Kalkınmanın yolu kentte olan hemen her şeyi kırsala da götürebilmekten geçmektedir.

Türkiye çok şükür, ekonomik anlamda güçlendikçe kırsal kesimdeki yurttaşlarına da, kentte var olan hizmetlerini artırmaya başladı.

Önceleri şehir merkezleri dışında taşradaki yerleşimlerde bırakın sıcak asfaltlı yolu, şose yol bulmak bile büyük bir nimetti.

Köy Hizmetleri ve sonrasında İl Özel İdareleri döneminde köylerde soğuk asfalt yaygınlaştı.

Bugün Bursa‘nın soğuk asfaltsız köyü neredeyse yok gibi bir şey.

Çok küçük bir bölümde sıcak asfalt denemesi de başladı o zamanlar ama maliyeti yüksek olduğu ve İl Özel İdaresi bütçesi bunu karşılayamayacağı için vazgeçildi.

Şimdilerde devreye giren 6360 Sayılı Bütünşehir Kanunu ile artık kırsaldaki mahalle yollarında da beton satih kaplama olarak bilinen sıcak karışım kullanılıyor.

Önceki gün yolumuz Orhaneli‘ne düştü. 

Büyükşehir Belediyesi ilçeye bağlı Ağaçhisar Mahallesi’ne giden yolu sıcak asfalt ile kaplamış.

Uyarıcı levhaların bolca kullanıldığı yoldaki sürüş kalitesi öyle yükselmiş ki, yeşil ormanın içinden aracınızla keyifli bir yolculuk yapıyorsunuz.

Yolları görünce aklımıza eski yıllarda orada çalışmış büyüklerimizin, ‘Almanya’nın köy yolları bile asfalt’ sözü geldi hemen.

O vakitler Almanya, bizim için örnek alınabilecek ve gelişmişlik düzeyine ulaşılması güç bir ülke olarak görülürdü.

Bugün artık bırakın her ilimize yayılan otobanları, Türkiye‘nin köylerinde de yaşam standardını yükseltici hizmetler çoğaldı.

Bunda, elbette ülkenin eriştiği zenginlik kadar, hayata geçirilen yasal düzenlemelerin de payı var.

Son 6360 Sayılı Bütünşehir Kanunu, hizmetlerin yerelden daha hızlı biçimde kırsala akmasının önünü açtı.

Yasayla getirilen, bütçesinin 10 yıl boyunca en az yüzde 10‘unu kırsala ayırma zorunluluğu da hizmetleri hızlandırdı.

Kırsaldaki mahallelere götürülen bu hizmet halka da güven vermiş görünüyor.

Konuştuğumuz vatandaşlar, yolun kalitesinin yükseltilmesinden memnunlar.

 

Bursa’nın en yeni lisesi

 

Bir şehrin kalkınmışlık göstergelerinden biri de eğitime yaptığı yatırımdır.

Bursa, son dönem derslik açığını kapatmak ve eski eğitim yapılarını yenilemek için büyük ataklar yaptı.

Kamu yatırımları kadar hayırsever destekleri ve özel sektör katkısı da bu açığın azaltılmasında önemli etken oldu.

Kamu okullarında 60 mevcutlu sınıflara artık rastlanmıyor.

Bir de özel sektörün Bursa’ya kazandırdığı okullar var.

Çakır Öğretim Kurumları, Bursa’nın köklü eğitim tesislerinden biri.

Babası ve annesinden devraldığı bayrağı başarıyla taşıyan Cem Çakır‘ın okula 25. yılında liseyi de eklediğini görüyoruz.

Dün, 2017-2018 eğitim öğretim döneminde hizmete açılacak Özel Çakır Lisesi’nin tanıtıldığı basın toplantısını izleyemedik ama elektronik postamıza düşen iletiden gördük ki, Bursa, ana, ilkokul ve ortaokuldan sonra eğitim kalitesi yüksek bir liseye daha kavuşuyor. 

Cem Çakır,’ın, “Öncelikli hedefimiz, tüm Türkiye için yenilikçi eğitim sistemimizle model olmak” sözlerinin altını çizdik. 

Yine Çakır’ın, “İyi okul için İstanbul’a gitmeye gerek yok” sözünü de kayda değer bulduk.

Gerçekten, Bursa’da çok sayıda varlıklı aile, çocuğunu daha iyi bir gelecek için İstanbul’da okutuyor.

Kentimizde eğitim yatırımı yapan Cem Çakır’ın, Bursa’da bu eğitimi verebilme iddiasıyla yola çıkmasını önemsiyoruz.

Sosyal, sorgulayan bireyler yetiştirmeyi öngören yeni lisede  zorlayıcı akademik program ve çift dilli eğitim hedefinin de etkili olacağına inanıyoruz.

Yeni lisemiz Bursa’ya hazırlı olsun.