Başkent’te yürütülen bir mücadele var.  Bunun farkındayız.

İktidar ve muhalefet milletvekillerimizin hemen hepsi Bursa‘nın iki büyük yatırımı için çabalıyorlar.

Daha geçen hafta AK Parti milletvekillerinin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile temasları oldu.

Hızlı tren, Terminal Tramvay Hattı ve Şehir Hastanesi metrosu için bakanla görüştüler.

Bursa ve Bursalılar için şu an aciliyet gerektiren üç büyük yatırım bunlar.

Hızlı tren konusu gerçekten ne büyük talihsizlik ki, başlandığı halde bunca yıldır bitirilememiş bir proje.

Konya‘ya, Sivas‘a, Erzincan‘a dahi hızlı tren götüren bakanlık ne yazık ki, Bursa‘nın bu projesini 10 yıla yakın süredir tamamlayamıyor.

Bu bir kere ilgili bakanlığın proje birimi için gerçekten hicap duyulması gereken bir durum.

Bu iş eski Türkiye‘nin Bolu Tüneli hikayesine döndü.

Sayısız bakanlar, başbakanlar eskiten Bolu tünelleri açıldı ama uzun yıllar aldı.

Açmak da AK Parti iktidarına kısmet oldu.

Bizim hızlı tren de böyle.

Projeleri çizdiren, ihale eden, işi uzatan, tamamlayamayan bakanlar, başbakanlar, TCDD Genel Müdürleri bugün koltuklarında değiller.

Belki de işbaşındaki bakan ve genel müdüre de kısmet olmayacak açılışı.

Herhalde bir araştırılsa, güçlü AK Parti hükümetleri döneminde, fizibilite, hazırlık, ihale, yapım ve tamamlanma süresi en çok sarkan projelerden biri bizim hızlı trendir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın özel talimatına rağmen proje nedense bitirilemiyor.

Elbet bir gün bitecek ama şu çağda bir projenin 10 yıla yakındır bitirilememesi, bu işte imzası olan teknik kadronun da nosyon sorunu demektir.

Demek ki, gerçekten yetersizler.

Bursalıları hızlı trenden bunca yıldır mahrum ettiler.

Sadece siyasilere yüklenmenin haksızlık olacağını düşünüyoruz.

Ankara‘nın demiryolu bürokratları ve mühendisleri Bursa gibi Türkiye‘nin 4. büyük kentinin en önemli beklentisini bunca yıldır niçin karşılayamamış olmalarını da kendilerine sormalılar.

Bursa‘nın talihsiz projelerinden biri de Kent Meydanı-Terminal arasında çalışacak T-2 hattı.

İhale süreci baştan sıkıntılıydı.

Bursalı bir firmanın kazandığı ihale Devlet İhale Kurumu’na yapılan itirazla başka bir şirkete verildi.

O şirketin ahı mı tuttu nedir, ihale devredilen firma halk diliyle işi ağzına yüzüne bulaştırdı.

Büyükşehir Belediyesi’ni de başkanları da bürokratları da sıkıntıya soktu.

Göreve geldiğinde projeyi durdurma sinyali veren Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, harcanan rakamı ve tamamlanma oranının yüksekliğini görünce vazgeçmek zorunda kaldı.

İşi bitiremeyeceği anlaşılan şirketle sözleşme feshedildi.

Şimdi ikmal ihalesi ve ilavelerle projeyi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı‘nın yapması isteniyor.

Yapar mı?

Galiba sevindirici gelişmeler var ki, Başkan Aktaş’ın geçen hafta başladığı  ve bu hafta sürdüreceği Ankara‘daki temaslarına ilişkin sosyal medyadan verdiği ipuçlarında bu projeden de bir beklenti söz konusu.

Büyükşehir Belediyesi bu projeyi bakanlığın üstlenmesini talep etmişti.

Umarız müjdeler arasında burası da vardır.

Türkiye‘nin vizyon projelerinden biri de şehir hastaneleridir.

Olaya ideolojik yaklaşan ve projeye rant kapısı olarak bakan sol ve sosyalist akademisyenlerin aksi düşüncelerine rağmen, Türkiye’deki şehir hastanelerinin varlığı pandemi sürecinde kendini hissettirmiştir.

Bursa Şehir Hastanesi bugün ulaşım güçlüğü nedeniyle çoğu hemşerimiz tarafından kullanılmak istenmemektedir.

Fakat buranın önemi ulaşım çeşitliliğinin artmasıyla daha iyi anlaşılacaktır.

Bu yüzden metro, Bursa’nın  kaçınılmaz ve acil hizmete alınması gereken bir yatırımıdır.

Bakanlık burayı üstlendi ama akıbeti hızlı tren ve T-2’ye dönmemelidir.

Büyükşehir Belediyemizin, Başkan Aktaş ve bürokratlarının bu yöndeki çabaları siyaseten de desteklenmelidir.

Ankara’da Başkan Aktaş’ın eli güçlendirilmelidir.

Şehir Hastanesi’ne ulaşım kolaylaşırsa burayı kullanan hemşerilerimizin sayısı artacak, kent merkezindeki sağlık tesislerimizin yükü de azalacaktır.