Geçen haftasonu komşu Bulgaristan’da hem Cumhurbaşkanlığı hem de Parlamento seçimleri vardı.

Seçimlerin ilk turunda adaylar, cumhurbaşkanı seçilebilecek bir oy oranı yakalayamadı. Seçim ikinci tura kaldı.

Bulgaristan tarihinde ilk kez bir Türk kökenli aday da Cumhurbaşkanlığı’na talip oldu.

Komşuda, üyelerinin ağırlığı Müslüman Türk nüfustan oluşan Hak ve Özgürlükler Hareketi HÖH’ün Genel Başkanı Mustafa Karadayı  Bulgaristan Cumhurbaşkanlığı’na aday olan ilk Türk olarak ülke tarihine geçti.

Karadayı’ya hiç de az sayılmayacak bir oy çıktı. Yüzde 11 civarı oy alan Karadayı, temsil ettiği topluluğun ülkede hiç de az bir gücü olmadığını kanıtladı.

Bir bakıma tam katılım olmasa da Türkler Bulgaristan’daki ağırlıklarını gösterdi. HÖH, 240 sandalyeli Parlamento’da 30 vekil çıkararak yeniden hükümet kurmada kilit parti haline geldi.

Aslında bu sayı daha da artabilirdi.

Zorunlu göçle Türkiye’ye gönderilen soydaşlarımızın oturdukları illerde açılan sandıklara ilgisi fazla değildi. Bu durumdan BALGÖÇ’de rahatsızdı.

Bursa’da bile katılım artmış gibi gözükse de kentimizde yaşayan soydaşların Bulgaristan seçimlerine ilgilerinin fazla olmadığı da görüldü.

Türkiye’deki soydaşlarımız seçime yeterince ilgi gösterilmiş olsaydı hem Cumhurbaşkanlığı hem de Parlamento seçimlerinde daha güçlü bir görüntü verilebilirdi.

Bulgaristan derin devletinin, Türkiye’den oy kullanmaya giden seçmenleri geciktirmek için Kapıkule sonrası türlü engellemeler yaptıklarını da meslektaşımız Sevinç Çelebi’nin paylaştığı fotoğraf ve bilgilerden öğrendik.

Bulgaristan’da Türk nüfus siyaseten parçalı bir görüntü veriyordu. HÖH ile birlikte 3 partinin daha ülkedeki varlığı bütünlük önünde büyük bir engeldi. Ancak ilk kez bir Türk Parti liderinini cumhurbaşkanı adayı olması o birlikteliği yeniden sağlamış oldu.

Devamı gelmeli.

Bölünmüşlük ve parçalanmışlığın aslında orada yaşayan Türklere ve Türkiye’ye göç etmiş soydaşlarımıza zarar verdiği bir gerçek. Bundan sadece Bulgaristan’ın faydalandığı unutulmamalı.

Sandıktaki birleşme, dolayısıyla Bulgaristan Parlamentosu’na da yansıyacak. Kazanılmış ve peşinden koşulan hakların korunup, yenilerinin alınmasına da katkısı olacaktır.

Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan’ın bugün himayesi altındaki azınlıkların haklarının teslimi konusunda halen ayak diretiyor olması düşündürücü.

Dağ yolunda biraz daha sabır

Bursa’nın güneyindeki ilçelere ulaşımı kolaylaştırma, konforlu hale getirme ve süreyi kısaltma adına uzunca süredir çalışmalar var.

Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü’nce ihale edilen yol, asfalt ve tünel projelerinin yapımı sürüyor.

Bunlardan Doğancı Tüneli’nin yapımı devam ederken, mahalle karşısındaki bir kaya kütlesinin ortadan kaldırılması için zaman zaman dinamit patlatma ihtiyacı da doğuyor.

Bir süredir devam eden yol kesmelere dün bir yenisi eklendi. Trafik akışı durdu. Dağ ilçelerine bağlantının kesildiği bu noktada beklememek için sürücüler Tuzaklı ve Çalı alternatif güzergahlarını kullandılar.

Çalışmaların tümüyle bitmesi için biraz daha zamana ihtiyaç var.

O kütle kalktığında, akış eski seyrine dönmüş olacak. Orhaneli, Keles, Büyükorhan, Harmancık, Tavşanlı, Simav ve Dursunbey hattından gelen araçların bir riskli noktası daha ortadan kalkacak.

O yılın vatandaşı olmayı çoktan hak etmiş bir isim

Nazım Gökçe kentimizin güneyinde doğmuş bir hemşerimiz.

Onu, Bursa’da yıllardır mavi plastik kapak toplayan adam olarak tanıyoruz. Topladığı çuvallar, pet bidonlar dolusu mavi kapağı satıp, elde ettiği geliri öğrenci burslarından kentimizde çeşitli isimlerle kurulu yardım derneklerine kadar her yere bağışlıyor.

Gökçe en son topladığı mavi kapaklarla satın aldığı tekerlekli sandalyeyi de kendisinin de üyesi olduğu Bursa Kanser Derneği’ne bağışlamış.

Kendi çapında yürüttüğü sosyal sorumluluk projesiyle ismi ilimizin dışına taşan hemşerimizi biz de tebrik ediyoruz.

Gerçekten, hepimizin insanlığa faydalı olabilmek için yapacağı bir şeyler olduğunu düşünüyoruz.

Gökçe’nin elinden gelen bu.

Buradan bizim de Büyükşehir Belediyesi’ne bir teklifimiz olsun.

Büyükşehir Belediye Meclisi’nde her ay topluma örnek davranışlar sergileyen hemşerilerimizden belirlenen isimlere, ‘Ayın Vatandaşı’ ödülü takdim ediliyor.

Bize göre Nazım Gökçe kendi çapında yürüttüğü sosyal sorumluluk projesiyle ayın değil, yılın vatandaşı olmayı çoktan hak etmiş bir isim.

Bu jest onu daha da teşvik edecektir.