Gelişen ülkelerin şehirlerindeki eski, çürük yapı stoklarını da yenilemeleri artık kaçınılmaz hale geldi.
Yükselen yaşam düzeyi, insanları her geçen gün daha konforlu ve güvenli yapılara yöneltiyor.
Ülkemizde bir kısmı zorunlu ama çoğu İstanbul gibi dev metropollerde rant amaçlı başlayan kentsel dönüşüm uygulamaları giderek bütün kentlerimizi sarmaya başladı.
Bursa’da Büyükşehir Belediye Meclisi’nden bu işi teşvik edici emsal artış kararı da çıkınca kentsel dönüşüm ağırlıklı olarak Nilüfer’de hızlandı.
Geçmişi çok eskiye dayanmayan ancak eski imar yönetmeliklerine göre inşaa edilmiş sitelerin dönüşümü hız kazandı.
Uzunca süredir Ataevler’de oturuyoruz.
Bu bölgedeki eski sitelerin temel atma aşamasından oturulur hale gelene kadar geçen süreci de iyi biliyoruz.
Neredeyse bütün betonların elle karılmış olarak atıldığı semtte şimdilerde dönüşüm tabelaları asılmaya başladı.
Ataevler’de eski sitelerin önünde inşaat firmalarımızın kentsel dönüşüm tabelaları asılı.
Çok değil birkaç ay sonra Ataevler büyük bir şantiyeye dönüşecek.
Bölgede bu işin öncülüğünü Umut Sitesi yaptı.
Şimdi o site yıkıldı, yerine yapılan yeni blokların da neredeyse kaba inşaatı tamamlandı.
Devamı diğer sitelerle gelecek.
Semtte oturan hemşerilerimiz firmalarla anlaşma sağlamış.
Halen görüşmelerin sürdüğü siteler de var.
O sitelerde oturan yurttaşlarımızın da önümüzdeki aylarda firmalarla anlaşacakları belirtiliyor.
Dönüşüme giren sitelerin neredeyse tamamında Bursa merkezli inşaat şirketlerinin olması sevindirici.
Çünkü bu firmalar kazançlarını bu kentte elde ederken vergilerini de Bursa’ya ödüyorlar.
Aynı şekilde, istihdamlarını da büyük ölçüde bu şehirden temin ediyorlar.
Sadece bunlar değil, betondan demire, kum, çakıl çimentodan aklınıza gelebilecek tüm inşaat malzemelerini de yine Bursa’dan tedarik ediyorlar.
Dolayısıyla dönüşüm bir bütün olarak Bursa’yı olumlu anlamda etkiliyor.
Kazançlı çıkan sadece firmalar, hak sahipleri değil.
Kent ve ülke de bundan fayda elde ediyor.
Ataevler’de ivme kazanan kentsel dönüşümün, burada olduğu gibi depremsellik riski yüksek kentimizin diğer semtlerine de sirayet etmeli.
Bunu Osmangazi’nin Soğanlı semti izliyor.
Keza, Yıldırım ilçemizde de dönüşümün artık maket, plan, proje, hak sahipleriyle görüşme, anlaşma safhasını geçip, uygulamaya döndüğünü görmek sevindirici.
Kentsel dönüşüm artık oturulması sakıncalı yapıların çoğunluklu olduğu ruhsatsız yapı bölgelerinde de yayılmalı.
Daha çok bitişik nizam yapıların bulunduğu semtlerde de bu işe el atılmalı.
Aksi halde, Bursa’da bu iş eski sitelerin yenilenmesinden öteye geçmez.
Çağdaş kentlerdeki bütün sosyal donatı alanlarını da içeren dönüşümler özellikle Demiryolu altındaki semtlerde de hayata geçirilmeli.
Bursa’nın bu bölgelerinde dönüşümü hızlandırmak için gerekirse özel yasa çıkarılmalı.
Vatandaşın daha kolay ikna edilebileceği, özel firmalarla anlaşmasını kolaylaştırıcı düzenlemelere de gidilmeli.
Sadece kamu konut üreticisi TOKİ ile bu işi başarmak mümkün değil.
İşin içine özel sektör daha fazla girmeli.
Ancak, bunun bir krize neden olmaması için devlet vatandaşına gerekli güvenceyi de verebilmeli.
Sektöre girecek mali yapısı zayıf firmalar daha başlangıçta elenmeli.
Yoksa, vatandaş büyük bir hayal kırıklığı yaşayabilir.
Kentsel dönüşümü hızlandıracak, ilimizde ve ülkemizde bütün semtlere yaygınlaştıracak her türlü teşvik ve desteğin önü açılmalı.
Ataevler bölgesinde dönüşüme model olacak uygulamalar var.
Güvenli konutlarda yaşamak istiyorsak bunu tüm Bursa’ya ve ülkeye yaymak zorundayız.