AK Parti’nin kurmaylarındandı. 28 şubat gazetecilerinin, ‘Muhtar bile olamaz’ dediği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ara seçimle Siirt’ten milletvekili seçilmesinde onun önerisi etkili olmuştu.

Kabinede 11 yıl bakanlık yaparak tarihe geçti. Üçü Bursa, 2’si Şanlıurfa olmak üzere 5 dönem milletvekili seçildi. 5 yıl partisinin Meclis Grup Başkan Vekilliği görevlerini üstlendi.

Faruk Çelik’ten bahsediyoruz.

Bursa’nın çoğu yatırımında, ilçesinde onun emeği ve çabası var.

Eski Bakan Çelik hakkında çıkan haber ve iddialara yanıt vermek üzere dün Çamlıca Mahallesi’ndeki İTÜ Evi’nde meslektaşlarımızın karşısına geçti, önce kendisi konuştu, sonra da, ‘atış serbest’ diyerek gelen soruları yanıtladı.

Halen Ankara’daki bir vakıf üniversitesinin mütevelli heyet başkanı ve Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Üyesi olan Bakan Çelik, Alaçam’da çok tartışılan ve ruhsatsız olduğu ileri sürülen bağ evinden, hakkında aday olup olmayacağı iddialarına ve 2023 seçimlerine kadar her şeye değindi.

Siyasetçinin ‘şeffaf’ ve ‘hesap verebilir’ olması gerektiğinin altını çizdi. Medyanın ‘iftira’ atmadan siyasetçiyi eleştirmesi ve ‘itibar suikasti’ yapmamasını istedi.

Medyada sabah akşam içişleri bakanı olacağına dair haberler yapıldığına değinen Bakan Çelik, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını hatırlattı, yazıştığı Bakan Süleyman Soylu’nun da bu durumdan rahatsızlığını aktardı.

Kendisine siyasetin neresindesin sorusunu soran Çelik, “Ben AK Parti’nin başarılı olması noktasındayım. 2023’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi bir kez daha kazanarak finali çok güzel yapmasını istiyorum” dedi.

Çeşitli makamlara adaylığına ilişkin iddialara ise, “Önce 2023 seçimleri var. Efendim sonrasında belediye seçimleri var ya, oraya da aday mısınız deniyor. Şu an bunları konuşanlar AK Partili olamaz” dedi.

Çelik, kendisinin Mustafa Bozbey ile ilişkisini gündeme getirenlere de yanıt verdi.

Yaşamında Bozbey ile en fazla 4-5 kez bir araya geldiğini, Bozbey’in muhtemelen de partisinin yeniden rakibi olacak biri olarak tanımladı.

Alaçam’daki bağ evinin durumu

Eski Bakan Çelik medyada gündeme gelen konulardan biri olan Alaçam’taki bağ evine ilişkin de açıklamalarda bulundu.

Buranın ruhsatlı olduğunu ileri süren Çelik, yanında getirdiği fotoğrafları göstererek, “Bir mutfak ile 12 metrekarelik odadan oluşan toplam 68 metrekarelik bir bağ evi. Burada bir gram bile beton yok. Yalı, villa diye yazanlar oldu. Bu bina ruhsatlıdır ve yapı ruhsatı vardır. Kestel Belediyesi’ne vergisi ödeniyor. Kestel Belediyesi eğer ‘burayı kaldır’ deseydi kaldırırdım veya ‘Kış aylarında bir fakir kullansın’ deseydi kullandırırdım” dedi.

Çelik, 5 bin metrekarenin üstünde tarım alanlarına bağ evi yapılabildiğini de hatırlattı, kendilerinin 6 bin 900 metrekarelik arazide 150 metrekarelik 2 katlı ev ve 70 metrekarelik depo yapma hakları olduğunun da altını çizdi.

Çelik, 22 kurumdan görüş aldıkları o yapıya Bursa’da iki belediyenin görüş bildirmediğini de kaydetti.

Çelik, buna ilişkin iddialardan ve yazılan çizilenlerden öyle bunalmış ki, şu sözü zaten her şeyi özetliyor.

“Ne istiyorsunuz bu Faruk Çelik’ten? 11 yıldır Faruk Çelik Bursa’da yok. Bu konu ayıp bir konu, siyasi bir konu ve komplo.”

Çelik, kendisinin bugüne dek kamu ile hiç bir işinin olmadığının altını çizdi. Hiç bir kamu ihalesini sorgulamadığını hatırlattı.

Bakan Çelik, Bursa’nın sorunlarına ilişkin de baştan düğmenin yanlış iliklendiğini söyledi.

Örneğin; kentsel dönüşüme Nilüfer’den değil, Osmangazi ve Yıldırım’dan başlanması gerektiğini, kente yeni kavşaklar yapmak yerine, Mudanya’ya yeni bir yol, güneyden kenti saran çevre yolu ile dikey yollar yapılmasına öncelik verilmesi gerektiğine değindi.

Çelik’in sözleri böyle.

Bursa’yı yine Allah korudu 

Dün akşam saatlerinde Ovaakça Doğalgaz Çevrim Santrali kampüsüne tek motorlu bir eğitim uçağının düşmesin sonucu 2 kişi yaşamını yitirdi.

Bursa’da eğitim uçaklarının arka arkaya düştüğü bir yıl oldu. Biri şeftali bahçelerinin üstüne diğeri Bağlarbaşı’nda bir sokağa, sonuncusu ise santral arazisine düştü.

Bursa’yı bir kez daha Allah korudu.

İklim koşullarının son derece elverişsiz olduğu bir günde eğitim uçuşuna izin verilmesi de düşündürücü.

Bursa bu konuda büyük bir risk altında.

Bu konu artık sivil havacılığın da gündemine girmesi gerek.

Bursa her defasında aynı kabusu yaşıyor.