Flipboard
Türkiye, elektrik enerjisi açığını kapatmak için son dönem kömür santrallerine ağırlık verir hale geldi.
Oysa; dünya yenilenebilir enerji türleri üzerinde yoğunlaşıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı fosil yakıtlarından elektrik üretimi için bütün imkanlarını seferber etti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da her geçen gün ÇED raporlarıyla işin önünü açarak bu girişimlere lojistik destek sağlıyor.
İhtiyaç o kadar artmış ki, derme çatma ocaklardan çıkarılan kömürlerin, yüzlerce kilometre ötelere, şehir merkezlerine kurulacak termik santrallerde bile yakılmasına devletin neredeyse izin verir konuma geldiğini görüyoruz.
Üstelik, halk tepkisine rağmen termik santraller konusunda devletçe bir ısrar söz konusu.
Buna en bariz örnek Bursa şehir merkezinde Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi`nin kurmak istediği termik santraldir.
Bu yüzden, kapanan, kapanmaya yüz tutan, kontrolsüz bir şekilde üretim yapan kömür ocaklarına yeniden gün doğdu.
İş güvenliği açısından yeterli tedbirin olmadığı, cezaların caydırıcılıktan uzak kaldığı kömür ocaklarında faaliyetler tekrar hızlandı.
Anadolu`nun dört bir yanında irili ufaklı kömür ocakları faaliyetlerini tekrar hızlandırdı.
Onlardan biri de Karaman`ın Ermenek ilçesindeki kömür ocağıydı.
Ne yazık ki, nasıl başladığı bilinmeyen bir su baskını ocakta 18 çalışanı mahsur bıraktı.
Aynı ocak sahiplerinin daha evvel Soma`da da sık sık kazaların oluştuğu kömür ocaklarından birini işlettiği iddia ediliyor.
Yerin 375 metre altında ekmek parası için mücadele etmek durumunda kalan yurttaşlarımızdan halen haber alınamıyor.
Türkiye`de bütün yürekler, Ermenek`ten gelecek müjdeli bir haberi bekliyor.
Fakat, her geçen gün umutlar da azalıyor.
Bunu bizzat, devletin oradaki temsilcileri bakanlar da doğruluyor.
Maden ocağının galerilerinde biriken sular günlerdir boşaltılamıyor.
Yüksek kazanç ve para hırsı için çalışanın güvenirliğini riske edenlerden devlet gerektiği gibi hesap da soramıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Celik`in, “Bu ocakları kapatmaya kalktığımızda 60 kişiyi devreye sokuyorlar” sözü de son derece düşündürücü.
Tedbir almak yerine, devletin ceza-i müeyyidesinin önün kesmek için aracılar sokan kimi kömür patronları, daha çok kazanma hırsları yüzünden masum insanları bile bile ölüme sürüklüyorlar.
Soma`da 301 madenciyi yitirdiğimiz elim kazanın maden sektörü açısından bir milat olacağını düşünenler yanıldılar.
Ermenek`te, çalışanları maden ocağı içinde yemek molasına zorlayanlar bugün hepimizi üzüntüye sevk eden trajedi ile karşı karşıya bıraktılar.
Üzerlerinde binlerce ton su dolu madende mahsur kalan emekçiler için umudumuz yitirmek istemiyoruz.
Lakin, uzmanların açıklamaları çok da moral verici değil.
Dualar 18 yurttaşımız için.
Umudun, sevince dönüşme arzusu, az da olsa yüreğimizin bir köşesinde duruyor.
Devlet seferber ama keşke bu seferberliği kazaların meydana gelmemesi için tüm iş kollarında sıkı kontrollerde, denetimlerde kendisini daha fazla gösterebilse.
