Biz de hemen hemen abonesi olduk. Akşamları uğrayıp gözlem yapıyoruz.
Demokrasi nöbetlerinin tutulduğu Bursa‘nın 15 Temmuz Demokrasi Meydanı her akşam dolup taşıyor.
Coşku ilk günkü gibi sürüyor.
Günler geçmesine rağmen kimsede bir bıkkınlık gözlenmiyor.
Cuntanın hain kalkışmasının üstünden 13 gün geçti.
Kimsenin ayrılmaya, nöbeti bırakmaya niyeti yok.
İhanetin boyutları, hain planın detayları bir bir ortaya çıktıkça, demokrasi âşığı, vatan sevdalısı insanlar saflarını daha da sıklaştırıyorlar.
Önceki akşam meydana AK Parti eski milletvekili sanatçı Uğur Işılak davetliydi.
Sesi, sözü ve müziğiyle darbeye lanet okudu.
Binlerce Bursalı Işılak’ı dinlerken ellerindeki bayraklarla seçim günlerini andıran görüntüler sergilediler.
Meydanda bugünlerde bir de, “Darbe girişimine karşı tarihe not düşelim” isimli stant ve anı defteri açıldı.
Oraya hemen herkes bir şeyler yazıp çiziyor.
Dün gece çizilen bir sayfa vardı ki, darbenin halk tarafından nasıl durdurulduğunu resmediyordu.
Mustafa Yazıcıoğlu adlı vatandaş, tanka sırtında Türk bayrağı olan bir vatandaşın çıplak ayaklarıyla cesurca karşı duruşunu resmetmiş.
Bu sayfa herkesin dikkatini çekti.
AK Parti‘nin il ve ilçe kadın kolları üyeleri standın başından ayrılmıyor.
Erzurumlu bir kadının terör örgütü elebaşısı hemşerisi FETÖ‘ye lanet okuyan satırları da dikkat çekenler arasındaydı.
Meydandan gözlemlerimizi aktarmaya devam edelim.
Sivil toplum örgütlerinin, sendikaların, diğer siyasi partilerin, AK Parti ile bir şekilde yolları ayrılmış eski yöneticilerin kimileri de gözümüme çarpıyor.
Bunun bir demokrasiyi koruma, kollama ve sahip çıkma meselesi olduğunun onlar da farkındalar.
Başka bir şey daha dikkatimizi çekti kalabalıklar arasında.
AK Parti’nin her sıkıntısında yanında olan imam-hatip ve İlahiyat camiasından daha çok tanıdığa rastlıyoruz.
Onlar her daim Türkiye’nin ve destek verdikleri AK Parti’nin sıkıntılı anlarının yılmaz bekçileri gibi oradalar.
Her ne kadar AK Parti yönetimlerinde, devlet kadrolarında istenilen düzeyde yer almadıklarını düşünseler de kalkışmanın doğuracağı olumsuz tablodan en çok etkilenecek kesimin kendilerinin olduğunu düşünüyorlar.
Beklentisiz davaya yeniden sahip çıkıyorlar.
Demokrasi Meydanı’nın her akşam müdavimlerinden biri de Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe.
Çalışma arkadaşlarıyla alandaki coşkulu kalabalığa hem hitap ediyor hem onlarla oturup sabah ezanına kadar konuşuyor.
Belediye ve kamu kurumlarının bürokratlarından da gözümüze çarpanlar var.
Onlar da olayın memleket meselesi olduğunu düşünüyorlar.
15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda gözümüze çarpan başka bir değişiklik de burada hemen her akşam lokma dağıtılması.
Meydana gelenlere çeşitli ikramlar yapılıyor.
Alanda o kadar bayrak var ki, sanki darbe kalkışması içimizdeki milliyetçi ruhu yeniden depreştirmiş.
Araçların her yanı Türk bayraklarıyla süslü.
Alanda bir tek kavga gürültü yok.
Herkes birbirine kardeşçe davranıyor. Topluluk içinde bu kentte doyan ülkemizin dört bir yanından gelmiş hemşehrilerimiz var.
Kendi aralarındaki konuşmaların ana eksenini 15 Temmuz gecesi televizyon ekranlarında izledikleri dehşet anları oluşturuyor.
Kalkışmanın başarıya ulaşması durumunda ülkenin çok şey kaybedeceğini, geriye gideceğini ve bütün hedeflerden uzaklaşacağını dillendiriyorlar.
Galiba FETÖ’nün üniformalı teröristleri, bu ülke insanını zor anlarda siyasi düşüncesine bakmaksızın bir araya gelebildiklerini düşünememişler.
Meydandaki değişik kesimlerden oluşan topluluk buna işaret ediyor.