursa kamuoyuna, 1 milyona yakın Osmangazili hemşerimize bunu izah etmesi gerekir.

Belediye isterse, orayı tümüyle kullanıma kapatabilir, BUSKİ suyunu kesebilir. İlçe Fen İşleri Müdürlüğü komple etrafını kazıp burayı kullanılamaz hale getirebilir.

O vakit daha mı iyi olur?

Kaldı ki, işletmecinin de su faturası ödemediği, BUSKİ’nin de camiden WC’ler için kaçak su kullandığını tespit ettiği ileri sürülüyor.

Hasılı, Şehreküstü’de bir garabet bir durdurma kararı var.

Başkan Erkan Aydın’ın da bundan geriye dönüş yapacağını sanmıyoruz.

Gerekirse, meydana devasa modern bir mobil WC inşaa ederek halkın kullanımına sunar.

İstanbul’da gördük.

Koru ve piknik alanlarına, insanların yoğun olduğu noktalara mobil WC’ler konmuş. İşletmesi belediye tarafından sağlanıyor ve sembolik ücretlerle vatandaşlar buralarda insani gereksinimlerini giderebiliyor.

 

Şeftalimiz AB’den tescil aldı ama yetiştirecek toprağımız kaldı mı?

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Bursa şeftalisinin Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili aldığını açıkladı. Dün sosyal medya hesaplarından fark ettik.

Bursa şeftalisinin ününü bilmeyen yok. AB’den coğrafi işaret tescil alınması ilimiz adına gurur verici bir girişim.

Bakan Yumaklı, “Anadolu’muzun eşsiz lezzetleri ülke sınırlarını aşmaya devam ediyor. Bursa şeftalisi AB’den coğrafi işaret tescili alan 24. ürünümüz oldu. Coğrafi işaretli ürünlerimiz bölgelerinin bereketli topraklarına bereket katacak. Hayırlı, uğurlu olsun” notuyla müjdeyi duyurdu.

Bursa ovası yıllardır beton tehdidi altında. Ovamızın bereketli topraklarında yetişen şeftali ağaçlarının sayısı giderek azalıyor. Daha önceki hafta Osmangazi ilçemize bağlı Karabalçık mahallemizde eski bir zeytinlik sökülerek sanayi tesisi kondurulmaya başlandı.

Böyle giderse AB’den aldığımız coğrafi işaret tescilli Bursa şeftalisini yetiştirecek toprağımız kalmayacak.

 

Emeklilerimize verilecek sembolik artışı bir türlü kararlaştıramamak

Hükümet ve onun bağlı olduğu siyasi kanat, haftalardır emeklilere verilecek ilave ücret artışını bir türlü kararlaştıramıyor. Toplanıp toplanıp dağılıyorlar. Düşük ücretli emeklilerimize verilecek 1-2 bin liralık artışta bir türlü karar kılamadılar. En düşük 10 bin lira maaş alan 4 milyon dolayındaki emeklimize verecekleri 1-2 bin liranın da işe yaramayacağını bildikleri halde, havanda su dövüyorlar. Zaten, o zam açıklanır açıklanmaz piyasalarda yeni bir zam furyası başlayacak. Marketler, raf etiketlerini yıldırım hızıyla değiştirecek. Emeklinin cebine girmeden para hepimizden çıkmaya başlayacak.

O rakamı verseniz ne olur vermeseniz ne olur.

Fakat sandıkta olacak belli.

31 Mart’ta büyük kentleri, belediyelerin çoğunu kaybeden AK Parti, 4 yıla kalmadan gerçekleşecek olası bir erken seçimde, belki de iktidarı tümüyle kaybedecek.

Siz halen 4 milyon düşük maaşlı emekliye vereceğinin zammın kaç lira olacağını tartışadurun. Toplanıp toplanıp dağılın. Ölçün biçin, tartın bütçeye gelecek yükü hesaplayın. Piyasaya çıkıp, tezgâhlardaki yangını görme gereği duymayın.

Seçim gecesi, sandık sonuçları açıklandığında ise kafayı nereye vuracağınızı şimdiden tartışmaya başlayın.

‘Biz nerede hata yaptık’ diye dövünün.