Deprem hepimizin yüreklerinde onulmaz birer yara açtı. Ancak, yakınlarını, eşini, çocuğunu, anne babasını, kaybedenler için bu yara çok daha derin.

Türkiye’nin dört bir yanından, hatta uzak topraklardan ülkemize yardım yağıyor. Hepsi, depremzede yurttaşlarımızın yaralarını bir nebze sarılması adına yapılıyor.

Türkiye 6 Şubat’tan bu yana büyük bir yardımlaşma örneği sergiliyor. Yurtdışındaki dostlarımızın, kardeşlerimizin desteği de azınsanmayacak kadar çok.

Dün CNN Türk ekranında fark ettik. Malumunuz, Bursa’dan ve Türkiye’nin dört bir yanından Hatay’a gönderilen yardımların kırsaldaki en ücra noktalara kadar ulaştırılması görevi Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne verildi.

Büyükşehir Belediyesi de, AFAD ve Valilik işbirliğiyle TSK’dan ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nden alınan hava aracı desteğiyle bu yardımları Hatay’ın kırsal yerleşimlerine, köylerine, mezralarına gönderiyor.

Haberleri izlerken dikkatimizi çekti. Yardım kolileri üzerindeki Bursa Büyükşehir Belediyesi yazısı göğsümüzü kabarttı. İçinde gıda ve hijyen malzemesi bulunan Bursa kolileri demek ki, Hatay’ın en uzağındaki köylere kadar bile ulaşmış olacak.

Bursa deprem bölgesindeki ağırlığını hemen her alanda hissettiriyor.

Şimdi o kolileri teslim alan ve Bursa’nın, Bursalıların bu en zor zamanlarında kendilerine yardım gönderdiğini gören Hataylı kardeşlerimiz bunu unutabilirler mi?

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş bürokratları ve 500 dolayındaki çalışma arkadaşı ile bölgede koordinasyon görevi yürütüyor.

Büyükşehir’in iş makineleri, araç gereci de orada depremden kurtulup hayata tutunanların yaşamlarını kolaylaştırabilmek için çabalıyor. Çadırkent ve konteynerkentler kuruyorlar, WC ve duş üniteleri monte ediyorlar.

Bölgede Bursa’nın bu çalışmalarının depremzedeler üzerinde unutulmaz manevi izler bırakacağını düşünüyoruz.

Komşudaki soydaşların ve HÖH’ün depremzede için yardım seferberliği

Türkiye’de meydana gelen depremler yurdışındaki Türk kökenli soydaşlarımızı ve gurbetçilerimizi de harekete geçirdi.

Avrupa ülkelerinden gelen gurbetçi yardımlarından sonra komşudaki soydaşlarımız da Türkiye’nin imdadına koşmak için seferber olmuş durumdalar.

Komşu Bulgaristan’da üyelerinin ağırlığını Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi HÖH’ün başlattığı yardım kampanyasında 29 kabul merkezinde onlarca ton gıda, giyecek, ısıtıcı, battaniye malzemesi toplanmış.

Bursa’dan giderek yardımların toplandığı ana merkez Haskova’yı ziyaret eden BALGÖÇ Genel Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan, HÖH tarafından başlatılan kampanyada toplanan 36 bin battaniye, 200 ton gıda malzemesi, 140 ton giyecek ve ısıtıcının 100 TIR ile Türkiye’ye gönderildiğini bildirdi.

HÖH Haskova İl Başkanı Mehmet Ataman ve Belediye Meclis Üyesi Sunay Aliyev ile birlikte yardım yükleme çalışmalarını izleyen Balkan, Türkiye’ye yapılan her sevkiyat hakkında da Sofya Büyükelçiliği’ne bilgi verildiğini kaydetti.

BALGÖÇ Genel Başkanı Balkan, komşudaki bütün bu destek için bağışçılara, HÖH mensuplarına, Bulgaristan hükümetine ve Bulgar halkına da şükranlarını sundu. Balkan ayrıca, Bulgaristan temaslarında Türkiye’nin Sofya Büyükelçisi Aylin Sekizkök’ü de makamında ziyaret etti.

Uzak yakın hemen her coğrafyadan görüldüğü gibi yardım akıyor. Fakat, anavatanın Balkan coğrafyasında kalan ayrılmaz parçaları soydaşlarımızın yaptığı katkı daha bir anlamlı.

İşte Bursa Şehir Hastanesi’nin izalatörleri burada monte edildi

Türkiye’de günlerdir hiç hasar almadan ayakta kalan şehir hastaneleri ve TOKİ konutları konuşuluyor.

Devletin sıkı denetim ve kontrolü altında yapılan bu binalarda en ufak bir çizik bile yok.

Deprem izalatörlerinin çok konuşulduğu bugünlerde biz de yapım ve sunumunu üstlendiğimiz Olay TV’deki Kent ve Yaşam Programının Bursa Şehir Hastanesi’nin temel aşamasındaki çekimlerini hatırladık.

Dönemin Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan ile Doğanköy’deki şantiyede çekimlerini yaptığımız o programda, Bursa Şehir Hastanesi’nin tüm ünitelerinde montaj aşamasındaki 859 izalatörün işlevini de konuşmuş, izleyicilerimize aktarmıştık.

O izalatörlerin can ve mal kaybının önlenmesi için ne kadar gerekli birer aparat oldukları Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin ardından şimdi daha iyi anlaşılıyor. Zeminle bina arasındaki sarsıntı etkisini dörtte bir oranına kadar düşüren izalatörlerin Türkiye’deki tüm kamu ve özel sektöre ait büyük projelerde de kullanımının zorunlu hale getirilmesi kaçınılmaz görünüyor.

Bir can dahi yitirmemek için bunun zorunlu kılınması gerek.