Dün, telefonumuz çaldığında, ahizeden MHP Bursa Büyükşehir Belediye Meclis Grup Başkanvekili İhsan Bilgili‘nin sesi geliyordu.

Ellerine ulaşan bir Sayıştay raporu ve savunma talebi belli ki, sinirlerini bozmuş.

Bilgili, Büyükşehir Belediye Meclisi‘nde AK Parti, MHP ve CHP‘li üyelerin oybirliğiyle alınmış bir tahsis kararı nedeniyle Sayıştay denetçilerinin, Başkan Recep Altepe, ilçe belediye başkanları da dahil bütün meclis üyelerinden savunma istediğini bildiriyor.

Bu sütunlardan bir kaç gündür belediye meclis üyelerinin aldığı kararlar nedeniyle bazen suç duyuruları bazen de soruşturmalarla karşı karıya kalabildiklerini gündeme getirmiştik.

Emsal yargı kararlarıyla, eğer kişisel bir menfaat temini ve kamu zararı yoksa, meclis üyelerinin şehir adına aldıkları kararlar için cezalandırılamayacağını ve tedirgin edilemeyeceklerini aktarmıştık.

Tam da bu konuların tartışıldığı bir ortamda MHP’li Bilgili’den, “Milletvekilleri gibi, belediye meclis üyelerine de kurumsal dokunulmazlık verilmeli” çıkışı geldi.

Bilgili, Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’nde bütün parti gruplarınca oybirliğiyle, Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali ile Gemlik Terminali‘nin, işletim hakkını ihalesiz olarak, hisselerinin tamamı kamuya ait BURULAŞ‘a tahis ettikleri için ‘kamuyu zarara uğratmakla’ suçlandıklarını ve savunma istendiğini hatırlattı.

Bilgili, bu duruma çok sinirlenmiş olmalı ki, kamu şirketi olan Belediye İktisadi Teşekkülü BURULAŞ’ın iki yolcu terminalini işletmesinde ne gibi bir sakınca olduğunu soruyor.

Belediye meclis üyelerinin bu yüzden sorguya çekilmelerini, savunma istenmesini demokrasiye aykırı olduğunun altını çizen Bilgili,

“Halk tarafından seçilmiş belediye meclis üyeleri olarak görevimizi yaptık. Kentin geleceğini düşündük. Aldığımız kararla kamuyu zarara uğratmış değiliz, kimseye menfaat temin etmedik. Belediye şirketinin terminal işletmesinde nasıl bir kamu zararı tespit edilebilir? Ama müfettişler şimdi bizi kamuyu zarara uğratmaktan savunmamızı istiyorlar. Oysa, bizim de kurumsal dokunulmazlığımız olsa, kentimiz için aldığımız kararlar nedeniyle böyle durumlarla karşı karşıya kalmayız” diye sitemde bulunuyor.

İki terminalin Sayıştay denetimlerinde ihalesiz olarak BURULAŞ’a devrinin tespitinin ardından Büyükşehir Belediyesi’nin burayı daha sonra ihale ile aynı şirkete verdiğini de hatırlatan Bilgili, “Müfettişler aradaki 8 ayda niçin kira tahsilatı yapılmamış diye biz meclis üyelerini de sorumlu tutuyor” diye konuşuyor.

6360 Sayılı Bütünşehir Kanunu ile zaten il genelindeki toplu taşıma işlerinin tümünün Büyükşehir‘e verildiğine de dikkat çeken Bilgili şöyle devam ediyor:

“Kaldıki, Bursa’da bütün ulaşım yatırımları BURULAŞ’a devredilmiş durumda. Trenler, otobüs işletmesi, deniz ve havayolları gibi her şeyi devretmişiz. Ancak biz terminali devretmekten suçlanıyoruz. Bunu, işletmenin bir bütünü olarak değerlendirdiğimiz için MHP Grubu olarak biz de diğer bütün parti grupları gibi BURULAŞ’a kiralanmasına olumlu baktık” diyor.

Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali’ni, otobüsçülerin kurduğu BOY-KOOP işletiyordu.

Yap-İşlet devret yöntemiyle otobüsçülerin inşaa ettiği terminali bir süre bu kooperatif işlettikten sonra süre bitiminde belediye şirketi BURULAŞ’a devredilmişti.

Bizim de merak ettiğimiz konu şu;

Acaba Sayıştay müfettişleri, bütçesinin neredeyse tamamına yakınını personel harcamasında kullanan kimi belediyeler, meclis üyeleri ve başkanları hakkında ne gibi işlem yapıyorlar?