İhsan Aydın
İhsan Aydın
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Bursaspor’u aciz durumda görmek

Köşe Yazısını Dinle

Üç milyon nüfuslu koca bir kentin futbol temsilcisinin sergilediği oyunun iç açıcı olmadığını görmek insanı kahrediyor.

Açılamaz denen tahtayı açma, onca transfer yapma, para harcama ve sportif başarı için çaba gösterilmesine rağmen Bursaspor önceki akşam sahasında Manisaspor‘u da yenemeyerek taraftarını bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı.

Oysa, gerek maç öncesindeki görüntü gerekse trübünlerin bir bölümü müsabaka boyu takımlarını desteklemek için yönetimin yaptığı çağrıya uymuş ve stada gelmişti.

Maç öncesi bambaşka bir hava oluşmuştu.

Denizli galibiyetinden sonra Manisa‘yı da yenme beklentisi hakimdi.

Önceki akşam Manisa maçını basın tribününden izledik.

Gazeteci dostların dahi Bursaspor‘dan ümidini kesip, tribünü boş bıraktığını fark ettik. Eskiden tıklım tıklım dolan basın tribününün de tadı yoktu. Sahada ise vasat bir futbol vardı.

Kendinden daha alt sıralardaki Manisa‘yı da sahanda yenemiyorsan, yeniden Süper Lig hayali kurabilir misin?

Futbol uzmanı değiliz ama şunu da çözemedik.

Bir teknik direktör sahasınada galip olmadığı halde, maçın 85. dakikasına kadar niçin futbolcu değiştirme ihtiyacı duymaz?

Bir risk alıp neden atraksiyon yapmaz?

Yoksa 1 puan yeterli midir kendisi için?

Acaba, yedek kulübesindeki futbolcuya mı güven yok?

Adam sahada tel tel dökülüyor, yüzde yüz iki gol kaçırıyor, bu topçuyu 90 dakika oyunda tutmak hangi teknik anlayışla izah edilebilir?

Diğeri aldığı topu eziyor, isabetli pas yapamıyor onu da değiştirmemekte direniyorsun.

Hadi, 1-0 önde iken bu skorun üstüne yatmayı düşünüyorsan, seni ikinci yarı sahana hapseden rakibe karşı niçin defansa takviye yapmıyorsun?

Sonra da tribünler istifaya çağırınca,

“Bu iş taraftar istiyor diye olmaz” açıklaması yapıyorsun.

Olur hocam olur.

Bu takımdan taraftar istediği için çok teknik adam, yönetim gitti.

Taraftar başarılı hiçbir hocayı ve yönetimi istifaya çağırmaz.

Elindeki onca futbolcuya rağmen, sportif bir başarı gösteremiyorsanız, siz de bu takımın başında gitmeye mahkumsunuz demektir.

Taraftar sergilenen futbola değil, skora bakar.

Bursaspor artık teknik adam test yeri olmamalı.

Kariyerinde başarı olmayanlara da takım emanet edilmemeli.

Bursaspor‘u zirveye taşıyacak, oyuncuyu başarı için hırslandıracak yeni bir teknik adama ihtiyaç hasıl olmuştur.

Yönetim gereğini yapacaktır.

Taraftarı maça çağırıp, eğer galip gelemiyorsan, bir daha onu da bulamayabilirsin.

Bursaspor‘u bu halde, aciz durumda görmek içimize sinmiyor.

Bir de, stadın dört bir yanını sırf Emniyet istiyor diye parmaklık ve demir kapılarla çevirmek de Bursa‘ya yakışmıyor.

Sökün o parmaklık ve kapıları.

Orası stadyum mu T tipi hapishane mi?

Emniyet‘in işi kolaylaşacak diye milyonlarca lira harcanan çok amaçlı bir spor tesisi atıl kalmamalı.

Bu kentin siyasi otoritesi, stadyumu daha rantabl kullanımı ve daha fazla gelir getirimi için yönetimin önünü açmalı.

Etrafı hapishane parmaklıkları gibi çevrili bir tesisin dükkanlarını kim kiralamak ister?

Aşılama hızımız niye durdu?

Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı aşı haritasında Bursa’nın yüzde 75’lik mavi oranı yakalaması zaman aldı.

18 yaş üstü en az 2 doz aşısını yaptıranlarımızın oranı niyeyse aylardır yüzde 80’e ulaşmadı. Haritadaki Bursa aşı oranı yerinde sayıyor.

Oysa Sağlık Bakanı Fahrettin Koca hiç bıkıp usanmadan yurttaşa eksik aşıları tamamlama çağrısı yapıyor.

Sadece Bursa‘da değil, yurt genelindeki aşılama hızımız da yavaşladı.

Sık sık yineliyoruz. Salgından tek kurtuluş bu olduğu halde, halen aşı olmaktan kaçınmanın toplumsal büyük bir riske neden olduğu unutulmamalı.

Ne kadar çok aşı olursak toplum olarak kendimizi daha fazla güvende hissetmiş olacağız.

Bursalılar olarak bize rekor aşılama oranını yakalamak yakışır.

Erişim bu kadar kolay olduğu halde aşıdan imtina etmenin kimseye bir faydası yoktur.

Marketlerin ateşi bu gidişle toplumsal yangını körükler

Bunu nasıl izah etmek gerekir bilmiyoruz ama zincir marketlerin raflarında artık çoğu ürüne bakıp geçmek durumundayız.

Fiyatlar öyle astronomik şekilde değişiyor ki, takip etmek zor.

Bir poşet tuvalet kağıdının 100 lirayı bulduğu insafsız bir fiyatlama süreci yaşanıyor.

Serbest piyasa koşullarının alabildiğine serbest bırakıldığı böylesi bir dönemi ilk defa görüyoruz.

Bire alıp 10’a satmanın dayanılmaz ticari ahlaksızlığına şahit oluyoruz. Zincir marketlerin ana depolarını tıka basa stok ürün doldurduğu çirkin bir ticari hırs döneminden geçiyoruz.

Market etiketlerini saran alev topu hızla toplumsal bir yangına doğru sürükleniyor.

Eğer bu duruma müdahale edilmezse Türkiye‘yi zor, sıkıntılı bir dönem bekliyor.

Allah o ateşe sebep olanlara insaf, vicdan versin.

Hepsine, haksız kazanç üzerine inşaa edilen ticari yapının kendilerine ve ailelerine huzur getirmeyeceğini kavrama feraseti nasip etsin.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X