31 Mart yerel seçimleri bitti bitmesine ama belli ki, birileri 15 Temmuz’un intikamını sandıkta alma derdinde.

Aylardır tartıştığımız yerel seçim İstanbul’da bir türlü neticelendirilemiyor.

Aslında neticelendi ama bu sonucun doğruluğuna ilişkin büyük kuşku ve bulgular var.

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı seçim sonuçlarına elindeki ‘hile’ bulgularına dayanarak itiraz etti.

Paylaşılan belgeler eğer doğru ise, Türkiye uzantısı belki de Okyanus ötesine kadar varacak yeni bir tertip ve kalkışma ile karşı karşıya.

Masa başında müdahaleyle halk iradesini tersine çevirme gibi bir durumdan bahsediliyor.

Yüksek Seçim Kurulu ve devletin ilgili organları eğer var ise bu tertibi ortaya çıkarmalıdır.

Hele sorumluları 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun birer mensubuysa, o koltuklar kendilerine dar edilmeli.

Nitekim, itirazlar karşılık bulmuş olacak ki, İstanbul’un kimi ilçelerinde iptal edilen oyların, üç ilçesinde ise tümü yeniden sayılmaya başlandı.

İddialar o kadar vahim ki, sandıkların çoğunda AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’a bir oy dahi çıkmamış.

Yüz binlerle ifade edilen geçersiz oy rakamları veriliyor.

Gerçekten böyle bir durum olabilir mi?

O sandıklarda AK Parti’nin sandık görevlileri de mi kendi adayına oy vermedi?

Sayım döküm cetvelleriyle, birleştirme tutanakları arasındaki çelişki kafaları  bulandırmış durumda.

Yukarıda da belirttik.

YSK bu işin doğrusunu bulacaktır.

İşin bir başka düşündürücü yanı, AK Parti’nin haksızlığa uğradığını ileri sürerek, yasal süreçte yaptığı itiraza CHP’den gelen tepkiler.

Hak aramak demokratik bir hukuk devletinde suç mu ki, CHP bu işe karşı çıkıyor?

Oyların yeniden sayımını iptal ettirmeye kalkmak, bunun için İl Seçim Kurulu’ndan karar aldırmak, ne yalan söyleyelim bize bir telaşın göstergesi gibi geliyor.

Neyse ki, YSK İstanbul’da oy sayımını durduran kararı kaldırarak ayıbı örttü.

Gerçeklerin ortaya çıkmasından niye rahatsız olunur ki?

Yıllarca, AK Parti’yi seçimlere ‘hile karıştırmak’la suçlayanların bugün aynı gerekçeyle kendilerinin karşı karşıya kaldıklarında verdikleri tepkiye ne demeli?

Bir de ortalıkta henüz eline mazbata verilmeden kendini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ilan eden Ekrem İmamoğlu var.

Hele bir dur bakalım.

Eğer hakikaten, gerçek oylarla İstanbullular tarafından başkan seçildiysen, o hak zaten sana teslim edilecektir.

YSK belediye başkanı olduğunu resmi mazbata ile ilan etmeden Anıtkabir’e kadar gidip Ata’nın huzurunda, özel defterdeki adının altına, ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ diye yazmak da neyin nesi?

Başkanlığını önce hukuk devletinin bir organı olan YSK belgelendirilsin.

Bütün itiraz, sandıktan çıkan iradenin birilerince hukuk dışı müdahaleyle değiştirildiği iddiaları üzerine yapılıyor.

Bırakalım, hukuk hileyi hurdayı, yanlışı doğruyu bulsun ve gerçek kazananı ilan etsin.

İşte o zaman kaybeden kazananı tebrik etmeyi de bilecektir.

Toplumu germeye, bölmeye, sokağa davet etmeye kimsenin hakkı yok.

 

Korkmaz: Rekor bizde

 

Dün bu sütunlardan Bursa’daki yerel seçimde en yüksek katılım oranının kentin güneyindeki Dağ ilçelerinden geldiğini aktarmıştık.

O makalemizde Büyükorhan ilçesinde AK Parti’den Belediye Başkanı seçilen Ahmet Korkmaz’ın İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban’ın ardından en yüksek ikinci oyu alan başkan olarak aktarmıştık.

Dün Büyükorhan’ın yeni Belediye Başkanı Korkmaz aradı.

Kendisinin yüzde 63.63 ile en fazla oyu alan başkan olduğunu, Taban’ın ise yüzde 63.57 oy aldığını hatırlattı.

Ardından da yüzde 62.06 ile Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık’ın geldiğini, CHP’li Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in de yüzde 62.02’lik oy oranıyla dördüncü olduğunu bildirdi.

Tablo gösteriyor ki, burun farkıyla Büyükorhan bu seçimin de galibi olmuş.

Dün ayrıca Orhaneli’de mazbata ve görev devir teslim töreni vardı.

İlçe Seçim Kurulu’nca mazbatası verilen AK Partili Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt koltuğu İrfan Tatlıoğlu’ndan devralarak resmen göreve başlamış oldu.