Dün yaz sezonuyla birlikte sivrisinekle mücadelenin de başlangıcı yapıldı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı kontrolünde sezon boyu sürecek ilaçlama faaliyetleri dün Hüdavendigâr Parkı’nda törenle başlatılmış.

Törene Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da katılmış.

Aktaş, ilaçlamada kullanılan amfibik araçla Nilüfer Çayı’nda sembolik ilaçlama da yapmış.

İlaçlama, sağlıklı bir kent ve halk sağlığı için son derece önem arz ediyor.

Dünkü törenden, Büyükşehir’in de buna ayrı bir önem verdiği anlaşılıyor.

Fakat, bizim üzerinde duracağımız konu, ilaçlama işinin de bu yıl Büyükşehir Belediyesi’nin iktisadi teşekküllerinden Tarım ve Peyzaz AŞ’ye verilmiş olması.

Büyükşehir kısa bir süre önce de kentin park, bahçe vb. gibi peyzaj bakım, sulama işlerini de kendi şirketine ihale etmişti. Hatta, bundan 44 milyon liralık tasarruf sağlandığı açıklanmıştı.

Büyükşehir Belediyesi sadece bu iki hizmet kalemine bütçesinden her yıl onlarca milyon lira harcama yapıyor. Öncesinde kendi bünyesindeki personelle yaptığı işleri, sonra özel sektörden hizmet satın alma yoluyla devam ettirmişti. Şimdi de tekrar bünyesindeki iştiraki aracılığıyla sürdürecek. Bu işlerden yıllarca çok para kazananlar oldu. Şimdi o kaynaklar belediye iştirakinde kalacak. Yıl boyu, 17 ilçede mücadele sürecek.

Başkan Aktaş, personelin de artık şirketleri bünyesinde geçici değil, 12 ay kesintisiz görev yapacağını müjdelemiş.

Belediyelerin özel sektörden hizmet almaları son derece doğal. Fakat bunun son yıllarda ülke genelinde kontrolden çıktığı da biliniyordu.

Şimdi tekrar iştirakleri aracılığıyla özel sektöre devredilen işlerin belediye bünyesine katıldığını görmek sevindirici. Çünkü bunlar belediyelerin yasayla yüklenilmiş asli görevleri. Personel maliyetlerini yüksek bulan kimi belediye başkanlarının, hizmet satın almaya yönelmelerinin de geçmişte belediyelere çok da ucuza mal olmadığı görüldü.

Büyükşehir Belediyesi’nin bugün için en çok gelir getiren şirketlerinden biri BURULAŞ. Fakat, Tarım ve Peyzaj AŞ’nin de gelecekte Büyükşehir’in parlayan yeni yıldızı olacağını söyleyebiliriz.

Kim bilir, gelecekte belki de defin ve mezarlık bakım hizmetleri de bu şirkete verilir.

 

Bu nasıl bir eğitim sendikacılığı?

Geçtiğimiz günlerde Nilüfer ilçesine bağlı Çalı’da üç farklı okulu aynı çatı altında barındıran eğitim binasının ortak salonunda, bir okul aile birliği tarafından çalgılı çengili kadın eğlencesi düzenleniyor. Eğlencenin geliri de güya bünyedeki ilkokula kalacak.

Fakat, niyetinden şüphelendiğimiz bir eğitim sendikası, günler sonra hiç dahli olmadığı halde bunu çarpıtıp, ‘İmam-Hatip Ortaokulu’nda dansöz oynatıldı’ diye servis ediyor.

Oysa, işin gerçeğinin bu olmadığı biliniyor.

Maksat, geçmişte olduğu gibi, bu okulları toplum nezdinde itibarsızlaştırmak.

Bin öğrencili üç okulu bünyesinde barındıran ve sadece 80 öğrencisi İmam-Hatip Ortaokulu’na devam eden eğitim kompleksindeki dansözlü eğlencede bu okulun bir ilgisi olmadığı ortaya çıkıyor.

Bunu da, kısa adı BİHMED olan, Bursa İmam-Hatipliler Derneği’nin açıklamasından öğreniyoruz.

BİHMED dün Bursa kamuoyuna buna ilişkin sert bir açıklama yaptı.

“Yaşanan olayların hiçbir tarafında ve yanında okulun bünyesindeki İmam Hatip okulumuzun öğrencilerimizin, velilerimizin, İmam Hatip Ortaokulu Aile Birliği’nin en ufak bir dahli bilgisi, kusuru olmamasına rağmen, sanki bu yaşananların sorumlusunun İmam Hatip Okulumuzun gösterilmesi, bu milletin değerlerinden uzak, hatta bu millete her fırsatta düşmanlık yapanların kin ve nefretlerinin alçakça dışa vurulmasıdır.”

BİHMED’in açıklamasındaki sert satırlar şöyle devam ediyor;

“Yıllardır darbelerle, katsayı ile önü kesilmeye çalışan, her türlü iftira ile lekelemeye çalıştığınız, kirletemediğiniz ve asla kirletemeyeceğiniz İmam Hatip Okullarımızın sahibi önce Yüce Allah sonra da bu necip milletin milli ve manevi değerlerine bağlı has evlatlarıdır.”

BİHMED, konuyu yargıya taşıyıp, sorumlulardan hukuk önünde hesap soracaklarını da belirtiyor.

Peki şimdi ne olacak?

Adı geçen ve zan altında bırakılan İmam-Hatip Ortaokulu’nun, öğrencilerinin, idarecilerinin ve velilerini itibarını kim geri verecek?

Şunu da vurgulayalım.
Böylesi bir rezalet diğer okullarımıza da yakışmaz, yakıştıramayız.

Milli Eğitim Müdürlüğü gereğini yapmış, ilgili ilkokul idaresini ve aile birliğini görevden uzaklaştırmış.

 

Sanki aşı gündemimizden düşmüş

Sağlık Bakanlığı’nın pandemi ile birlikte gündemimize giren aşı tablolarını hemen her gün takip ederdik.

Sadece aşıyı değil, günlük vaka tablolarını da merakla izlerdik.

Sağlık Bakanlığı’nın bu iki bilgiyle başladığı tablo halen yayında ve her gün güncelleniyor.

Dün Bakanlığın sitesindeki o tabloya bir kez daha bakalım istedik.

Türkiye aşılamada hiç de küçümsenmeyecek bir orana ulaşmış. En az iki aşı olanlarımızın oranı yüzde 85.50’ye ulaşmış.

Bu müthiş bir rakam ve oran.

Birinci dozu yaptıranların oranı yüzde 93.10 olmuş. Ülkemizde 1. ve 2. dozu aşı  sayısı 157 milyonu geçmiş.

Artık virüs vaka sayılarını da merak etmiyoruz. Bin rakamının altına indikten sonra  pandemiyi de konuşmuyoruz.

Şükür ki, ondan da büyük ölçüde kurtulduk.

Allah tekrarını yaşatmasın ve çok canımızı yakan virüs illeti tümüyle silinip, yok olsun.