İhsan Aydın
İhsan Aydın
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

BUSİAD’dan Nilüfer çayını kurtarma çıkışı

Köşe Yazısını Dinle

Nilüfer Çayı, Uludağ’ın zirvesinden, iki mağaradan gürül gürül akan berrak bir su olarak çıkıyor. Takip ettiği 103 kilometrelik güzergâh boyunca kirletici etkenlerle renk değiştiriyor. Uluabat’a dökülmeden önce ise simsiyah haliyle, kesiştiği Susurluk Çayı’nı da kirletiyor.

Bu tespitler, Bursa iş dünyasının, patronlar kulubü BUSİAD’ın Yeşil Bursa Çalışma Grubu raporundan.

Dün sabah Podyum Park’ta BUSİAD’ın, ‘Herkesin Bildiği Sır Nilüfer Çayı’ adlı raporunun açıklandığı toplantıyı izledik.

BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar, Nilüfer Çayı’nın Bursa’nın ‘aort damarı’ olarak tanımladı ve artık onun şehre hayat taşıyan damar olmaktan uzaklaştığını söyledi.

Nilüfer Çayı’nın geçtiği güzergâhlarda kirlendiğini, su ve oksijenin azaldığını ve aort damarının yüzde 99 oranında tıkandığını vurgulayan Küçükkayalar, “Uzak olmayan bir sürede Bursa terk edilen bir kente dönebilir. Nilüfer Çayı ne kadar Bursa’ya hayat vermişse Bursalılar onun hayatını o kadar kısaltmıştır” dedi. Doğduğu noktada birinci sınıf su olan Nilüfer Çayı’nın döküldüğü yerde 4. sınıf su kalitesine düştüğünü de kaydeden Küçükkayalar, çayın kirliliğini herkesin bildiğini ancak, görmezden geldiğini, bu haliyle de herkesin bildiği bir sır olduğunun altını çizdi.

Başkan Küçükkayalar, Bursa’da herkesin bir kirletici etken olduğunu, çözüm yolu bulmanın da hepimizin görevi olduğunu vurguladı. Zamanın, kimin daha çok kirlettiğini konuşma zamanı olmadığını da kaydeden Küçükkayalar, tüm Bursa paydaşları olarak konuya topyekün eğilme, kirlilik sorunun kökten çözme zamanı olduğunu dile getirdi.

Küçükkayalar, Nilüfer Çayı tertemiz akana kadar hep birlikte, azimle çalışmak gerektiğini de ifade etti.

 

 

Birinci sınıf kalitedeki su nasıl dördüncü sınıfa düştü?

Aralarında Bursa’nın önceki dönem Büyükşehir belediye başkanlarından Erdem Saker’in de yer aldığı Yeşil Bursa Çalışma Grubu’ndan sorumlu BUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Hüsamettin Çoban da raporun teknik kısımları hakkında bilgilendirme yaptı.

Çoban, çözüm için Nilüfer Çayı komisyonu kurulmasını, kirlilik kaynakları envanterinin çıkarılmasını, fiziksel temizlik ve rehabilitasyon yapılmasını, su kalitesinin iyileştirilmesini, ekolojik rehabilitasyon, halk katılımı ve bilinçlendirmesi, düzenli izleme ve raporlama yapılmasını yerel yönetimlere ve çevredeki işletmelere de teknoloji ve bilgi desteği sağlanmasını önerdi.

Nilüfer’i en fazla kirleten tesislerin patronları olarak BUSİAD, buranın temizlenmesi konusunda da taşın altına elini sokmaya hazır olduğunu belirtiyor.

Bunun tüm kurumlarca değerlendirilmesi gerekiyor.

Uludağ’ın eteğinden içilebilir su olarak doğan Nilüfer’in döküldüğü yere kadar kirletici etkenlerle, ağır metallerle yüklü bir suya dönüşmesine artık dur denmeli.

Bunun temizlenmesi için devlet ve yerel yönetimlerle birlikte, kentimizin 17 OSB’si de taşın altına el koymalı.

O halde, BUSİAD, ‘ben hazırım’ diyor. Diğer kurumlarımız, bireyler olarak hepimiz buna biz de hazırız demeliyiz.

 

BUSKİ’nin ‘sıfır su’ mucizesi

Barajlarımızın doluluk oranlarını gösteren grafiğe baktığımızda iki büyük havzamızda su seviyemiz ‘sıfır’ görünüyor. Ama kente su verilmeye de devam ediliyor.

Dün bu durumu BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu ile konuşurken, aslında kurumun kenti susuz bırakmama adına tüm alternatif kaynakları devreye aldığını görüyoruz.

Fotoğrafı BUSKİ’den aldık.

Nilüfer Barajı’nın su alma yapısı altından, motorlarla Doğancı Barajı’na su basılıyor. Doğancı’da da su alma yapısı altında 8,5 milyon metreküplük rezerv var. Bunlara ‘ölü su’ deniyor ama kritik anlar için motorla bu suyun da arıtmaya basılması söz konusu.

Genel Müdür Subaşıoğlu, Bursalıları susuz bırakamayacaklarını ancak, onların da tasarrufla kendilerine yardımcı olmaları gerektiğini söyledi. Dün itibariyle Nilüfer Barajı’ndan Doğancı’yı pompayla beslemeye başladıklarını kaydeden Subaşıoğlu,  günde 25 bin metreküp su basıldığını, kendiliğinden akanın da 50 bin metreküp olduğunu 80 bin metreküp civarında bir ihtiyaç bulunduğunu, az kullanım ve kesintilerle de bunun bir müddet daha karşılanabileceğini anlattı.

Subaşıoğlu, kentin halen günlük 430 bin metreküp su ihtiyacı bulunduğunu, bunun 90 bin metreküpünün Çınarcık by-pass hattından, 175 bin metreküpünün yeraltı kuyularından, 35 bin metreküpünün pınar kaynaklarından, yani ihtiyacın yüzde 70’ine denk gelen, 300 bin metreküpünün alternatif kaynaklardan sağlandığını, ilave tedbirlerle Nilüfer Barajı’ndan pompalarla günde 25 bin metreküp suyun Doğancı Barajı’nı beslediğini, Doğancı’ya Nilüfer’den cazibe ile günde 45 bin metreküp daha ilave su aktığını, kentin ihtiyacının, toplamda 370 bin metreküpünün böyle karşılandığını, kalan 60 bin metreküpünün de Doğancı’daki su alma kodu altındaki ölü su bölmesinden pompa ile basıldığını açıkladı.

Velhasıl, BUSKİ yönetimi şehrimizi susuzu bırakmamak için alternatif kaynakları değerlendirerek olağanüstü bir çaba gösteriyor.

 

 

 

 

 

 

 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X