Artık çevre endişesiyle ortaya çıkanlara şüphe ile bakar olduk.

Geçmişten İstanbul‘daki Taksim Gezi Parkı’nda sökülen ağaçları bahane ederek koca bir kenti yakıp yıkmaya, cadde ve sokaklarını söküp dağıtmaya kalkanların niyetlerinin aslında ağaç olmadığını bizzat firari konumdaki sözde sanatçı Mehmet Ali Alabora attığı twetle duyurmamış mıydı?

Ağaç sökülüyor diye Taksim‘e toplananların bir süre sonra devletin dev projelerini durdurma çağrısıyla hükümetin karşısına dikildiklerini unutmadık.

Onların hepsi, şu an iptal edilmesini istedikleri İstanbul Havalimanı‘ndan dünyaya uçuyor, Osmangazi Köprüsü‘nden Ege ve Akdeniz sahillerine geçiyorlar.

Şimdi yeni bir Gezi kalkışması versiyonunu devreye sokmak için birileri yine düğmeye bastı.

Üstelik o safta yine bildik partiler, aynı simalar var.

CHP yine en ön safta.

Hatta, kimi Bursa milletvekilleri de bu değirmene su taşıyorlar.

Niyetlerinin hakikaten ağaç, çiçek, börtü böcek olduğunu bilsek gam yemeyeceğiz.

Ama niyet bu değil.

Öyle olsa, ailecek Kazdağları‘nda arazi kapatan İstanbul Belediye Başkanları‘nı 31 Mart‘t ve 23 Haziran‘da aday yapabilirler miydi?

Amaç, sandık yoluyla sarsamadıkları, deviremedikleri AK Parti hükümetini bu tür kalkışmalarla zora sokmak, takıntı haline getirdikleri Recep Tayyip Erdoğan  nefretini geniş kitlelere yaymak.

Fakat bunlar tutmuyor. 

Halen Türkiye‘de ve dünyada milyonlarca insan, ‘Reis‘ dedikleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a ve partisine sempati duyuyor.

Sözde Kazdağları’ndaki altın madeniyle doğanın katledildiğini ileri sürenler toplumu da yanıltıyorlar.

Müthiş bir yalan ve algıyla, bugüne dek milyonlarca ağaç dikmiş, yeşil alanlar oluşturmuş bir partiyi ve hükümeti hedef alıyorlar.

Kazdağları diye gösterdikleri, eylem yaptıkları yerin aslında adı geçen yere 40 kilometre uzak mesafede başka bir  kazı alanı olduğunu bizzat AK Parti sözcüsü açıkladı.

Ayrıca bu madenin ruhsatının CHP‘li Çanakkale Belediyesi‘nce ve içinde CHP‘nin de olduğu koalisyon hükümetleri döneminde verildiğini de gizliyorlar.

Taaki AK Parti Sözcüsü açıklayana dek.

Dünyanın hiç bir yerinde var olan cevher bu tür istemezükçüler yüzünden toprak altında bırakılmıyor.

Gönül hiç doğa tahribatı olmadan, bir tek bile ağaç kesilmeden yeraltındaki zenginliklerimizin yüzeye çıkarılmasından yana. 

Fakat dünyanın her yerinde uygulanan bir yönteme Türkiye’de karşı çıkılıyor olmasının altında iyi niyet göremiyoruz.

Türkiye‘nin zenginlikleri ortaya çıkarılırken ağaçların kesilmesine, toprağın kazılmasına karşı duranların ne yazık ki, bugün yurdun dört bir yanında bölücü örgüt mensuplarınca kundaklandığından şüphelenilen orman yangınlarına gıklarını çıkarmadıklarını görüyoruz. 

Kazdağları‘nda villalara sessiz kalanların, buraya ruhsat veren CHP’li belediyeleri görmezden gelenlerin samimiyetlerini sorgulamak gerekiyor.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik önceki gün yaptığı açıklamayla yeni bir gezi kalkışması planlayanların yalanlarını yüzlerine vurmuştur. 

Artık bu tür samimiyetsizlikler prim yapmıyor.

Gerçek ağaç sevgisini yüreğinde taşıyanlara sözümüz yok.

Bu endişeyle yola düşenlere de saygı duyuyoruz.

Ama buradan bir siyasi rant devşirmek, halkı hükümete karşı kışkırtmak isteyenlere elbette katılmıyoruz.

Bu ülkenin ağacı, ormanı, çiçeği böceği de korunmalı, fakat doğaya olabildiğince az zayiatla yeraltındaki zenginlikleri de ülke kalkınmasına katılmalı.

Kazdağları’ndan yeni bir hükümet çıkarmak ve Cumhurbaşkanı’nı devirmeye kalkanların siyaseten çıktıkları bu yolda çok dikenlere basacakları da unutulmamalı.