Yazın gelmesiyle birlikte ülkemizin en büyük kabusu da geri döndü. Onca uyarı ve tedbire rağmen yeşil örtümüz ormanlarda irili ufaklı yüzlerce yangın meydana geliyor.
Gün geçmiyor ki, yurdumuzun değişik bir noktasından orman yangını çıkmasın.
Kimi sabotaj kimi, anız yakmaları kimi mangal ateşi kimi de dikkatsizlikten yüzlerce yangın patlak veriyor.
Son bir haftadır öyle tırmanış var ki, ne uçak ne helikopter ne de yer araçları ve personel çıkan bu yangınları söndürmeye yetecek gibi değil.
Aşırı sıcak geçen havaların da etkisiyle ormanlar adeta kızışmaya hazır bir görüntü içerisinde.
Yasaklamalara rağmen ormanlara girişlerin sürdüğünü üzülerek görüyoruz. Sorumsuzların kendi keyifleri için yaktığı mangal ateşlerinin de yeşil dokumuza büyük zarar verdiğini biliyoruz.
Peki, Türkiye bütün orman yangınlarını söndürebilecek araç gereç ve personel donanımına sahip mi?
Tabii ki, değil?
Son yıllarda orman yangınlarıyla mücadele konusunda çok mesafe alındı. Yaşanmış acı tecrübelerden de yola çıkılarak havadan söndürme aracı filoları artırıldı.
Peki yeterli mi?
Elbette, topraklarının büyük bölümü ormanlarla çevrili bir ülke olan Türkiye için daha çok söndürme araç ve gerecine ihtiyaç var. Tarım ve Orman Bakanlığı her yıl uçar söndürme filosuna yeni takviyeler yapıyor. Bugünlerde kimi kendini bilmezler Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılan parayla onlarca yangın söndürme aracı alınabileceğinden dem vuruyorlar.
O halde, Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan ödenek ile de yüzlerce yangın söndürme aracı alınamaz mı?
Niçin illa Diyanet örneği veriliyor.
Niyet yangın söndürmek mi Diyanet’i kapattırmak mı?
Sen inançsız ve ateist olabilirsin. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkenin Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılan ödeneği niçin yangın söndürme araçları alımında kullanılmasını istiyorsun?
Hükümet zaten gerekli olan alımlar için buraya ödenek ayırmıyor mu?
Bütçe yetersiz olabilir, o halde bu ülkeyi çok seviyorsanız, siz niye kendi malınızı mülkünüzü yangın söndürme uçağı alımı için devlete bağışlamıyorsunuz?
Örnek verirken sapla samanı karıştırmamak gerek.
Diyanet bütçesine kafayı takarsanız, sonra ülkenin bu kurumunun yaptığı din işlerini, yuları başka ülkelerdeki terör örgütlerinin maşaları üstlenirler.
Türkiye büyük bir ülke. Yangınlara müdahalede yeterli sayıda söndürme araç ve gerecini de alabilecek güce sahiptir.
Bunun için illa bir kurumun ödeneğinin buraya aktarılmasına gerek yok. Bunu ortaya atanlar da iyi niyetten yoksundur.
Kutsala dokunmak ateşle oynamaktır
Mizah dergisi Leman önceki gün peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (SAV)’i karikatürize etti. Sonrasında, inkar etseler de niyetin ne olduğu biliniyor.
Toplumda infiale yol açan o karikatür için İstiklal Caddesi’ndeki dergi merkezi önünde protestolar yaşandı. Çizgilerle, nebiler nebisine saldıran ve bunda sakınca görmeyen karikatürist ve dergi yöneticileri tespit edildikleri adreslerinde gece yarısı derdest edildiler.
Bu tür provokatörlükler zaman zaman Avrupa ülkelerinde de yaşanıyor. Kur’an-ı Kerim’i yakmak için polis eylemcinin güvenliğini sağlıyor. Onların niyeti de belli.
Ne yazık ki, düşünce özgürlüğü gibi gösterilmek istenen o provokasyonun asıl amacı ülkemizde sınırları zorlamak ve kırmızı çizgileri aşmaktı.
Kırmızı çizgiler aşıldığında neler olabileceğini kestirmek güç. Bu ülkeyi karıştırmaya, kargaşaya sürüklemeye kimsenin hakkı yok.
Ortalık yangınlarla zaten toz duman. Bir de bu tür çirkin ve hadsiz provokasyonların ateşlenmesine izin verilemezdi.
Nitekim, devlet gerekli adımı attı.
AK Parti Nilüfer Arasta’yı soruyor
Balat’ta 2010 yılında projesi başlatılan ve 163 bin metrekare alana yayılan Anadolu Arastası Projesi AK Parti Nilüfer İlçe Başkanlığı’nca yakın takibe alındı.
AK Parti Nilüfer İlçe Başkanı Furkan Alpaslan, dün kaba inşaatları çürüyen Arasta önünde yaptığı açıklamayla, Nilüfer Belediyesi’nin 15 yıldır tamamlayamadığı projenin akıbetini sordu.
Bursa’daki il derneklerine tahsis edilecek yapıların ‘çürümeye yüz tuttuğunu’ ve kamu kaynaklarının ‘heba’ edildiğini hatırlatan Alpaslan, projeyi Nilüfer’de iken başlatan ve ‘en büyük hayalim’ diye açıklayan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e yüklendi.
Projeye bugünkü değerle 600 milyon liranın üzerinde kaynak harcandığını, bitmesi için de en az 700 milyon lira daha para gerektiğini kaydeden Alpaslan, Nilüferlilerin, yatırımın ‘halk için mi yoksa bir hayali süslemek için mi’ yapıldığını sorduğunu vurguladı.
31 Mart sonrası hatırladığımız kadarıyla o proje en son Nilüfer ve Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle hayata geçirilecekti. Bu konuda meclis kararları da alındı.
Sanırız, kaynak sıkıntısı yeniden yapım ihalesi aşamasına izin vermiyor.

Flipboard