Türkiye’nin çürük yapı stokunu yıkıp, sağlamlaştırmak için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki başta olmak üzere hükümet ve belediyeler müthiş çaba sarf ediyor.
Yeter ki, olası büyük depreme kadar ülkenin dayanıksız yapıları sağlamlaşsın diye.
Ülke genelinde 7 milyondan fazla konut dönüşmeyi bekliyor.
O konutların çoğu büyük bir depremde belki de yıkılacak ve içinde Allah korusun onlarca insanımızı yitireceğiz.
Bursa‘da da kentsel dönüşümü teşvik için Büyükşehir Belediyesi emsal artış kararı aldı.
Kararı uygulayan ilk sitelerden biri de Nilüfer‘e bağlı Ataevler Mahallesi‘ndeki Umut Sitesi oldu.
Site sakinleri Arslanlı İnşaat ile anlaşarak bloklarını yıktırdı.
Akabinde devletin aylık 750 liralık kira yardımını almaya başladılar.
Ancak o da ne?
5 ay sonra Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri, kira yardımına devam etmek için yıkılan bloklardaki 93 daire için üzerinde tüketim bedeli de yazılı olan son 3 aya ait elektrik, su, doğalgaz, telefon vb. gibi faturalar istemeye başlamış.
Dün eski Umut Sitesi sakinleri aradı.
Mağdur olduklarından bahsettiler.
Yıkılan 37 bloktan sade 93 hak sahibinin bu sorun ile karşı karşıya kaldığını anlattılar.
5 aydır aldıkları kira yardımını Bursa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü‘nün, oyun ortasında çıkardığı yeni bir kuralla kestiğini anlattılar.
Yılbaşından bu yana da devletin dönüşüm için kendilerine 18 ay boyunca vermeyi taahhüt ettiği kirayı alamadıklarını aktardılar.
Olacak iş değil.
Yıkık blokların arasında fatura mı aranacak?
Site sakinleri zaten binaları yıkılacağı için gidip tüm kurumlardan ilişiğini kesmişler.
Nereden bulacaklar tüketim bedelli faturayı?
Şimdi kullanım bedelli fatura istemek de neyin nesi?
Bir yandan çürük yapıları depreme karşı sağlamlaştırmak için devlet müthiş bir gayret içerisinde
Diğer yanda, bürokrasi hazretleri kentsel dönüşümün hızını yavaşlatmak, önünü kesmek için yeni takozlar çıkarıyor.
Bunu duyan başka site sakinleri kentsel dönüşüme sıcak bakar mı?
Eski Umut Sitesi Yöneticisi Kemal Zararsız ile de konuştuk.
Zararsız zorunu aşamadıklarını, hak sahiplerinin kira yardımı yüzünden mağdur olduğunu anlattı.
Zararsız, yapılan tespitte, yıkılan bloklarda C-20 standardında olması gereken betonun en düşük C-5,5 en yüksek C-13 olduğunu
hatırlattı ve çıkarılan bürokratik engellerle vatandaşların kentsel dönüşümden soğutulduğunu anlattı.
20. yılında 28 Şubat
28 Şubat darbesi bir hak gasbıydı. Geride on binlerce mağdur bıraktı.
Başörtülerinden dolayı üniversitelere, hastanelere, kamu kurumlarına alınmayan kitleler, mağduriyete yol açanlarla hesaplaşmayı öteki dünyaya bıraktılar.
Anayasa‘nın tüm yurttaşları eşit saydığı bir sistemde, bunlardan kimini kılık kıyafetinden dolayı eğitim öğretim hakkından mahrum etmek aynı zamanda bir insanlık suçuydu.
Türkiye bundan 20 yıl önce, 1997‘nin 28 Şubat‘ında postmodern bir darbe ile karşı karşıya kaldı.
Halkoyu ile seçilmiş hükümet, silah zoruyla istifa ettirildi.
15 Temmuz‘daki gibi halk direnişi olsaydı, belki tablo bugün çok daha farklı olabilirdi.
Dönemin Başbakanı merhum Necmettin Erbakan, ülkede kardeş kanı akmaması için direnmedi.
Utanç yıllarının üstünden ise tam 20 yıl geçti.
Türkiye‘de de derelerin altından da çok sular aktı. Darbe gerekçesi gösterilen fiiller çıkarılan yasalarla özgürleşti.
Acıyı yaşayanlar, ötekileştirilenler, dışlananlar, hor görülenler, okullardan atılanlar, memuriyetlerine son verilenler 28 Şubat’ı unutamazlar.
28 Şubat’ın bin yıl süreceğini zannedenler, halk iradesini hesaba katmamışlardı.
Bursa‘da da 28 Şubat’ın mağdur ettiği kitle bugün saat 13.00′de Yeşil Kız İmam-Hatip Lisesi önünde, “28 Şubat’ı unutmadık unutmayacağız” konulu bir basın açıklaması yapacaklar.
Türkiye genelinde eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek kınama protestoları ve basın açıklamalarını kentimizde Bursa İmam-Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHMED) organize ediyor.