İhsan Aydın
İhsan Aydın
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Bursaspor’u kurtaracak babayiğitler çıkacak mı?

Kentlerin isimleriyle bütünleşmiş öyle futbol kulüpleri var ki, varlıkları dünyaca biliniyor.

Belki o takımın hangi ülkede olduğunu bile bilmeden kulüp adıyla tanınan meşhur takımlar var.

Barseolana‘yı, Real Madrid‘i, Dinamo Kiev‘i, Bayern Münih‘i bir çırpıda sayabiliriz.

Futbolseverler için bu kulüplerin hangi ülkede oldukları önemli değildir. Bu takımlar doğduları şehri oynadıkları güzel futbolla öne çıkarıyorlar.

Türkiye liglerinde de Bursaspor geçmişte altyapısı ile nam salmış, onlarca kulübe altyapıdan yetiştirdiği futbolcuları satmakla tanınmış bir kulüptü.

Bugün altyapı artık eskisi gibi önemsenmiyor. Buradan yetişen futbolcular da zaten daha pişmeden, Bursa‘ya vefa borçlarını bile ödemeden İstanbul kulüplerine zıplama hastalığına yakalanıyor.

Futbolcu fabrikası özelliğiyle bilinen Bursaspor buna Anadolu‘dan çıkan 5. Şampiyon ve Boğaz’da bayrak dalgalandırma ünvanını da ekledi.

Fakat nedendir, bir türlü sportif istikrar yakalayamadı.

Gelen her yönetim kulübü mali açmaza soktu, bir türlü sportif başarı sağlamamadı.

Kurtarmaya çalıştıkça da battı. Yanlış transfer politikaları ve işe yaramaz futbolcu seçimleri de borcu dağ gibi büyüttü. Kapanan transfer tahtası bu yüzden başa bela oldu.

Kulüpte kurumsallaşma da sağlanamayınca, yanlış karar ve uygulama zincirine gelen her yeni idare yeni halkalar ekledi.

Bugün artık içinden çıkılamayacak bir borç yükü altında kıvranıyor Bursaspor.

Belediyelerin kaynak temin amacıyla ve pozitif ayrımcılık yaparak verdiği imar rantı yüksek arazilerden de elde bir şey kalmadı. Genel kurul ve mahkeme kararlarına rağmen el konulan araziler yeniden kulübe döndürülemedi.

Çünkü; para veren başkan ve yöneticiler önce kulübün bu değerli mülklerine el koydular.

Takımı Süper Lig’den düşüren bir önceki yönetim örneği karşımızda maalesef kötü bir dönem olarak duruyor.

Üstelik üyelikten ihraç edildikleri halde mahkemeden geri döndüler.

Araziler de artık Bursaspor‘un değil.

Bugün yeniden Bursaspor‘a böylesi ayrıcalıklar tanımanın doğru bir yöntem olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü; göreve gelecek yeni alacaklı yöneticiler de yine gayrimenkullere göz dikeceklerdir.

Sonra, her defasında sıkıştıklarında bakan, vali ve belediye başkanlarının kapısını çalmaya devam edecekler.

Bursaspor‘da artık böylesi başkan ve idareler yerine, gerçekten gözünü kırpmadan takımı kurtaracak harcamalar yapabilecek, doğru transferler yapabilecek, doğru kararlar alabilecek, şehrin kabulleneceği babayiğitlere ihtiyaç var.

Bu kulübün geçmişinde efsane başkan ve yöneticiler var.

Yenileri niye çıkmasın?

Sportif başarı yakalanamadan taraftardan da sahiplenme beklemek doğru değildir. Başarı gelirse, taraftar da zaten takımına sahip çıkacaktır.

Bursaspor bir gün yeniden hak ettiği ve olması gereken lige dönecektir.

Ama bunun için el açan değil veren babayiğitlere ihtiyaç var.

 

Kimimiz hiç yüzden çıkarmıyor kimimiz tehlikeyi umursamıyor 

Salgın hastalık can almaya, sevdiklerimizi hayattan koparmaya devam ediyor.

Koca bir dünya, koca koca ülkeler, on binlerce bilim adamı gözle dahi görülemeyen bir virüsü durdurmaktan aciz durumdalar.

Dünya maalesef bu illete yenik düştü.

Korunmanın, uzak kalmanın yolları var ama içimizdekilerin bir kısmı bunu önemsemiyor.

En basitinden, mesafe kuralına bile uymuyoruz.

Ne olur iki adım geriden yürüsek?

Ne olur günde 5 kez elimizi sabunla yıkasak?

Ne olur maskemizi yüzümüzden eksik etmesek?

Kurallara uyarsak kendimizi, sevdiklerimizi ve insanlığı korumuş olacağız.

Bursa‘nın adının her akşam vaka sayısı yüksek iller arasında anılması üzücü bir durum.

Şehrimizin doğusunda daha dikkatli olmamız gereken vaka tablolarının varlığı gözümüzü korkutuyor.

Komşumuzu, arkadaşımızı, hemşerimizi kurallar uyma konusunda lisanı münasiple uyarmak insanlık ve yurttaşlık görevimiz.

Kentin bir kısmı kurala uyar diğer kısmı uymazsa tehlikeyi başımızdan daha uzun süre savamayız.

Lütfen kurallara uyalım.

Uymayanları uyaralım.

 

Servis plakası yatırım aracı mı?

Aslında yerel yönetimlere, belediyelere şehrin büyümesine paralel olarak ortaya çıkan taşıma ihtiyacını karşılamak için verilmiş bir yetki.

Belediyeler zaman zaman bu yetkiyi kullanarak taksi, dolmuş, minibüs, halk otobüsü, servis plakası satıyor. Satıştan da yüklü paralar kazanıyor.

Geçmişte bunun çok örneği var.

Hatta kimi az nüfuslu ilçe belediyelerinin kaynak temin amaçlı yüzlerce S plaka ve taksi plakası sattığını biliyoruz.

Bursa Büyükşehir Belediyesi de aldığı yeni bir kararla 500 yeni servis plakasını satışa çıkardı.

Geçen haftaki ilk parti satış sektörde büyük rağbet gördü.

Birden fazla plaka alanlardan bahsediliyor.

Özellikle turizm firmalarının bunu yatırım aracına dönüştürdükleri, kimi paralı insanların da gelirlerini büyütmek için plaka satın aldıkları konuşuluyor.

Hatta s plakların evlat ve torunlara miras bırakılacak bir yatırım haline getirildiği de dillendiriliyor.

Belediyeler kimin hangi maksatla plaka satın aldığını bilemez ama asıl gaye şehrin ihtiyacını karşılama olmalı.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X