Geçtiğimiz hafta Ankara Haymana’da Türkiye’nin 30 büyükşehir belediyesinin su ve kanalizasyon idareleri genel müdürlerinin katıldığı istişare toplantısı vardı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ASKİ Genel Müdürlüğü’nün ev sahipliği yaptığı çalıştayda su ve kanal idarelerinin sorunları ve Ankara’dan beklentileri masaya yatırıldı.
İki gün süren zirvede şehrimizi BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç temsil etti. Kayseri, Van ve Kocaeli’nin mazeretleri nedeniyle katılmadıkları o zirve yeni bir yasal düzenlemenin de önünü açabilir.
2560 Sayılı İSKİ Kanunu’na tabi olarak kent ve kırsalın altyapı işlerini yürüten su ve kanalizasyon idarelerinin
artık yeni bir yasaya gereksinimleri var.
Bu gereksinim de Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Refik Tuzcuoğlu, ASKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanvekili Şükrü Karatepe, aynı Kurul’dan Prof. Dr. Tarkan Oktay ve Prof. Dr. Lütfi Akça’nın da bulunduğu toplantıda bizzat dillendirildi.
Önceki gün bir kahve içimi uğradığımız BUSKİ Genel Müdürü Gülenç’ten zireveye ilişkin kısa bilgi aldık.
Hemen peşinen belirtelim, su ve kanalizasyon idareleri 5360 Sayılı Bütünşehir Kanunu ile önemli bir fonksiyon üstlendi. Artık ayrım yapmaksızın kent merkezinden en ücradaki birkaç hanelik kırsal yerleşimin altyapı sorumluluğu bu kurumlara yüklendi.
Dolayısıyla, yeni bir yasaya ve gelirlerinin artmasına ihtiyaçları var.
O zirvede işte bu konular masaya yatırılmış.
İLBANK payında artış talebi
En öncelikli beklenti 1981 tarihli İSKİ Kanunu’nun revizyonu.
Kurumlar bu yasanın adının Su Kanalizasyon İdareleri (SUKİ) Kanunu olarak değişmesini istiyorlar.
Aslında bu geç kalmış bir adım.
İSKİ’den sonra kurulan bütün büyükşehirlerdeki su kanal idareleri bu yasaya tabi.
Şimdi o değişiklik en büyük beklentiye dönüşmüş.
Talep de Beştepe Külliyesi’ndeki ilgili kurul üyelerine iletilmiş.
Peki, asıl diğer büyük beklenti nedir?
Haymana zirvesinde, yapım sorumluluğu büyükşehir belediyelerinde olan, ancak hemen tüm kentlerde su kanal idareleri tarafından hayata geçirilen yağmursuyu kolektörlerini yatırım bedellerinin tahsilat sorunu.
Bursa’da bu konu geçen yıl şöyle kapatılmıştı;
BUSKİ tarafından yapılan yağmursuyu kollektörlerine karşılık meclis kararıyla kent ve kırsaldaki irili ufaklı gölet ve sulama tesislerinin mülkiyeti kuruma devredildi.
Yani, bir bakıma 120 milyon liralık yağmursuyu imalatına karşılık, BUSKİ’ye onlarca gölet ve sulama tesisinin tapusu verildi, açıkçası mahsuplaşıldı.
Bu yıl da BUSKİ’nin Büyükşehir Belediyesi’nden yaklaşık 100 milyon liralık yağmursuyu kollektör yapım bedeli alacağı var.
Hemen tüm kentlerde benzer bir sıkıntı söz konusu. Sayıştay denetimlerinde su kanal idarelerinin bu harcamalarının bedelinin büyükşehir belediyelerinden alınması isteniyor.
İşte Haymana çalıştayında bu sorunu kökten ortadan kaldıracak bir teklif gündeme geldi.
Su kanal idareleri genel müdürleri, illerde yapacakları yağmursuyu kanal yatırımlarının bedellerinin büyükşehir belediyelerinden istemek yerine, İller Bankası’ndan kendilerine verilen yüzde 10’luk payın yüzde 20’ye yükseltilmesini talep ediyorlar.
Böylece Büyükşehir belediyeleri ile de mahsuplaşma, alacak verecek sorun ortadan kalkacak.
İstek son derece makul. Bu talep büyükşehir belediyelerinin paylarında da azalmaya yol açmayacak.
Sadece İLBANK’ın ilgili ilde toplanan vergilerden kişi başı su kanal idarelerine ödediği payda yüzde yüzlük bir artış içeriyor.
Bu da aynı oranda yatırım ya da suda ucuzlama demek.
Teklifin önce Beştepe sonra da TBMM’de ele alınması şart.
BUSKİ Genel Müdürü Gülenç o toplantıda kurum çalışanlarının özlük hakları ve yaşanan genel sorunlarda da yeni düzenleme taleplerinin ele alındığını ekliyor.
Haymana buluşması galiba önümüzdeki aylarda su kanal idarelerinin beklediği revizyon ile yeni bir yasanın kapısını açacak gibi.
Bundan da kentlerimiz kazançlı çıkacaktır.