Türkiye’nin kıyılarını saran müsilaj (deniz salyası) sorunu öyle görünüyor ki, çevreciliği önemsemeyen topluluklara büyük bir ders niteliğinde.

Kıyılarımızı, suyun dibini habis bir ur gibi saran deniz salyasını temizlemek için belediyelerimizden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da harekete geçti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla ülkede adeta müsilaj seferberliği başlatıldı.

Önceki gün Marmara denizine kıyısı bulunan illerin vali ve belediye başkanları bakanlığı koordinasyonunda Kocaeli’nde bir araya geldi ve ortak hareket konusunda yapılacaklarla eylem planı belirlendi.

Elbette eylem planının neticesi kısa sürede alınacaktır.

En önemlisi, Marmara Denizi’nin bir yıl içinde koruma alanı ilan edilecek olması. Bu karar denizi kirletenlere büyük bir kalkan olacaktır. Denizlerimizi, nehirlerimizi, göllerimizi yıllardır hoyratça kirletiyoruz.

Öyle ki, derin deşarjla dahi evsel atıklarımızı bıraktığımız mavi sularımız bize o attıkları şimdi bir bir geri vermeye başladı. Üstelik, bunu motorlarla çekmek mecburiyetinde kaldık.

Deniz salyası gösterdi ki, bu coğrafyada yaşayan herkesin çevreci olma zorunluluğu var. Aksi halde, yarın ne kıyılarımızda yüzebilir hale geliriz ne de denizlerimizin o lezzetli balıklarından yiyebiliriz. Çünkü; müsilaj deniz dibi canlılarının yaşamını da tehdit ediyor.

Artık denize en ufak bir şey atarken hepimizin dikkat etme mecburiyeti var.

Elbette yerel yönetimlerimize, belediyelerimize de büyük sorumluluklar düşüyor. Atıklar için öngörülen ileri biyolojik arıtmalar da kaçınılmaz hale geldi.

Bunu yapmayan belediyelerin, sanayi kuruluşlarının atıklarının denizlere bırakmasına izin verilmemeli.

Devlet bu işin en tepesinde düzenleyici, denetleyici ve destekleyicisi olmalı.

İleri biyolojik arıtma tesisi kuran belediyeler ve sanayi kuruluşlarına teşvik ve destek kapılarını sonuna kadar açmalı.

Konu ileri biyolojik arıtmaya gelmişken, bu iş için yapılmış ihaleyi iptal edip, üstüne bir de İstanbul’da ‘temel atmama töreni’ düzenleyen CHP’li başkan aklımıza geldi.

Şimdi o tesisi ya kendisi yapacak veyahut bakanlık ihale edecek.

Boğazın kıyılarını saran müsilaj İstanbul’da biyolojik arıtmayı kaçınılmaz kılmıştır. Kaldı ki, Marmara’daki deniz kirliliğinin yüzde 70’i bu kent ağırlıklı olduğuna göre CHP’li başkan törenle iptal ettiği o tesisi artık yeniden yapma mecburiyetinde.

 

Jeotermal AŞ artık ihracatçı şirket

Bursa’nın Uludağ eteklerinden süzülüp gelen doğal kaynak sularının namını bütün Türkiye ve dünya biliyor. Fakat o suyu yurtdışına genellikle İstanbul merkezli yabancı şirketler pazarlıyor.

Bursa’nın suyunu yurtdışına satacak şirketler arasına bir kamu iştiraki olan Jeotermal AŞ de eklendi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraki Jeotermal AŞ, yeni ürünü Bursa Su ile dünya pazarlarına açılmasından bu şehrin bir sakini olarak mutlu olduk. Avrupa ülkelerinden Almanya’nın ardından Ortadoğu ülkelerine de su ihraç edilecek olması Bursa’ya ve ülkemize döviz girdisi demek.

Bir kamu şirketi olarak Jeotermal AŞ’nin bu yıl 2,5 milyon liralık ihracat hedefini bu açıdan önemsiyoruz. Büyükşehir Belediyesi iştiraki Jeotermal AŞ’yi  ihracat yapan bir şirket haline getiren Başkan Alinur Aktaş ile yönetimini ve Genel Müdür Mustafa Bektaş’ı kutluyoruz.

İnşallah bu şehirden daha çok ülkeye su ihraç ederiz.

 

Kırsalın kurtuluşu turizmde

Önceki hafta Bursa’nın arka yüzündeki ilçelerinden Orhaneli’ndeki Kocasu üzerinde Marmara bölgesinin ilk ve tek rafting parkuru törenle hizmete açıldı.

Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle adrenalin severlerin hizmetine sunulan parkurun ünü şimdiden Türkiye’ye ulaştı.

Yeril yabancı pek çok su sporcusunun Kocasu’yu rotalarına aldıkları belirtiliyor.

O Kocasu yıllarda aktı durdu. Fakat, buradan ilçesi adına faydalanmak Başkan Ali Aykurt’a kısmet oldu. Rafting parkuruyla ilçesinin turizm portföyüne su sporlarını da ekledi.

Şimdi rafting için ilçeye gelecekler esnafın da yüzünü güldürecek. Köylülerin ürünleri direkt tüketiciye ulaşmış olacak.

Atalar boşuna dememiş el elden üstündür diye.

Bize göre, rafting parkuruyla Orhaneli’yi ülkeye tanıtan projeyle Başkan Aykurt tarihe geçmiştir.

Rafting sporu da gösterdi ki, Bursa’nın su havzası olması hasabiyle üst ve alt ölçekli planlarda kirletici sanayiye kapalı olan Dağ ilçelerinin tek kurtuluşu kırsal turizmde.

Belediyelerimiz ve özel sektör bu alanda daha çok proje geliştirilmeli.