Türkiye‘de bir süredir inşaatçılarla demir üreticileri arasında restleşme yaşanıyor.
Demir fiyatlarının kısa sürede aşırı derecede artmasından şikayetçi olan inşaat firmalarının, indirime gidilmesi için demir üreticilerine 9 Haziran‘a kadar süre tanıdıkları duyurulmuştu.
Restleşme şüphesiz, Türkiye’nin lokomotif büyüme sektörlerinden biri olan inşaatı direkt ilgilendiriyor.
Son dönem, ülke genelinde kentsel dönüşüm başta olmak üzere, kamu yapıları, havalimanları, köprüler, tüneller, barajlar, oto yollar ve özel sektörün lüks konut projelerinde bir artış göze çarpıyordu.
Demir fiyatlarındaki anormal tırmanış, şüphesiz bu projelerin terminlerini de doğrudan ilgilendiriyor.
Ton başı 500 lirayı bulan fiyat farkından sektörün etkilenmemesi mümkün değil.
Restleşme sürer, fiyatlar düşmezse projelerin tamamlanma sürelerinde de sarkmalar yaşanması olasılığı da çok yüksek.
Fakat, piyasada talebi karşılayamayan haddehanelerin üretimi hızlandıracağı ve fiyatların da önümüzdeki haftalarda inişe geçeceği de haberleri de gelmeye başladı.
En azından, bunun taraflar arasında yumuşama ve fiyatların inişe geçeceğinin bir işareti olduğu söylenebilir.
Eğer bu gerçekleşmezse Türkiye‘yi inşaat sektöründe büyük bir kriz bekliyor demektir.
Sektörün olmazsa olmaz girdilerinden biri olan demirin piyasa fiyatlarına dönmesi sektörün en büyük beklentilerinden biri görünüyor.
Demir fiyatlarında yükseliş, şüphesiz Bursalı inşaatcıları da düşündürmüyor değil.
Zira, kentimizde son dönem özel sektör eliyle başlatılan kentsel dönüşüm projelerinde hızlı bir artış göze çarpıyor.
Demir fiyatlar öngörülenin çok üstüne çıkarsa Bursa’da başlayan, devam eden ve ruhsat aşamasındaki kentsel dönüşüm projelerinde fiyat artışı gündeme gelebilir.
Yükselen konut fiyatları da satışları azaltacağı için devam eden projeleri de sıkıntıya düşürecektir.
Hatta kimi projeler sürüncemeye de karabilir.
Bu yüzden, hem ülkemiz hem de Bursa açısından demir fiyatlarının normale dönmesi şart.
Deprem kuşağındaki ülkemizde, yıkılıp sağlamlaşmayı bekleyen 9 milyon civarında yapı bulunuyor.
Demirdeki fiyat oynaklığı tırmanış yönünde devam ederse dönüşüm işi sarpa saracaktır.
Bu aynı zamanda tıkanan sektörde on binlerce insanın işsiz kalmasına da yol açacaktır.
Temennimiz kısa sürede sorunun çözümü.
Bunun için belki de bir hükümet müdahalesi gerekecektir.
Umutları tüketmek
Geçtiğimiz pazar günü oynanan Bursaspor Gençlerbirliği maçını kazanma umuduz olmadığı için izlemedik.
O gün bu işin bittiğini, Bursaspor‘un içine düştüğü kaostan çıkmasının çok zor olduğunu düşünmüştük.
Çünkü her şey sona kalmıştı.
Çünkü, Bursaspor’un, Gençlerbirliği’ni yenebileceğine inanmıyorduk.
Nitekim yanılmadık.
Gençlerbirliği yenilgisiyle koca bir şehrin temsilcisi artık ligden düşmenin bir numaralı adayı haline geldi.
Bizim gibi, taraftarın da umudu kalmamış ki, 45 bin kişilik stadyumda pazar günü sadece 8 bin seyirci gitti.
Bir mucize olur mu?
Gönlümüz olmasından yana.
Bursaspor futbol olarak iyi bir görüntü vermiyor belki ama asla alt lige düşmeyi de hak etmiyor.
Trabzon‘dan zor da olsa o mucizenin gelmesini dört gözle bekliyoruz.
İçimizde tükenmiş olan umudu, lütfen zaferle dönüp coşkuya çevirin.
Öyle oynayın ki, Türkiye size şapka çıkarsın.
Bursa’yı o gün ne olur, hüzün kentine değil, sevincin doruğa çıktığı bir şehre dönüştürün.
Hepimizin gözü kulağı o gün Trabzon’da ve sizin üzerinizde olacak.