Artık seçim atmosferine fiilen girildi.

Pazar günü AK Parti’nin ilçe belediye başkan adayları da resmen açıklandığında 31 Mart’a kadar devam edecek propaganda maratonu hızlanacak.

Dün bir grup meslektaşımızla 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın daveti üzerine Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeydik.

Önce, Bursalı medya mensuplarının bu özel günü için gösterdiği duyarlılık nedeniyle Başkan Aktaş ve iletişim ekibindeki dostlarımıza biz de teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Aynı saatlerde, rakibi CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey’in Mahfel’de düzenlediği aynı amaçlı toplantısına davetli olmadığımız için katılmadığımız da belirtmek isteriz.

Eğer bir kasıt yoksa, ki oradaki meslektaşlarımızın da böyle bir yanlış yapacağını sanmıyoruz. Bunu bir iletişim kopukluğuna bağlayalım.

Gelelim Başkan Aktaş’ın konuşmasına.

Aktaş 15 yıllık deneyimli belediye başkanı olarak, basının doğru değerlendirildiğinde bir siyasetçi ve belediye başkanı için olmazsa olmazlarından olduğunu vurguladı.

Zaman zaman yazılan çizilenlerden duygusal olarak etkilenseler de basının kendileri için de önemli bir güç olduğunu ifade etti.

Aktaş, 13 Ocak’ta AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un katılımıyla Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde Bursa’nın ilçe belediye başkan adaylarının da açıklanacağını hatırlattı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Aktaş, bugün Ankara’da düzenlenecek belediye başkanları toplantısı için özel kalemden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bazı projeler için görüşme talebi olduğunu da bildirdi.

Aktaş’ın konuşmasının satır aralarında rakibine bir kaç kez isim vermeden medya mensupları aracılığıyla üstü kapalı biçimde göndermede bulunduğunu da fark ettik.

Seçim arefesinde artık bunların son derece normal şeyler olduğunu da kabul etmek gerek.

Rakiplerin karşılıklı atışmaları, laf çakmaları, göndermeleri siyasetin doğasında olan şeyler.

Başkan Aktaş’ın belediyeciliğin sadece halkla ilişkiler ve hamasi nutuk işi olmadığına dönük sözlerinin adresi aslında belli.

Nilüfer’de 20 yıldır uygulanan bu yöntemin Büyükşehir’de sonuç vermeyeceğini düşünüyor.

Kendisinin daha göreve gelirken 3-P formülünden bahsettiğini, para, proje ve personel yönetiminin iyi yürüten bir isim olduğuna işaret etti.

Aktaş’ın, “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözlerinin ardından, “Ben yeşil alanlara pastahane yaptırmadım” diyerek de rakibine bir kez daha göndermede bulunduğunu fark ettik.

Nilüfer’de kamuya ait çoğu yeşil alanın imar planındaki kullanım amacı dışında özel sektöre ve tüzel kişiliklere tahsis edildiğini bilmeyen yok.

Başkan’ın “Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır” ifadelerini de Bursalılara yeni döneme dönük verilen bir söz olarak notlarımızın arasına aldık.

Aktaş’ın “Gönül belediyeciliğini bugün yapan bir insan değilim” sözlerinin altını da çiziyoruz.

Aktaş’ın sosyal medyada dolaşan algı operasyonlarından ve kimi paylaşımlardan da rahatsız olduğunu gözledik.

Nitekim Aktaş, Bursasporluluğunu tartışmaya açan paylaşımları buna örnek gösterdi.

Aktaş’ın “Projelerimiz açıklandığında biz sadece belediye gücünü değil, özel sektörün ve yurtdşındaki yatırımcılardan da faydalanacağız” sözlerini de dersine iyi çalıştığına örnek gösterebiliriz.

Aktaş’ın yeni dönem kaynak temininde bu yöntemlerden de faydalanacağı anlaşılıyor.

Aktaş bir soru üzerine de Bursa’da Cumhur İttifakı konusunda bir sıkıntı olmadığını, bazı isim ve ilçeler için kendisinden de görüş ve önerilerin alındığını sözlerini ekledi.

Hasılı, 31 Mart’a kadar Başkan Aktaş’tan hem rakibine salvolar gelmeye devam edecek hem de Bursalı seçmene mesajları sürecek.