Bursa’nın kentiçi toplu taşıma sisteminde zaman zaman aksamalar yaşanıyor.
Raylı sistemde meydana gelen arızanın giderilmesi bazen uzayabiliyor.
Uzama, geride binlerce yolcunun mağduriyetine ve tren katarlarının da yığılmasına neden oluyor.
Komplo teorisi meraklıları bunun, sistemi işleten yöneticiler tarafından, ‘siyasi iradeyi ve istifa eden eski belediye başkanını sabote etmek için’ yaptıklarını söyleyebilecek kadar da ileri gidiyorlar.
Bursaray’da yaşanan arızaların nedenlerini dün sistemi işleten ve Bursa kentiçi toplu taşıma işinin patronu durumundaki belediye iktisadi teşekkülü BURULAŞ’ın Genel Müdürü Levent Fidansoy’a sorduk.
Dün sabah bir çay içimi uğradığımız BURULAŞ’ta Genel Müdür Fidansoy ile konuşurken, bu durumdan bizzat kendilerinin de rahatsız olduklarını öğrendik.
Sistemde zaman zaman arızaların olabileceğini, bunun İstanbul başta olmak üzere dünyanın başka kentlerindeki raylı sistemlerde de yaşandığının altını çiziyor.
Fidansoy, herhangi bir arıza anında, duran katarın diğer vagonların seyrini engellememesi için hattın belirli noktalarında ‘makas’ yapılması gerektiğini, ancak bunun sistemde yeterince bulunmadığını söylüyor.
Bu yüzden de en ufak bir arızanın sistemi tümden etkilediğini, haliyle yolcuların da sıkıntı yaşadıklarını hatırlatıyor.
Fidansoy, bunun için 35 milyon Avro’luk bir yazılım ve makas ilavesi gerektiğini, kendilerinin bunu çözmek için de çabaları olduğunu vurguluyor.
Fidansoy, yazılım konusunu büyük ölçüde hallettiklerini, Aselsan başta olmak üzere yerli firmalara başvurduklarını, en sonunda bütün sistemi riske düşürmemek için işletmeyi kuran Siemens’ten ayrılmış bir mühendis ile anlaştıklarını, fakat makas probleminin sürdüğünü kaydediyor.
Sistem arızalarından ve sonrasında ortaya atılan iddialardan BURULAŞ çalışanları olarak rahatsızlıklarını da dile getiren Genel Müdür Fidansoy, bir davanın da ipucunu verdi.
Fidansoy, sisteme daha başlangıçta ‘makas’ yapmayan iki eski Büyükşehir belediye başkanına tazminat davası açacağını söylüyor.
Büyükşehir’in eski başkanı Erdoğan Bilenser ile merhum başkan Hikmet Şahin’in yerine varislerine 100’er liralık sembolik bir tazminat davası açacağını belirten Fidansoy, böylece davayı kazanması durumunda iki eski başkanının proje hatalarının kendilerine mal edilmemesi gerektiğini de Bursa kamuoyuna daha iyi anlatmış olacaklarını söylüyor.
Dava dilekçesini önümüzdeki hafta mahkemeye sunacağını kaydeden Fidansoy, “Eğer, bahsettiğimiz makaslar başlangıçta yapılmış olsaydı, sistemdeki arızalı katarı hattan uygun bir noktaya çekip, diğer vagonların seferleri aksatılmayacaktı. Maalesef, bunun sıkıntısı üstümüze kalıyor. Üstüne bir de iftiraya uğruyoruz” diyor.
Kendileri dışında gelişen nedenlerle Kestel hattı ve stadyum inşaatındaki vinç devrilmesi sonucu Batı hattında iki büyük arıza yaşandığını aktaran Fidansoy, “Belli noktalara makas yapılabilmiş olsaydı, bu tür olaylarda sistemi yolcuyu çok fazla mağdur etmeden kesintisiz çalıştırabilirdik” diye konuşuyor.
Terminal raporu
Fidansoy’u bulmuşken, şu meşhur Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin meclis kararıyla BURULAŞ’a kiralanmasına ilişkin hazırlanan Sayıştay raporunu da sorduk.
Malum, Sayıştay bu yüzden Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 12’si ilçe belediye başkanı olmak üzere diğer 75 üyesini, ‘kamuyu 14 milyon 148 bin TL zarara uğrattıklarına’ hükmedip, paranın kararda imzası olanlardan iadesini istemişti.
Genel Müdür Fidansoy, yapılanın Belediye’ye ait bir işletmeyi belediye şirketine kiralamaktan ibaret olduğunu, Sayıştay’ın bu raporla siyasi iradeye ve karar verici meclis üyelerine ‘mobing’ uyguladığını düşünüyor.
Genel Müdür, olayın büyütülmesine de şaşırıyor.
Fidansoy, “Buradaki benim masam ile belediye başkanının odasındaki masa da kamuya ait. Terminal kiralama işi de buna benzer. Bunda büyütülecek ne var?” diye soruyor.
Sayıştay müfettişlerinin son dönemde AK Partili belediyeler için düzenlediği kimi denetim raporlarının, ‘kraldan çok kralcı’ havası estirdiğini düşünüyoruz.
Bir belediye malının, hukuk çerçevesinde belediye şirketine kiralanmasında sakınca görenlerin asıl niyetlerinin ne olduğunu doğrusu biz de merak etmiyor değiliz.
‘Kamunun çıkarını koruyoruz’ diye, seçilmiş üyeleri töhmet altında bırakmak büyük bir haksızlık.