Dün ulusal bir gazetede gözümüze çarptı.

Bursa’nın Emek-Yüksek Hızlı Tren İstasyonu- Şehir Hastanesi arasındaki 6 kilometrelik raylı sistem hattının yapımının Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca üstlenilmesi İstanbul’da birilerini fena rahatsız etmişe benziyor.

Olayı, ‘AKP’li belediyeye kaynak bol, CHP’li belediyeye kendin bul’ başlığıyla çarpıtmışlar.

Oysa, Bursa raylı sistem yatırımlarını başlangıçtan bu yana, 30 yıla yakındır kendisi finanse ediyor.

İstanbul’da bu durum tam tersi. Belediye’nin kendi bütçesiyle yaptığı yatırım çok düşüktür.

Bursaray için Büyükşehir Belediyesi’nin yurtdışından, Alman finans kuruluşu Kfw’dan temin ettiği uzun vadeli kredilerin henüz geri ödemesi bile bitmedi.

Durum böyleyken, hükümetin AK Partili belediyelere kesenin ağzını açıp, CHP’li belediyeleri cezalandırdığı gibi bir izlenim yayılmaya çalışılmış.

Biz biliyoruz ki, bugün İstanbul’un kentiçi ulaşım yatırımlarının büyük bölümü merkezi hükümet tarafından karşılandı.

Avrasya Tüneli’nden Marmaray’a, metro yatırımlarından asma köprülere ve çevre yollarına kadar hemen her yatırımın altında Ankara imzası var.

İstanbul dünya metropolü bir şehir. Bunları Büyükşehir bütçesiyle yapması zor.

Bursa’ya verilen destek İstanbul’un yanında devede kulak kalır.

Bursa’nın neredeyse çeyrek asır sonra kentiçi raylı sistem yatırımlarına Ankara’dan destek verilmesi İstanbul’u bu kadar niye rahatsız etti acaba?

Bursa üretimi, ihracatı ve ülke ekonomisine sağladığı katma değerin karşılığını ne yazık ki, düne kadar alamamış bir kent.

İlk kez kentiçi raylı sistem yatırımına verilecek desteğin farklı yerlere çekilmesini doğru bulmuyoruz.

Türkiye, sadece İstanbul’dan ibaret değildir.

 

Devrim Bursa’ya nasıl getirildi?

 

Bursa’nın yerli otomobil üretim merkezi ilan edilmesinin ardındaki anlamlı bir hikâyeyi daha öğrendik.

Kentimiz için çok değerli bu hikayeyi dün sabah birlikte kahvaltı ettiğimiz Bursa Kent Konseyi’nin Yürütme Kurulu Üyesi Suat Gülçimen ve Bursa Çalışma Grubu Başkanı İsmail Hakkı Kavurmacı’dan dinledik.

Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak 2006 yılında düzenledikleri otomobil sempozyumuna Türkiye’nin ilk yerli otomobili Devrim’i de getirip sergilemek isterler.

Ancak, Devrim’i Eskişehir’deki TÜLOMSAŞ depolarından çıkarabilmek için dönemin Genel Müdürü, ‘Cumhurbaşkanı istese bile veremeyiz’ yanıtını alınır. Bunun üzerine devreye dönemin AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın girer, milletvekili Zafer Hıdıroğlu da Ankara’daki irtibatı sağlar.

Genel Müdür bakanların aramasıyla Devrim’i Bursa’daki sempozyuma sergilenmek üzere göndermek zorunda kalır.

Gülçimen ve Kavurmacı 2006’daki o sempozyumun bugün elektrikli milli otomobilin Gemlik’te üretilme kararının fitilini ateşleyen unsurlardan biri olduğunu anlatıyorlar.

Nitekim Gülçimen de önceki gün kendi sosyal medya hesabından şunları paylaştı:
“Yerli otomobil sempozyumu, 15 yıl önce Türkiye’nin gündemine Devrim otomobili yeniden taşıdı. Yıllardır Eskişehir’de hangarda unutulmuş bu otomobil ilk defa dışarı çıktı, Bursa’ya geldi. 1960’da yaptık, 2006’da niye yapmayalım dedik. Bugün Bursa’da bir hayal gerçek oluyor.”

 

Aktaş’ın Zabıta’ya nasihatleri

 

Kentlerin tertip ve düzenininden sorumlu kolluk gücü olan zabıta hiç şüphe yok ki, Büyükşehir Belediyesi’nin adeta dışarıdaki vitrini.

Çarşıda, pazarda, trafikte, çevrede onlar olmazsa olmaz.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş önceki akşam eşi Sevinç Aktaş ile Zabıta Daire Başkanlığı mensuplarına aileleriyle birlikte Gölpark’ta yemek vermiş.

Aktaş burada yaptığı konuşmada, Büyükşehir Belediyesi’nin 12 bin kişilik büyük bir aile olduğunu ve kendilerinin de Bursa’nın en değerli kurumlarından birinden çalıştıklarını hatırlatmış.

Ardından, görevini sorumluluk bilinciyle yerine getiren zabıtanın aldığı paranın  analarının ak sütü gibi helal olduğunu vurgulamış.

Başkan, zabıta memurlarına, mesai bitimini gözlemek için sürekli saatine bakanlardan olmamalarını da tavsiye etmiş.

Zabıtanın kanun, nizam ve yönetmelikleri yerine getirme adına canını dişine takarak, kimi zaman bıçaklı, silahlı saldırılara bile maruz kaldığını biliyoruz.

Şehrin düzeninde onların büyük emeği ve katkısı var.

Aktaş’ın bir süredir belediyenin değişik birimleriyle ailelerini de toplayarak bir araya gelmesi bu açıdan önemli.

Bunun zabıta çalışanlarına ve ailelerine de büyük bir moral olduğunu düşünüyoruz.

Çünkü; belediye başkanının ve siyasi otoritenin desteğini arkasında hisseden zabıta memuru, kanun ve yönetmelikleri uygulamaktan çekinmez.

Nitekim;

Zabıta Daire Başkanı Esat Yalman da personeliyle buluşan ve her daim yanlarında olan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a bir çiçek ile teşekkür etmiş.

İdareciler, sorumlu olukları kente ve kitleye hizmet götürürken personelini de ihmal etmemeliler.