Süper Lig‘de Anadolu‘ya şampiyonluk götürmüş ikinci kent olan Bursa‘nın futbol kulübü ne yazık ki, 2. Lig‘e kadar düştü.
Hafta sonu Bandırmaspor ile oynanan hayati mücadeleyi izlerken, futbolcuların saldırgan, istekli olmayan tavrılarını gördüğümüzde, daha ilk 6 dakikada 2 gol yediğimizde bu işin bittiğini düşünmüştük.
Öyle de oldu.
Bursaspor Spor Toto 1. Lig’den de alt lige, yani TFF 2. Lig‘e indi. Diğer bir adla 3. Lig takımı olduk. Bu ligde daha evvel Tavşanlı Linyit Spor efsanesini takip ederdik, şimdi Bursaspor‘u izleyeceğiz.
Elbette Bursa da bu düşüşle kan kaybedecektir. Ulusal spor ekranlarında, ortamlarında artık Bursa ve Bursaspor daha az konuşulacaktır.
Marka bir değer olması gereken yerde değilse kent olarak sizin de değeriniz azalacaktır.
Sezon başında yüksek hayaller ve büyük vaatlerle göreve gelen işbilmez yöneticiler bunu daha ilk maçta göstermişlerdi.
Çaylak, şımarık hadbilmezler teknik direktöre ve futbolculara sosyal medyadan ayar veremeye kalktıklarında film kopmuştu.
Dikiş de tutmadı. Ondan sonra 5 teknik adam değişti.
20 dolayında çöp transferle bu şehrin milyonları beş para etmeyen topçulara aktarıldı.
Peki ya sonuç?
O acemi ekip ortada yok, verdikleri paralarının bir kısmını üç otuz kuruşa sattıkları genç topçularla kurtardılar ve kaçar gibi gittiler.
Keşke daha ilk hafta gitmiş olsaydılar.
Çünkü; kentin yönetimiyle kavga ederek başarılı olmaları beklenemezdi.
Takım buralara gelemeden, çoktan bırakıp gitmeliydiler.
Borç milyar liraya merdiven dayadı, takım küme düştü.
Elbette bu şehrin yerlisi ve sakini olarak üzgünüz.
Enkaz devralan ve takımı kurtarmak için son anda taşın altına elini sokanları eleştirmenin bu saatten sonra kimseye bir faydası olmaz.
Büyük yalanlarla duvara toslamış ekip tarafından sahipsiz bırakılmış bir takıma, siyasi ve mali risk alarak el atan yöneticileri eleştirmenin haksızlık olacağı kanaatindeyiz.
Yapılacak işe bakmalıyız.
Bir kere, alacaklılar verdiklerine soğuk su içip, üstüne süngeri çekmeliler.
Bu saatten sonra ne futbolcu ne yönetici ne de devlet borcu ödenebilir.
Bu takım 2. Lig’de kuruş borç ödeyemez.
Artık geliri olmayan kulübe Özlüce tesisleri de lükstür.
Çünkü; gelir sıfır, oranın masrafı da kaldırılamaz.
Ağır maliyetli Büyükşehir Stadyumu‘nu da belki müsabakalara komple kapatmak gerekebilir. Gelir amaçlı ticari etkinlik, konser ve vb. gibi işlere burası tahsis edilebilir.
Aksi halde, stadın elektrik, su, gaz, iletişim, bakım, temizlik, güvenlik maliyetleri dahi zor karşılanır.
Bursaspor bu şehrin birleştirici çimentosuydu.
Şimdi artık onu tekrar hak ettiği yere dönene dek geçmişteki başarı ve şampiyonluklarıyla hatırlayacağız.
Tek temennimiz, düştüğü yerden ilk sezonda kalkması.
Bir de kardeş ve komşu kent takımlarının da zor anlarda sahaya, futbola yansıyan olgular değil, tribün özlemi olduğunu görmüş olduk.
Dara düştüğünde, göbeğini kendin kesemediğin an, bunların hikaye olduğu da anlaşıldı.
Açıkhava’yı yerinde yenileme doğru karar
Kentimiz 60. Uluslararası Bursa Festivali’ne hazırlanıyor.
İki yıllık pandemi arasının ardından geçen yıl kaldığı yerden devam eden festivalin bu seneki mütevazi programı hafta sonu açıklandı.
Kısıtlı kaynaklar ve bir avuç sponsor desteğiyle bu yıl 60.’sı gerçekleşecek. Bu yıl da her zaman olduğu gibi ana finansör Büyükşehir Belediyesi. Başkan Alinur Aktaş programı açıklarken kültür ve sanatta tasarrufun ve paranın ikinci planda kaldığını yineledi.
Festival ve Halk Dansları Yarışması sonrası Açıkhava Tiyatrosu‘nun etkinlikelere kapatılarak yerinde yenilenecek ve büyütülecek olması doğru bir karar.
Düşünülen portatif Çakalderesi tribünü ve eski gül bahçesi alanı için gündemde olan ama yapılamayan yeni konser alanı projesinin adresi bize göre yanlış idi.
Doğru karar verilmiş.
Sponsorlar neden hep aynı firmalar?
Bu şehirden yıllardır milyon dolarlar kazanıyorlar. Ama iş kente bir şey vermeye kalktığında ortada yoklar. Milyonlarca liraya daire satan inşaat şirketleri nerede?
Milyonlarca dolar ihracat yapan yerli yabancı ortaklı firmalarımız festivale neden sponsor olmuyorlar?
Pandemide ve halen de fahiş etiketlerle fırsatçılık yapan üç harfliler niye Bursa‘nın kültür sanat etkinliklerine katkı koymuyorlar?
Bunların hiç mi devletle, belediye ile işleri yok?
Festival yönetiminin her yıl sponsor bulmada zorlandığını biliyoruz.
Festivalin hamisi Büyükşehir Belediyesi ve bu yıl da katkı koyan, her daim destekleyen gerçek Bursa markalarımız da olmasa bu iş yapılamaz.
Her sene hep aynı kapıları değil başka kapıları da çalmak gerek.
Kentten kazanıp, şehre desteğe yanaşmayanları da ifşa etmek ayıp olmaz.

Flipboard