Yasa hazırlığını önceki gün meslektaşlarımıza demeç veren Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum açıkladı.
TBMM’de, AK Parti cephesinde çoktandır bu yönde bir hazırlık vardı.
AK Parti’nin şehircilik manifestosunda da, Türkiye’nin kentleri için dikey değil yatay mimari vurgusu söz konusuydu.
Taslakta her ne kadar çok kata sıcak bakılmasa da, yetki geçmişte olduğu gibi yine belediye meclislerine bırakılıyor.
Belediye meclislerinde çoğunluğu elinde bulunduran AK Parti gruplarının partinin ilke kararına aykırı çok kata imza atması beklenmiyor.
Peki, çok katın uygun olacağı yerleşim alanları yok mu?
Dünyanın hemen her büyük kentinde yüksek katlı yapılaşma bölgeleri var.
Ancak buralarda şehirlerin tarihi siluetini kapatmayan yapılaşmalar hakim.
Bizdeki gibi değil.
Türkiye’de çok katın istisna olabileceği bölgeler ve kentler olabilir.
İmar rantının giderek arttığı büyük şehirlerimizde yatay mimariyi uygulamanın çok da kolay bir iş olmadığını düşünüyoruz.
Yasa çıktıktan sonra da yatırımcıların, kat sınırlamasının esnetilmesi için siyasi otoriteye baskıları sürecektir.
Yine de yatay mimari ifadesi kulağa hoş gelmiyor değil.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çok uzunca süredir yüksek mimariye sıcak bakmıyor.
Bu konuda TOKİ’yi talimatlandırmış durumda.
TOKİ’nin yeni konutlarında 5 katı geçmeme ilkesi var.
Elbette istisnalar söz konusu.
Devlet kendi eliyle yaptığı/yapacağı yeni konutlarda bu ilkeye uymaya çalışıyor.
Şimdi çıkarılacak yasa ile istisna olan bölgelerde oluşacak imar rantının kamuya aktarımı söz konusu.
Parsel bazlı plan tadilatları ve çok katlı yapılaşmadan kaynaklı imar rantı mülk sahiplerinde alınarak, ilgili ilin belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca paylaşılacak.
Yatırımcıların çok da hoşuna gitmeyecek bir yasa maddesi taslağı.
Uygulanırsa, şehircilik anlamında büyük bir devrim demektir.
Parsel bazlı plan tadilatları bugün belediye meclis gündeminde çoğunluğu teşkil ediyor.
Parselde, kişiye özel yapılacak bir değişikliği için, ada bütünündeki mülk sahiplerinden rıza alma şartına da hakkaniyet ölçüsünde atılmış doğru bir düzenleme olarak bakıyoruz.
Üç aşağı beş yukarı şekillenen yasa taslağına TBMM’de muhalefetin de olumlu yaklaşacağını düşünüyoruz.
Kırsalda belediyeler devre dışı mı?
TBMM’de AK Parti Grubu’nun ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı yeni imar yasası taslağında bir madde var ki, bize göre ucu acık.
Bununla köylerde yapılaşma için valilik onayı getiriliyor.
Bütünşehir uygulaması olan illerde köy diye bir şey kalmadı.
Bugün Türkiye’nin 30 ili 6360 Sayılı Bütünşehir Kanunu ile yönetiliyor.
Yasa, statüleri mahalleye dönüşen ama fiilen köy görünümündeki yerleşimleri de kapsayacak mı?
Başka bir ifadeyle, belediyelere bağlı mahalle olan eski köylerdeki yapılaşma için de vilayet onayı mı gerekecek?
Bu durumda belediyeler 6360 Sayılı Yasaya’ya aykırı biçimde buralarda devre dışı mı kalacak?
Yoksa, taslak maddeden, 30 büyük şehir dışındaki halen İl Özel İdaresi Kanunu ile yönetilen illerdeki köyler mi kastediliyor?
Sanırız buna da açıklık getirilecektir.
Büyükşehir’de staja tasarruf tedbiri
Son dönem belediyelerimiz mali toparlanma için tasarruf tedbirleri yürürlükte.
Harcama kalemleri didik didik taranıyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi uzunca süredir mali disiplin programı uyguluyor.
Bu kapsamda, giderleri azaltma adına Büyükşehir Belediyesi’nde artık stajyer öğrenci kabulüne son verileceğini öğrendik.
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın bürokratlarına talimat vererek, bundan böyle yıllık 1 milyon lira maliyeti olan stajyer öğrenci alınmamasını istediği konuşuluyor.
Yani, gerek orta öğretim gerekse üniversitede okuyan öğrenciler staj için Büyükşehir ve bağlı iştiraklerine başvuramayacak.
Öte yandan, yine Büyükşehir Belediyesi’nin personel bütçesini kabartan mesai ücreti ödemesinden de vazgeçildiği belirtiliyor.
Bunun yerine, çalışanların haklarının kaybolmaması için, yaptıkları fazla mesai kadar ilave izin uygulamasının başlatıldığı da dillendiriliyor.