Şunu peşinen belirtmeliyiz ki, bugün AK Parti iktidarının en önemli düzenlemelerinden biri kamudaki taşeron yarasına parmak basmasıdır.

Bunda anamuhalefet partisi CHP’nin de katkısı vardır.

Çünkü;

CHP bu işi vaat edince, AK Parti konuyu kendince uygun zamanda gündemine alıp düzenlemeyi KHK ile hayata geçirmiştir.

Eksik ve aksak yönleri olsa da bugün kamuda çalışan yüz binlerce eski taşerona iş güvencesi sağlanmıştır.

Her ne kadar, emekçiye eşit işe eşit ücret ve sosyal haklar tanınmasa da, artık çalışanların iş güvencesi bürokratların, belediye başkanlarının ve onların atadığı yöneticilerinin iki dudağı arasında değildir.

696 Sayılı Kanun hükmündeki Kararname ile sürekli işçi statüsüne kavuşturulan eski taşeronların ücret ve sosyal haklarına ilişkin hükümleri Yüksek Hakem Kurulu’nun 2016 yılı enflasyon verilerine göre düzenlendi.

Hak-İş Konfederasyonu bu duruma itiraz ediyor.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye genelindeki belediyeler ve kamu sağlık tesislerinde de örgütlü bulunan Hak-İş Konfederasyonu ve Hizmet İş Sendikası’nın Ankara’da 41.kuruluş yıldönümü etkinliği vardı.

O etkinlikte bu durum masaya yatırılmış ve bir bildiri ile hükümete çağrı yapılmış.

Ankara’daki toplantıya katılan Hak-İş Konfederasyonu Bursa İl Başkanı ve Hizmet-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Mustafa Yavuz ile bu durumu konuştuk.

Yavuz, Ankara’daki o toplantıda teşkilatlanma çalışmaları, taşeron işçilerin kadroya geçiş sürecinde yaşadığı sıkıntılar, kadro kapsamı dışında kalan taşeron işçilerin durumu gibi önemli konuların değerlendirildiğini söyledi.

Çalışan emekçilerin enflasyona ezdirilmemesi gerektiğini dile getiren Yavuz şunları söyledi:

“696 sayılı KHK ile kamuda taşeron şirketler bünyesinde çalışmakta olan işçilerin, sürekli daimi kamu işçisi kadrolarına ve işçi statüsüne geçiş işlemleri 02.04.2018 tarihinde tamamlandı. Kadroya ve işçi statüsüne geçişi yapılan işçilerin ücret ve sosyal hakları ise Yüksek Hakem Kurulu tarafından 2016 yılındaki enflasyon verilerine göre belirlenmiştir. TÜİK tarafından 2018 yılı enflasyonu yüzde 20,30 olarak açıklanmıştır. Bu nedenle çalışanların satın alma gücü azalmıştır.”

Yavuz konfederasyon ve sendika olarak hükümete şu çağrıyı yaptıklarını vurguladı:
“Hükümetimizin el emeğinden başka sermayesi olmayan emekçilerimizi enflasyon karşısında ezdirmeyeceğine inanarak, taşeron şirketlerde çalışmakta iken sürekli işçi kadrosuna geçen çalışanlar ile halen KİT’lerde çalışıp da kadro alamayan çalışanların enflasyon karşısında korunmasını talep ediyoruz. Bu kapsamdaki çalışanların çok büyük talep ve beklentileri bulunmaktadır. Emekçi kardeşlerimizin, haklı ve yerinde taleplerine olumlu bir karşılık verilmesinin istiyoruz. Bu nedenle, artan enflasyon karşısında eriyen ücretlerimizde ve sosyal haklarımızda en az enflasyon oranında yani yüzde 20.30 zam yapılmasını talep ediyoruz.”

Hak-İş’in çağrısı haklı bir talep.

Artan enflasyon farkının tüm çalışanlara yansıtılmasını istiyorlar.

Kamuda, yerel yönetimlerde ve KİT’lerde yüz binlerce çalışana seçim öncesi müjde verilmeli.

 

İttifak kurbanları

 

Yerel seçimlerde siyasi partilerimizin ittifaka gitmesi mevcut belediye başkanı ya da potansiyel birçok ismi gündemden düşürdü. Hatta ilan edilip geri çekilenler oldu.

Açıkçası ittifaka kurban giden onlarca isim var.

Bürokrasiden istifa edip başkan adayı olması beklenenlerde hayal kırıklığı yaşadı.

İYİ Parti’den önce Büyükşehir sonra Osmangazi belediye başkan adayı olması beklenen Prof. Dr. Emin Balkan Tıp Fakültesi’ndeki görevine geri dönmek zorunda kaldı.

Keza, Büyükşehir Belediyesi bürokratı Bahattin Kuşoğlu da CHP’den Yıldırım belediye başkan adayı olması beklenirken o da hayal kırıklığı yaşadı. 

İlçelerde de ilan edildiği halde geri çekilen onca isim partilerine küskün. Hasılı, onlar ve partileri için kolay bir seçim olmayacak.