Yazla birlikte tatil beldelerine akın başladı. Fakat, henüz ülke olarak pandemi belasından kurtulabilmiş değiliz. Tatil yörelerimiz yine tıklım tıklım doldu. Ege ve Akdeniz’de turistik tesislerin yüzde 100 doluluğa ulaşması sevindirici ama ürküten yanı da yok değil.
Bunun ağır faturası ile karşılaşmamak ve salgını atlatmanın en basit ve kolay yolu aşıdan geçiyor.
Ne yazık ki, aşılamada yakaladığımız ivmeyi sürdüremiyoruz.
Hedef nüfusun yüzde 75’İni aşılayarak mavi kategoriye ulaşan il sayımız henüz bir elin parmaklarını geçmedi. Bursa yüzde 64’lerde görünüyor.
Halen aşı konusunda tereddüt yaşayanlarımızın ve kafa karıştıranların etkisi altında kalanlarımızın sayısı bir hayli fazla.
Ülkede bayrama girerken toplam aşı sayımız 63 milyonu aştı. İlk doz olan yurttaşlarımızın sayısı da 39 milyonu geçti. Yani ilk dozda bile nüfusumuzun yarısının aşılanmasına az bir sayı kaldı.
Fakat bu yeterli değil. Toplumsal bağışıklık sağlanabilmesi için yüzde 70’i aşmak gerekiyor.
Peki Bursa’da son durum nedir?
Sağlık Bakanlığı verilerine göre; ilimizde toplam aşı sayısı 2 milyon 440 bine ulaştı. Birinci dozu yaptıranlarını sayısı da az değil. 3,1 milyon nüfuslu Bursa’nın en az yarısı aşılanmış gözüküyor. Birinci doz aşı olmuş hemşeri sayımız 1 milyon 511 bini geçti. İkinci doz aşı olanlarda 806 bini buldu.
İşin sevindirici yanı, Bursa’daki her iki kişiden birimizi, ilk doz aşımızı yaptırmış görünüyoruz.
Sokakta, caddede, toplum içinde rahat bir yaşam için en az her üç kişiden ikisinin aşılanması şart.
Bursa’da o düzeye ulaşabilmemiz için tereddüt yaşayan ve aşı olmayanlarımızın ikna edilmesi gerekiyor.
Çünkü, birinci doz aşılamada il olarak istenilen düzeyde değiliz. İl Sağlık Müdürlüğü’nün ve çalışanlarını tüm çaba ve çağrılarına rağmen aşıdan kaçınan hemşerilerimizin hem kendilerini hem de tüm nüfusu riske attıkları unutulmamalı.
Aşı olanların ölüm ve hastaneye yatışlarının kesildiği bilindiği halde, halen bundan kaçınmanın büyük bir sorumsuzluk ve bencillik olduğunu düşünüyoruz.
Bilime ve akademisyenlerimizin çağrılarına kulak verelim.
Lütfen, eğer yaptırmamışsak aşımızı olalım.
Kavurucu sıcak nefes aldırmıyor
Türkiye yaz aylarının en sıcak günlerini yaşıyor. Dışarıdaki sıcaklık 40 derecenin üstüne çıktı. Nemle birlikte gölgede bile nefes almak güçleşti.
Kurban Bayramı da aşırı sıcakları yaşandığı bir anda kutlanacak.
Şehri terk eden, memleketine gidenler kısmen kurtulurken, kentte kalmak zorunda olanlar ise kavurucu sıcaklarla boğuşuyor.
Kurban Bayramı için memleketine gidenlerin kent trafiğine de olumlu etkileri gözden kaçmıyor. Caddelerin rahatladığını, ana ulaşım akslarındaki trafik yükünün azaldığını fark ettik.
İnsan sağlığını tehdit eden sıcaklara karşı dikkatli olmak gerekiyor.
Mecbur olmadıkça bu ortamda dışarıya çıkmamak, güneş ışınlarına maruz kalmamak gerekiyor.
Bayram boyu etkisini sürdürecek sıcaklar yaşamımızı zorlaştırsa da bundan tatil anlamında faydalananlarımızın da memnun olduklarını biliyoruz.
Diğer yandan, sıcakların beraberinde yaz aylarının en büyük korkusu olan orman yangınları için de büyük bir risk oluşturduğu da gerçek.
Uyarılara rağmen, böylesi sıcak anlarda orman içinde piknik yapan ve ateş yakanların yeşil örtümüzü olası bir yangınla zarar verecekleri unutmamalı.
Sevdiklerimizle daha nice bayramlar
Her bayram sevdiklerinizle özlem gidermenin geleneksel bir aracıdır.
Büyükler, yolu gözlenenler, hasret kalınanlar bu vesileyle buluşur, yaşanmış güzel günler hatırlanır, kaybedilenlerin özlemi dillendirilir, eller öpülür, harçlıklar verilir, şekerler dağıtılır, kurbanlar kesilir, mezarlıklar ziyaret edilir.
Hasılı, bayramlar, kaybettiklerimizin acısı bir yana, hayattakilere sıkı sıkı sarılmamız gerektiğini bizlere hatırlatan özel günlerdir.
Yeni bir kurban bayramına daha girdik.
Hepimizin, özellikle de çocukların dört gözle beklediği bu bayram da sevdiklerimizle daha nicelerine ulaşacağımız mutlu günlerin habercisi olsun.
Bu vesileyle, tüm okurlarımızın mübarek Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimizle kutluyoruz.
Bayram sonrası yine bu sütunlarda buluşmak dileğiyle.