Bursa‘nın güneyindeki dört ilçe (Orhaneli, Keles, Büyükorhan Harmancık) sosyo-ekonomik bakımından diğer ilçelerimizle kıyaslandığında çok gerilerde.

Buraları kalkındırmanın yolu bölgeye pozitif ayrımcılıktan geçiyor. Ama bu konuda çok bir şey yapıldığı söylenemez.

Orhaneli dışında kapsama alınan üç ilçenin kalkınmada öncelikli ilçeler statüsünün de kısa vadede çok bir şey getirmesi beklenmiyor.

Bir kaç gündür bölgenin sosyal medya hesaplarında dikkatimizi çekti.

Dağ bölgesinin çocukları artık kazandıkları nitelikli üniversite ve bölümlerden mezun olduktan sonra doğdukları topraklara vefa borçlarını ödemek için göreve atanmalarda ilk tercihlerini buraya yapıyorlar.

Büyükorhan doğumlu iki, Harmancık doğumlu bir doktor ilçe devlet hastanelerine atandılar.

Harmancık Gökçeler Mahallesi doğumlu Dr. Fatih Karaaslan‘ın Orhaneli Devlet Hastanesi‘ne, Büyükorhan doğumlu Dr. Özkan İlik ile Dr. Başak Görüşün‘ün Büyükorhan Devlet Hastanesi‘nde göreve başladıklarını öğrendik.

Atamalar bölge halkının da sevindirmiş.

Kendi çocuklarına muayene olmanın, tedavi olmanın hazzı başka olsa gerek.

Yeni neslin bölgenin gelişim ve kalkınmasına katkıları olacak anlaşılan.

Fakat atanmaların sadece sağlık alanında değil, mühendislik vb.gibi alanlarda, bölgenin başta ulaşım olmak üzere diğer fiziki eksiklerinin tamamlanmasında Karayolları, DSİ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi kurumlara da sirayet etmesi gerekiyor.

Zira biz de bu bölgenin sorunlarını ancak oranın havasını teneffüs eden, suyunu içen, ekmeğini yiyen bölge çocuklarının daha iyi çözeceklerini düşünüyoruz.

Genç doktorlarımıza memleketlerindeki ilk görevlerinde başarılar diliyoruz. Eminiz, onların bu tercihleri yöre insanını mutlu ederken, bölgedeki küçük kardeşlerine de rol model olacaktır.

Okuyup mezun olduktan sonra vefa gösterip, ilk tercihlerinde kendi ilçelerine tayin isteyen doktorlarımızı tebrik ediyoruz.

Kürsü dokunulmazlığı olan vekili dahi disipline verdiler

Efendim, memlekette sol tandanslı ne kadar STK, kurum ve kuruluş varsa sorsanız hepsi sözde özgürlükçüdür. Bu konuda mangalda kül bırakmazlar, onlara göre kendileri dışında herkes faşist. Oysa, bunlardan da eleştiriye tahammül göstermeyen yasakçılar var.

Bursa’da geçtiğimiz aylarda ilginç bir hadise yaşanmıştı.

Ekrana konuk ettiğimiz İnşaat Mühendileri Odası Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak, sorumuz üzerine Türk Tabipler Birliği’nin adının ‘bölücü örgütle’ anılmasını doğru bulmadığını söylemiş, kıyamet kopmuştu.

Durumdan vazife çıkaran ve bunu üstüne alınan Bursa Tabip Odası Başkanı da İMO Başkanı Albayrak’ı TMMOB vasıtasıyla disipline verdirmişti. O soruşturmadan takipsizlik çıktığını öğrendik.

Gelelim yeni gelişmeye.

MHP Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı hem TBMM‘de düzenlediği basın toplantısında hem de sosyal medya hesaplarında TMMOB ve İMO İskenderun Şube yöneticilerini sert biçimde eleştirmişti.

Kaçıkçı, Watsapp grubundan eski HDP, yeni TİP‘li vekil Barış Atay‘ın da katılacağı TİP’in İskenderun örgütünün açılış davetiyesi paylaşmalarına çatmıştı.

Sen misin bunları yapan? TMMOB‘çular bu kez de kürsü dokunulmazlığı bulunan Milletvekili Kaşıkçı’yı İMO Genel Merkez‘e şikayet edip, disipline sevk ettirmişler.

Bununla da kalmamışlar, Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuşlar, 1000 liralık tazminat davası açmışlar

Hani bunlar özgürlüklerden yanaydı?  Parlamentoda TMMOB‘u eleştirmek onlara göre suç.

Vekil Kaşıkçı’yı dokunulmazlığı varken, üyesi olduğu odanın disiplinine vermek TMMOB ve İMO yöneticilerinin özgürlük anlayışında ne kadar ilerlediklerini! gösteriyor.

Bakalım o soruşturmadan da ne çıkacak?

Bekleyip göreceğiz.

Karayolları her ile ve ilçeye eşit davranmalı 

Önceki gün bir dostumuz anlattı. Bursa‘nın yol, köprü, otoban, geçit, tünel vb. gibi projelerini tamamlatabilmek için deveye hendek atlatmak gerekiyor.

Dostumuz geçtiği Polatlı güzergahında dikkatini çekmiş.

Başkente bağlantı sağlayan yolun Polatlı ilçe geçişini Karayolları Genel Müdürlüğü komple yenilemiş.

Sinyalizsayonundan asfaltına, kaldırımından tretuvarına, şehir mobilyalarına kadar modern bir şekilde  yenilemiş. Aynı hizmeti kendi sorumluluk alanlarındaki Bursa ve ilçeleri için beklemek de bizim hakkımız değil mi?

Elbette Karayolları hiç bir şey yapmıyor diyemeyiz ama kimi yerlere daha fazla özen ve hassasiyet gösterildiği ortaya çıkıyor.

Dostumuzun fark ettiği Polatlı geçişindeki kalite ve imalatın diğer tüm yerleşimlere de gösterilmesi gerekmez mi?