Bursa olarak, tarihe silinmez izler bırakmış padişahların çıktığı topraklarda yaşıyoruz.
Cihan imparatorluğunun gelişip serpildiği coğrafyaya sahip bir kentiz.
Bu açıdan Bursalı olmakla ne kadar övünsek azdır.
Önceki gün yolumuz Veysel Karani Mahallesi’ndeki Bursa Olgunlaşma Enstitüsü‘ne düştü.
Enstitü Müdürü Nilüfer Karakoç ile kurumu gezdik.
Enstitü adeta bir fabrika gibi.
Bursa’nın geçmişine ilişkin araştırmalar yapıyor. Binlerce öğrenciye açtığı kurslarla meslek kazandırıyor.
Burada, ecdadın giyim kuşamından, yemek kültürüne kadar geleneksel sanatlarının her dalı üzerinde çalışmalar yapılıyor.
Günümüzün modern çizgilerini yansıtan çalışmalar da yok değil.
Örneğin; devlet büyüklerinin eşleri için de özel kıyafetler tasarlıyorlar.
Nilüfer Hoca eğitimci ama siyaset geçmişi de olan bir isim.
AK Parti’de Kadın Kolları Başkanlığı‘ndan, Büyükşehir Belediye Meclis üyeliğine kadar çeşitli görevlerde bulundu.
Milletvekili aday adaylığı süreci de yaşadı.
Dershane yöneticiliğinin ardından mesleğine geri döndü.
Kısa bir süre Büyükorhan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yaptı.
Şimdi Enstitüde yönetici arkadaşlarıyla birlikte Bursa‘nın kültürüne hizmet ediyor.
Merkezi dolaşırken bir bölümde aklımız kaldı.
Osmanlı padişahlarının sanduka örtülerinin yenilendiği El Sanatları Bölümü ilgimizi çekti.
Bursa’da kabirleri bulunan padişahların sanduka örtüleri burada yenileniyor.
Örtülerin en son 1855 Bursa depremi sonrası serildiği sanılıyor.
Şimdiye kadar bir kaç tanesi değiştirilmiş.
Sonuncusu Cihan İmparatoru Osmangazi‘ye ait.
15 metrekarelik örtü için öncesinde 2 yıla yakın altyapı araştırması yapılmış.
Bursa kadifesi üzerine Maraş işi dival işleme yapılıyor.
Üstündeki orjinaline sadık kalınarak kalıplar çıkartılıyor.
Sonrasında desenler üç boyutlu olarak gümüş tel ile kaplanıyor.
El Sanatları Bölüm Şefi Güleser Sencar‘ın başında bulunduğu usta öğretmenler Osmangazi’nin sanduka örtüsüne öyle özen gösteriyor ki, bunu aynı zamanda manevi bir görev olarak da kabul ediyorlar.
Sanduka örtülerini yenileme işi Olgunlaşma Enstitüsü’ne İl Özel İdaresi döneminde verilmiş.
Güleser Hoca, örtü yenileme işinini ön hazırlıkla birlikte 5 yılda tamamlanacağını söylüyor.
Olgunlaşma Enstitüsü’nün bu başarısı kendilerine başka kentlerdeki türbe örtüleni yenileme görevini de beraberinde getirmiş.
İstanbul‘da önemli bir zatın türbe örtüsünü yenileme işi de kendilerine verilmiş.
Enstitü Müdürü Karakoç, sorumuz üzerine kendilerine Kabe örtüsünün yenilenme görevi verilmesi halinde bunun da gururla yapabileceklerini belirtiyor.
Burada tabi sadece sanduka örtüleri yenilenmiyor.
Osmanlı padişahlarını giysilerinde oluşan bir kreasyon oluşturulmuş.
Geçmişi, tarihi yansıtan kolleksiyonları hem Bursa hem de yurtdışında sergiliyorlar.
Enstitü’nün defileleri bu açıdan ilgi görüyor.
Keles ilçemiz kendileri için büyük bir araştırma laboratuvarı.
Araştırma Bölüm Şefi Şükran Özgen Keles’te eski gelin sandıklarını açtırarak, saklı kültür hazinelerini ortaya çıkardıklarını söylüyor.
Keles’in, giderek azalsa da henüz tükenmemiş bir kültürel zenginliği bulunduğuna dikkat çekiyor.
Bölüm olarak her yıl bir tema belirleyip araştırmaya yoğunlaştıklarını, örneğin geçen yıl kanaviçe bu yıl Yeşil Türbe‘yi seçtiklerini söylüyor.
Tasarım Bölüm Şefi Ebru Önder de Araştırma Bölümü’nden gelen donelerle geçmiş ve günümüzü harmanlayıp giysi ve diğer obje tasarımları yaptıklarını aktarıyor.
Tanıtım Pazarlama Bölüm Şefi Hanife Işılar ise Enstitü’de üretilen bütün ürünleri gerek defileler gerekse iç ve dış piyasaya sunmakla görevli.
En son gezdiğimiz bir bölüm daha var ki, burada harika desenlerin ortaya çıkarıldığına tanık olduk.
Ebru Sanatı Öğretmeni Nuray Yıldız suya damlattığı boyalarla kopyası bir daha tekrarlanamayacak güzellikler ortaya çıkarıyor.
Böylesi güzel işlere imza atan Enstitü’yü tanımanızı tavsiye ederiz.