Bursa’nın üstüne kara bulut gibi çöken kirli havayı ancak şiddetli esen, eserken de etrafı yıkıp geçen lodos temizleyebiliyor.
Ülkemizde iki gündür yaşanan lodos nedeniyle yaşamını yitiren yurttaşlarımız oldu. Hepsine rahmet diliyoruz.
Bursa’da da sert esen lodosun şehirde yaşamı felç ettiğine tanık olduk.
Çatıların uçtuğu, ağaçların yollara ve araç üzerlerine yıkıldığı, tramvay ve metro seferlerinin aksadığı anlarda çok şükür ki, kentimizde bir can kaybı yaşanmadı.
Bursa’nın meşhur lodosu bunu her yıl tekrarlıyor.
Şehrin üstündeki kara ve kirli bulutları deli gibi eserken bir yandan da onları sürükleyip, uzaklaştırıyor. Sonrasında gökyüzünde ve dağ eteklerinde cam bir gibi tablo ortaya çıkıyor.
Lodosun geçmişte şehrimizde büyük dramları da beraberinde getirdiğini hatırlıyoruz. Gece yanık vaziyette bırakılan sobalardan lodos nedeniyle sızan karbonmonoksit gazının onlarca hemşerimizi hayattan kopardığı yılları unutmak mümkün değil.
Çok şükür ki, doğalgaz kentin neredeyse tamamına yayıldı.
İmar sıkıntısı nedeniyle gaz verilemeyen bölgeler için özel bir kanun çıkarıldı. Buna rağmen halen mağdur olmuş hemşerilerimizden de elektronik iletiler almıyor değiliz. Umarız onların doğalgaz sorunu da en kısa sürede çözülür.
Şimdi, Bursa’da eskisi kadar karbonmonoksit zehirlenmeleri yaşanmıyor ama artan enerji fiyatları sonrası yeniden kalitesiz ve ucuz yakıt türlerine dönüldüğünde, benzer dramaların yaşanmayacağı garanti değil.
Bu yüzden, lodosa ihtiyacımız var ama bunun yıkıcı, öldürücü boyutlara varması hepimizi korkutmuyor değil.
Nitekim, iki gündür devam eden lodos yüzünden belediyelerimizin de adeta 24 saat boyunca teyakkuzda olduklarını görüyoruz.
İlçe belediyelerimizle birlikte Büyükşehir Belediyesi de kentte lodosun hasarının ortadan kaldırabilmek için 635 personel görevlendirmiş, lodos sonrası meydana gelen 212 olaya anında müdahale edilmiş.
Sevindirici olan, lodosun maddi zarar dışında yeni bir can kaybına neden olmaması.
Şehrimize ve ülkemize geçmiş olsun.
Lodos sonrası yağan yağmurun ise barajlarımızı doldurmaya başladı.
Çarşıbaşı’nda artık Ulucami görünüyor, sakın şaşırmayın
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteğiyle Hanlar Bölgesi’nde Bursa Büyükşehir Belediyesi’nce yürütülen Çarşıbaşı Meydan Projesi’nde yıkımların tüm hızıyla sürdüğünü görüyoruz.
Dün sabah erken saatlerde aracımızla Cemal Nadir Caddesi’nden geçerken fark ettik.
Büyükşehir Belediyesi’nin, Boyner binası dışında projede yıkımı öngörülen binaların tümünü yıktığı ve enkaz kaldırmayı sürdürdüğünü fark ettik.
Boyner binasının yıkımı konusunda da mutabakat sağlanması sevindirici.
Caddeden geçerken fark ettiğimiz başka bir şey daha vardı.
Artık hem hanlarımız hem de Ulucami bütün ihtişamıyla kendilerini cadde üzerinden de göstermeye başlamış.
Bunun proje uygulaması sonrası daha başka bir hâl alacağını tahmin ediyoruz.
Nitekim, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da, “Proje bittiğinde inşallah çok daha güzel olacak” diyerek Çarşıbaşı Meydan Projesi’nin Bursa’ya katacağı değere işaret ediyor.
Bölgede devam eden tarihi eserleri meydana çıkarma çalışmalarının planlandığı gibi, kazasız belasız tamamlanmasını temenni ediyoruz.
Piyasalardaki yangına kim müdahale edecek?
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde altın ve döviz piyasalarında belki de eşine ender rastlanılır dalgalanma yaşanıyor. Sadece bunlarda değil, gıda fiyatlarındaki astronomik artış da ülkeyi zora sokuyor.
Altın ve döviz stokçularını anlık zenginleştiren, servetlerine servet katan yukarı yönlü seyir, borçlu kesimleri de endişeye sürüklüyor.
Dün yeniden hareketlenen ve sürekli artan altın ve döviz piyasası, ülkeyi yatırım yapmadan, hiç risk almadan çok para kazanılan bir hale getirdi.
Faizi düşürme ve sıfırlama uğruna altın ve dövizi tırmandırmanın memleketi de büyük bir felakete doğru sürüklediğini görmek üzücü.
Aşırı dalgalanmanın bu yolla borçlanan kesimleri, aldıkları emanetleri iade edemez hale getirdiği de görülüyor.
Böyle bir ortamda, zenginden, parası olandan ülkeye yatırım yapmalarını beklemenin de sonuç alınamayacak beyhude bir çağrı olduğunu düşünüyoruz.
Altın ve dövizle oturduğu yerden para kazananlar niye riske girsinler ki?
Siz olsanız o riske girer misiniz?