Önceki akşam Olay TV’de Olay’ın İçinden programına konuk ettiğimiz Yüksek Mimar Hasan Sözüneri ile Bursa’nın mimarisini, çok tartışılan kentsel dönüşümü ve kendi imzası bulunan Büyükşehir Belediyesi Stadyumu’nu konuştuk.

Son dönem öne çıkan Bursa yapılarında imzası olan Sözüneri ile keyifli bir sohbet yaptık.

Sözüneri Bursa doğumlu bir mimar. Bunun getirdiği sorumluluğun farkında.

Bursa’yı Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde coğrafyanın önemli bir kenti olarak tanımlıyor.

Sözüneri, insan hayatında tıp, hukuk ve mimarlığın önemine işaret ederek, bunların asla hata götürmeyecek ve izleri hem insan hem de kentler üstünde yüzyıllar boyu silinemeyecek meslekler olduğunu hatırlattı.

70 sonrası dönemde Bursa’nın hızlı göç, sanayileşme ve barınma kaygısıyla estetik kaygı gütmeden, kuralsız yapılaşma ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Sözüneri, şehrimizin bu coğrafyanın en çok tahrip edilen kentlerden biri olduğunu söyledi.

“Peki ne yapmak lazım” diye soran Sözüneri, şehrin sorunlarının çözümünde herekse görev düştüğünü ve kenti kurtarmanın da mümkün olduğunu anlattı.  

70 sonrası kaos dönemindeki yapılaşmayla Altıparmak ve Çarşamba’yı örnek göstererek, Bursa’da sırtüstü yatmadan gökyüzünün görülemeyeceği sokakların oluştuğuna dikkat çekti.

Bursa’nın hızlı sanayileşmenin getirdiği göçe hazırlıksız yakalandığını, yapılaşmada ‘duvara tosladığını’ ve ‘Yeşil Bursa’ kimliğini kaybettiğini ifade etti.

Bu dönemde de ulaşım kolaylıkları yüzden Bursa’nın İstanbul’un banliyösüne dönüştüğünü, bunun avantajları kadar dezavantajları da bulunduğunu söyledi.

Sözüneri, “70’lerde yaşadığımız sıkıntıyı, tarihten ders çıkararak yeniden yaşamamak lazım. Şu anda tedbir almanın sınırındayız. Karar vermemiz gerekiyor. Bursa ya tedbir alacak, yapılaşmayı bir metoda bağlayıp Türkiye’nin yeniden güzel şehirlerinden biri olacak, ya da içinden çıkılmaz bir metropol haline gelecek” diye konuştu.

Bursa’nın tarihi dokusunun tahrip edildiğine de dikkat çeken Sözüneri, dünyada eski kentlerin korunduğunu, yeni kentlerin tarihi bölgeden uzaklara kurulduğunu anımsattı.

Bursa’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun kurulduğu bir kent olduğunu da ifade eden Sözüneri, diğer ülkelerde medeniyetlerin doğduğu yerleşimlerin aynen korunduğunu kaydetti.

Sözüneri ile programda kentsel dönüşümü de ele aldık.

Bursa’nın şu an deprem öncesi yönetmeliklere göre yapılmış binalarını  tümünün yenilenmesi gerektiğini söyleyen Sözüneri, 0,50 emsal artışının çok riskli yapıların yenilenmesinde bulunmuş pratik bir yöntem olduğunu, ancak daha çok risksiz alanlarda kullanılmaya başlandığını vurguladı.

Bursa’da mimari bir dil olması gerektiğine işaret eden Sözüneri, Barselona, Roma, New York’un bir mimari dili olduğunu, Bursa’da da buna ihtiyaç bulunduğunu dile getirdi.

“Bursa’da Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer belediyelerinin ayrı kentsel dönüşüm planları olmamalı” diyen Sözüneri, kentin Sıcaksu bölgesine de el atılması gerektiğini hatırlattı.

Sözüneri, Bursa’nın termal zenginliğinin ayağa kaldırılması gerektiğini, etrafındaki döküntü kent alanlarının da yenilenmesine dikkat çekti.

Peki, çok konuşulan Büyükşehir Stadyumu’nun son durumu ne?

Sözüneri, bu işin kendilerine verilmesinden ekip olarak büyük bir heyecan duyduklarını anlattı.

“Bu kentte doğmuş bir mimarın kendi kentinde stadyum inşa etmesi büyük bir onurdur. Biz o onuru yaşadık. İş bizde kaldığında dizlerimiz titredi” dedi.

Sözüneri,  projeye kendileri başvurmadan İngiltere spor otoriteleri tarafından, “Dünyanın heyecan veren 10 stadyumundan biri” unvanı verildiğini belirtti.

Devlet ihale yasasının tüm iyi niyetli çabalara rağmen projenin istenilen kalite ve zamanda bitirilmesini engel olduğunu da ileri süren Sözüneri, 6 bin araçlık otoparkın Bursaray ile entegre hale getirilerek kullanılması gerektiğini vurguladı.

Sözüneri’nin çizdiği Bursa Adalet Sarayı’nın 85 bin metrekarelik ilk etabının da bitmek üzere olduğunu öğrendik.