AK Parti’nin merak edilen yerel seçim manifestosu dün Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından açıklandı.

Yerel seçim öncesi bir bakıma seçmene verilen taahhüt niteliğindeki manifesto, gerçekten modern kentlerin olmazsa olmazlarından hükümler içeriyor.

11 maddelik AK Parti yerel seçim manifestosu, Türkiye’nin bütün yerleşimlerindeki her siyasi partiden belediye başkan adayının vazgeçmeyeceği ilkeler manzumesine dönüşmeli.

Planlamadan altyapı ve ulaşıma, kentsel dönüşümden akıllı kent uygulamalarına, çevreden sosyal projelere, yatay kentleşmeden birlikte yönetim modeline, tasarruf ve şeffaflıktan değer katan şehirciliğe kadar önemli başlıklar içeren manifestoyu, yıllardır yerel yönetimleri izleyen bir gazeteci olarak beğendiğimizi vurgulamak isteriz.

Özellikle, planlamada her türlü istismara açık, bütünlüğü bozan ve diğer hak sahiplerini kayba uğratan ‘parsel bazlı plan değişikliklerine geçit verilmeyecek’ sözünün altını kalın biçimde çiziyoruz.

Bunu manifestonun ilk maddelerinden biri yapan AK Parti’nin uygulamada da sıkı takip etmesi gerekiyor.

Şunu hemen herkes biliyor ki, Türkiye’nin neresinde olursa olsun belediye meclis gündemlerinin ağırlıklı maddelerini plan tadilatları oluşturuyor.

2019 yerel seçimlerinde bunun AK Parti belediyeleri için ana ilkelerden biri ilan edilmesi belediye başkanlarının da elini rahatlatacaktır.

Zira, çeşitli kanallarla parsel bazlı plan değişiklikleri için gelebilecek baskılara da manifestonun bu ilk maddesi gerekçe gösterilecektir.

Planlamada şeffaflık ve yatay kentleşme sözü de üzerinde durulması gereken taahhütlerdendir.

AK Parti’nin manifestosunda çok iddialı bir taahhüt altına daha girdiğini görüyoruz.

“Önümüzdeki dönemde, içme suyu, yağmur suyu, kanalizasyon, doğalgaz, enerji ve iletişim hatları gibi temel altyapı sorunları tamamen çözülmemiş hiçbir şehrimizi bırakmayacağız.”

Çağdaş yerleşimlerin olmazsa olmazı zaten bu manifestoda yer alanlardır.

AK Parti bunu bütün belediye başkan adayları için yazılı bir söz haline getirmiş.

Keza, kentlerin çok başını ağrıtan otopark sorununu çözmek de belediye başkanlarının asli vazifeleri arasına alınmış.

AK Parti bu taahhütle de sokakları araç istilasından kurtarma sözü veriyor.

AK Parti’nin, Bursa’nın da çok tartıştığı kentsel dönüşüm konusunu, şehir plancılarının sıklıkla vurguladığı ilkeleri de içeren biçimde manifestosuna aldığı anlaşılıyor. Bina bazlı değil bölge ölçekli kentsel dönüşüm vaat edilmiş.

Siluet bozucu, kimliksiz şehir projelerine geçit verilmeme sözünü de yeni dönemde yakından izlenecek taahhütler arasına koyabiliriz.

Akıllı şehircilik uygulamaları da bugün çok konuşulmaya başlandı.

İnsanın yaşamını kolaylaştıran projelere AK Partili belediyelerin daha ağırlık vereceği görülüyor.

Elbette, çevreye duyarsız yerel yönetim anlayışının AK Parti’nin prim vermeyeceği de taahhüt altına alınmış. İnsan, şehir ve tabiat dengesinin gözetileceği bir belediyecilik sözü veriliyor.

Son dönem belediyelerimizi sosyal projelere ağırlık verdiğini de biliyoruz. Taahhütnamede buna ayrı bir başlık açılması, kadın, genç, yaşlı, çocuk ve engellilerle tüm mağdur ve mazlumları kapsayacak biçimde genişletilmesi planlanıyor.

Şehirli Halkları bildirgesi, belediye meclis toplantıları ve ihalelerin canlı yayınla halka açılması önemsediğimiz taahhütler.

Tasarruf artık sadece yerel yönetimlerde değil, her yerde konuşulan bir konu. Verimli kaynak kullanımı, hakka, adalete, hukuka uygun yönetim tarzı da AK Parti’nin yeni dönem belediyeciliğinin şifreleri olarak belirlenmiş.

AK Parti’nin, şehirleri gayrimenkul odaklı zenginleşme aracı olmaktan çıkarma sözü de çok iddialı bir hedef.

Toprak rantının her geçen gün arttığı kentlerde bunu hayata geçirmek kolay olmasa gerek.