Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir haftadır anaysa değişikliği teklifi görüşmeleri vardı.

İlk tur sıkıntılı geçti.

İktidardaki AK Parti ile MHP’nin Meclis’e sunduğu değişiklik taslağına HDP kısmen ama özellikle CHP’nin sert muhalefeti göze çarptı.

Ana muhalefet zaten günler öncesi TBMM’deki görüşmelerde tansiyonu tırmandıracağını, gerilimi artıracağını açık açık deklare etmişti.

Üstelik bunu, Parlamento’daki sandalye dengesini düşünmeden yapmayı da göze almıştı.

Nitekim, kürsü işgaline varacak, kürsüyü söküp parçalayacak, burun kıracak, tekmeleyecek, kafalarda sandalye, saksı patlatacak, ayaktan ısıracak boyuta kadar ileri götürülerek seviye iyice düşürüldü.

Bunun ötesinde, kendisi de TBMM’nin üyesi olan Ermeni kökenli HDP’li bir densiz görüşmeleri çığırından çıkaracak sözde ‘soykırım’ safsatasını kürsüden dillendirdiğinde ortam daha da gerildi.

Görüntüler, kurutuluş savaşı yaşamış, bombalar altında FETÖ’cü üniformalı teröristlerin 15 Temmuz ihanet kalkışmasına direnmiş gazi meclisin şanına hiç de yakışmadı.

Türk milleti günlerdir TV ekranlarından TBMM’deki değişiklik teklifi görüşmelerini izliyor.

Televizyon kanalları son dakika gelişmesi olarak görüşmeleri ve maddelerin oylama sonuçlarını duyurdu.

Muhalefetin beklediği, arzuladığı fire çok şükür olmadı.

Fire çıksa, ülkede belki siyasi kaos başlayacak.

Merak ettiğimiz konu şu.

CHP ve HDP’nin gerilim siyaseti acaba referandumda ‘evet’ diyecek yurttaşlarımızın kaçının fikrini etkiledi?

Kaç vatandaşımız o görüntülerden sonra ‘evet’ değil, ‘hayır’ demeyi kararlaştırdı?

Araştırma şirketleri saha çalışmaları yapıyorlar.

Oylama öncesi, değişiklik teklifine Türk halkının yüze 60’ın üstünde destek verdiği biliniyor.

Bunu biz değil, ünlü güvenilir araştırma şirketlerinin açıkladığı veriler söylüyor.

Bu tantana ve kargaşadan sonra sizce oran tersine döner mi?

Türkiye’de kemikleşmiş bir siyasal tablo var.

Ne CHP ne de HDP’nin bunu tersine çevireceğini sanmıyoruz.

Elbette, referandum sonucunu erken ilan edecek değiliz.

Fakat, atalarımızın deyimiyle, görünen köy kılavuz istemez.

Türkiye’nin tıkanan yönetim biçimini başkanlık modeli ile açacak reforma ayak diremenin, bu ülkeyi yeniden koalisyonlarla yönetilen zor günlere geri götürmeyle eşdeğer bir şey olduğu unutulmamalı.

Bize göre, CHP’nin direnci reformun gerçekleşmesini engellemeye yetmeyecektir.

Her ne kadar, değişikliğin gerçekleşmemesi için ‘kan’ ile tehdit etseler de Türk halkı bunu demokratik yöntemlerle, sandıkta bozacaktır.

15 Temmuz’da FETÖ’cülerin uçak ve helikopterlerden attığı bombalarından, tank, top ve tüfeklerinden korkmamış bu millet, CHP’nin ‘kan dökülür’ tehdidini de dikkate almayacaktır.

Türkiye’yi ekonomik buhran ve döviz salvoları ile sarsmaya çalışanlar da değişikliğin önünde set olamayacaklardır.

En doğru kararı Türk milleti verecektir.

Gerisi, ona saygı duymaktan başka bir şey değildir.

Türkiye’yi çok başlılıktan kurtaracak düzenleme, tek adamlık argümanı ile de basitleştirilemez.

2. tur oylamaların ardından nisan ayında Türkiye yepyeni bir modelle kapı aralayacak.

Şimdiden hayırlı olsun.