Bursaspor’un bugün içine düştüğü durum içler acısı. Ne sportif başarı var ne mali disiplin.

Her gelen bir önceki yönetimi suçluyor. Bilinçli bilinçsiz yapılan transferler ve hesapsız harcamalarla borç öyle devasa boyutlara ulaşmış ki, kulübü bundan sonra ancak Merkez Bankası desteği kurtarır.

Bir zamanların Süper Lig şampiyonu sportif açıdan da 2. Lig’e kadar düşmüş. Artık dibe demirledi. Şimdi 3. Lig’e doğru hızlıca çakılıyor.

Bursaspor için anlam ifade eden, geleceğini kurtaracak cevherler olarak kabul edilen altyapı oyuncuları da çöküşten kısa vadeli kurtuluş veya alacaklar için birer can simidi haline gelmiş.

Bursaspor’da bugün ve gelecekte kendilerinden çok şey beklenen üç genç sporcunun profesyonelliğe adım attırılarak İstanbul takımlarına ve Antalya’ya satılacağı ileri sürülüyor.

Bunu malum bir yönetim de yaptı. Giderayak, takımın gelecekteki kurtarıcılarını satıp, güya alacaklarını tahsil ettiler.

Şimdi de satıp ne yapacaklarsa?

Acaba onlar da paralarını alabilmek için mi satıyorlar? Veya gerçekten Bursaspor’u kurtarmak için mi?

Sanki kulübü komple kaostan çıkaracaklar.

Zaten batmışsın, tesisinin elektriği, suyu, gazı kesik.

Yılbaşı öncesi Genel Kurul üyelerine mesaj üstüne mesaj çekiyorlar, üye aidat borçlarını ödemeleri için.

Bursaspor, üye aidat alacakları ile kurtarılabilir mi?

Veya yönetim bu gelirlere kadar düştü mü?

Elbette bir yere üye iseniz, oranın gereklerini yerine getirmelisiniz.

400 liralık, 800 liralık üye aidat borcunu alabilmek için günlerdir üyelerin cep telefonlarından taciz edilmesi de neyin nesi?

Ödemiyorsa, zaten gereğini yapıp, tüzük maddelerini emrettiği süreç içinde üyeliklerini düşürüyorsunuz. Seçme ve seçilme hakkını, üyeliğini askıya alıyorsunuz.

Bursaspor’un tekrar görkemli günlerinde dönmesi kısa vadede zordur. Hele bu kadro ile olması hiç mümkün değildir.

Kongre kararı alındığına göre artık aidat borçları için kimseyi rahatsız etmeyin.

O paralarla kurtulacaksa, üyeler eminiz size iki katı aidat öderler.

Bir de, eğer gerçekten siz Bursaspor’u hepimizden çok seviyorsanız, bırakın o gençler bu şehirde kalsın. Belki sizden sonra gelecek yönetimler o çocuklarla takımı yeniden şaha kaldıracaktır.

Suskun kalındığı için hatırlatıyoruz. El altından futbolcu satmakla bir yere varılmaz.

Ancak günü kurtarırsınız.

Kongrede inşallah Bursaspor’a sahip çıkacak varlıklı bir yönetim duruma el koyar. Onlar da üye aidatlarına ve futbolcu satışına bel bağlarsa vay Bursaspor’un haline.

 

Seçmen listelerinin dökümüne geçildi daha ortada aday yok

Yüksek Seçim Kurulu’nun takvimi işlemeye başladı. Buna göre bugünden itibaren mahalle ve köy muhtarlıklarında askıya çıkacak seçmen listelerinin bilgisayardan kağıda dökümü başlıyor. Yani, mahallede, okulda, hangi sandıkta kimlerin oy kullanacağı belli olacak, bunlara itiraz müddeti de var.

Seçim takvimi işlerken partilerin sessizliği de düşündürücü. Ya başvuran aday adaylarından umutları yok ya da açıklamayı uzatarak kendilerini konuşturuyorlar.

Listeler dökülmeye geçildiği halde, halen kimi partilerin il, ilçe ve belde belediye başkan adaylarını ilan etmemesinin başka nasıl izahı olabilir?

YSK takvimi başlattı ama partilerimiz arayışa devam ediyor. Seçim artık 90 günün altına indi.

 

Muhtarlıklara seçmen göçü mü var?

Hep belediye başkanlığına aday olacakları konuşuyoruz ama asıl yarışın mahalle ve köy muhtarlıklarında yaşanacağını da unutmayalım.

Muhtarlıklar, özlük haklarındaki düzenleme ve maaşlarında yapılan artışlarla cazip hale getirildi. Mahalle ve köy muhtarlıkları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da önemsenen kurum haline dönüştü. Dolayısıyla, buralara rağbet de  arttı.

Son dönem kimi yerleşimlere muhtarlık seçimleri için seçmen göçü olduğu konuşuluyor. Yerel seçimde oyunu köyüne veya yakınının, tanıdığının aday olacağı mahalleye taşıyanların da bulunduğu dillendiriliyor. Devletin en uç yerleşimdeki eli ayağı olan muhtarlıkların bu denli cazip hale gelmesi adayların sayısını çoğaltacak görünüyor. Kimi yerlerde aday sayısı 20’leri bulan mahallelerin olduğunu duyuyoruz .

Yerel seçimde, muhtarlıklarda yaşanan heyecanı da es geçmemek gerek.