Şehir plancılarımız, mimarlarımız, kimi siyasilerimiz 0,50 emsal artışına karşılar.
Fakat, Türkiye‘nin ve Bursa‘nın bir gerçeği var ki, 1999 öncesi inşa edilmiş yapılarımızın çoğu güvenli değil.
Bu açıdan dayanıklı hale getirilmesi kaçınılmaz.
Doğru olanı elbette bölgesel planlama.
Fakat bütüncül bir çözüm kısa vadede mümkün gözükmüyorsa, deprem yıkmadan, çürük konutları kendimizin yıkması doğru olmaz mı?
Bursa’da önce Nilüfer Sitesi‘nde sonra 37 bloklu Ataevler‘deki Umut Sitesi‘nde yıkımlar başladı.
Nilüfer Sitesi’nde hedefe yaklaşıldı. Binaların neredeyse kabaları yarılandı. Sıra Umut Sitesi’nde.
Burada da başarıldığında, Bursa’nın diğer sıkıntılı eski sitelerinin dönüşümü hızlanacaktır.
Nitekim, hemen devamında Akpınar‘ın geldiğini biliyoruz.
Umut’un hikayesini buradan bir kaç kez yazdık.
38 dönüm arazi üzerinde 37 bloklu dev bir yerleşimdi.
Burası simdi 25 bloka indirilerek kat sayısı artacak ve 10 bin metrkare alan inşaat için kullanılacak.
Artık yüksek kat çekincemiz olmamalı. İstanbul’a, Ankara‘ya gidenler görüyor.
Şehrin her yerinde gökdelenler, çok katlı yapılar var.
Tarihi siluete zarar vermiyorsa Bursa‘da niye olmasın?
Büyükşehir Belediyesi, eleştirilere kulak tıkayarak dönüşümü ve yenilemeyi teşvik edici tavrını sürdürüyor.
Yenileme, ilave imar hakkı vermeden hızlanmaz.
Büyükorhan’ın isteği
Bursa İtfaiyesi başarılı işler çıkarıyor.
En son, Çarşı yangınında anında müdahale ile büyük bir felaketi önlediler.
Ancak, Bütünşehir Yasası‘nın yürürlüğe girmesiyle birlikte kırsaldaki örgütlenmesinde ve personel politikasında sıkıntıdan bahsediliyor.
Dün Büyükorhan ilçesinden, merkezdeki Orhan Mahalle Muhtarı Ramazan Katmış aradı.
Önceki gece ilçe merkezinde itfaiye birimine 1-2 dakika mesafede 5 kişinin yaşadığı evde yangın meydana geldiğini, içeridekilerin 2-3 dakika daha erken uyarılmasalar büyük bir felaket yaşanacağından bahsetti.
Yangından çocukların camdan aşağıdakilere atılarak kurtarıldığını anlatan Muhtar Katmış, yaşadıkları durumu şöyle anlattı.
“İlçe merkezindeki itfaiyede geceleri ya bir şoför ya da bir eleman oluyor. Bir yangın çıktığında şoför elemanı, eleman şoforü uyandırıp evden getirene kadar yangın büyüyor, araç ancak soğutmaya yetişilebiliyor. Gece tek sorumlu ile koca bir ilçeyi idare etmek doğru mu? İlçe merkezindeki yangına çok geç müdahele edildiği konuşuluyor. 45 dakika sonra geldiğini söyleyenler var. Bunun için defalarca Büyükşehir’e dilekçe verildi, sonuç yok” diyor.
Muhtar, diğer ilçelerde de benzer sıkıntı olduğunu, personelin yerelden değil, her gün Bursa merkezden ilçeye gelip gittiğini de vurguluyor.
İddia vahim.
Bu ilçelerin nüfusu az, fazla elemana gerek yok, bir kişi ile de idare ediliyor diye düşünülüyorsa, yangının ve felaketin ne zaman oluşacağını bilmemiz mümkün mü?
Eleman temininde yerel kaynaktan faydalanılmalı.Taşıma su ile değirmen dönmez.
“Büyükorhan’da yangınlar için Allah’a emanetiz” diyen Muhtar Katmış, önümüzdeki hafta ilçeye gelmesi beklenen Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe‘ye durumu bizzat kendisinin aktaracağını da sözlerine ekliyor.
Geride iz bırakmak
Bursa‘nın ve Türkiye‘nin duayen sanayicilerinden merhum Şükrü Şankaya‘nın dün 11. ölüm yıldönümüydü.
Onu yakınları, sevenleri bir kez daha Ahmetpaşa Mezarlığı‘ndaki kabri başında okunan Kur’an-ı Kerim ve edilen dualarla andılar.
Türkiye Şankaya ismini, yeğeni Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar ile birlikte Bursa’da kurdukları sanayi tesisleriyle tanıdı.
Dönemin zor koşullarında kentimize ve ülkemize kazandırdıkları dev fabrikalarda binlerce insana iş ve aş imkanı sundular.
Halen de sunmaya devam ediyorlar.
2005 yılında aramızdan ayrılan Şankaya o yıldan bu yana çok sevildiği kentimizde özlemle anılıyor.
Merhum Şankaya Bursa’da yaşamın her alanında adından sıkça bahsettirmişti.
Sporda, kültürde, sanayileşmede, kırsal kalkınmada, sosyal yaşamda, STK’larda velhasıl aklınıza gelebilecek her iyi alanda Şükrü Amca’yı görmek mümkündü.
Ölümünün 11. yılında onu biz de bir kez daha rahmet ve özlemle anıyoruz.
Makamı cennet olsun.

Flipboard