Dün kentimizde Dünya Tarihi Kentler Birliği (DTKB)’nin 2018 Konferansı başladı.

Tayyare Kültür Merkezi’ndeki zirveye birlik üyesi Bursa Büyükşehir Belediyesi ev sahipliği yaptı.

Zirvenin onur konuğu DTKB ve Kyoto Belediye Başkanı Daısaku Kadokawa idi.

Kadokawa ülkesinde meydana gelen şiddetli kasırgaya rağmen Bursa programını iptal etmedi.

Türkiye Tarihi Kentler Birliği ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi de zirvenin baş konuklarındandı.

Konuşmalarda iki konuk başkandan da Bursa’ya övgü vardı.

Heyeti TKM kapısında Tarihi Bursa Mehteri konseri karşıladı.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş konuklarıyla tek tek ilgilendi. Vali İzzettin Küçük, Osmangazi ve Orhangazi belediye başkanları da konferansın izleyicilerindendi.

Konuklar için sergilenen İngilizce Hacivat-Karagöz gösterisi ilgi gördü.

Başkan Aktaş konuşmasında bir kez daha Japonya’da yaşanan kasırga nedeniyle konuklarına geçmiş olsun dileklerini iletti.

Ardından Bursa’nın tarihi kimliğine vurgu yaptı.

Türkiye Tarihi Kentler Birliği Başkanı Çiftçi de 2000 yılında birliğin Bursa’da kurulduğunu belirtip, tarih yolculuğunun kentimizden başladığını hatırlattı.

Vali İzzettin küçük da korumacılığın önemine işaret eden bir konuşma yaptı.

Sera gazı salınımının azaltma kararının alındığı ünlü Kyoto bildirisinin yayınlandığı kentin belediye Başkanı olan Kadokawa’nın konuşmasını merak ediyorduk.

Geleneksel kıyafetlerle sahneye çıkan Japon Başkan etkili bir sunum yaptı.

Kyoto’nun Japonya için önemine dikkat çekti.

Kasırga için geçmiş olsun dileklerini ileten ev sahibi Aktaş teşekkür etti. Can kaybı olmadığı için Bursa’daki programa katılabildiğini söyledi.

Kadokowa, ABD’de yapılan bir araştırmada dünyada felakete en hazır kent seçildiklerini de bildirdi.

Kyoto Japonya’nın öne çıkmış kentlerinden.

Ülkeye bin yıl başkentlik yapmış bir şehir.

Başkan 40 yıl önce Kyoto’nun ‘Özgür, Kültürel Kent’ deklarasyonuyla dış dünya ile ilişki kurduğunu hatırlattı. Şehrinin barışa yaptığı katkıya atıf yaptı.

Japon hükümetinin Kültür Müsteşarlığı’nı Kyoto’ya taşıdığını kaydetti.

Kyoto’da 38 üniversite ve 150 bin öğrencinin bulunduğu, bunların 10 binin ise değişik ülkelerden gelen yabancılardan oluştuğunu öğrendik.

Başkan gururla bir şeye daha vurgu yaptı.

Kyoto 20 yıldır dünyanın en temiz şehirlerinden biriymiş.

Bunu da halkın sokak ve caddeleri bizzat kendilerinin temizlemesine bağladı.

Bursa’da herkesin kendi sokak ve caddesini temizlediğini düşünsenize.

Ne hoş bir görüntü ortaya çıkar değil mi?

Meşhur Kyoto protokolünün ardından bu kent hem atıklarını yüzde 50 azaltmış hem de enerji tüketimini yüzde 17 düşürmüş. Yine ulaşımda tren ve otobüs kullanımı da yüzde 29 yükselmiş.

Hepsi sera gazı salınımını azaltmak için yapılmış.

Kentin imar planlarında da revizyona gidilmiş

Başkan, “Artık Kyoto’da gökdelen istemiyoruz” diyor. 45 katlı yapılar 15 kata indirilmiş, son 10 yılda görüntü kirliliğine yol açan 30 bin tabela bizzat iş yeri sahipleri tarafından sökülmüş.

Başkan Kadokawa’nın, “Biz bir şeye karar vermeden önce çok tartışırız, karar verince de bunu herkes uygular” sözleri aslında Kyoto’nun dünyada niçin öne çıktığını net biçimde özetliyor.

Kadokawa’nın şu son sözleri de aslında korumacılığa ve geleneklere verilen önemi ortaya koyuyor:

“Bursa’nın da kendi tarihsel özelliklerini korumasını önemsiyoruz. Biz geleneksel giysilerimizle buraya geldik. 2 yıl sonraki toplantıya da herkesin kendi geleneksel kıyafetleriyle gelmelerini bekliyoruz.”

Toplantıda UNESCO Bursa Alan Başkanı ve İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu da  küreselleşme ve geleneksel yaşama dair bir sunum yaptı.

Açılış konuşmalarının ardından değişik ülkelerden 97 çocuğun resimlerinden oluşan, ‘Tarihe renklerle dokunmak’ isimli sergi de gezildi.

Konferans bugün de devam edecek. Yarın ise genel kurul seçimleri var.