UNESCO, Birleşmiş Milletler’in eğitim, bilim, kültür, bilgi ve iletişim alanlarında ihtisas örgütü olarak biliniyor. Türkiye buranın 44 kurucu devletinden biri. UNSECO’ya 195 devlet üye. Merkezi ise Paris’te bulunuyor.

Dün sabah Gümüştepe Mahallesi’ndeki Bursa UNESCO Derneği’nin basın toplantısını izledik. Başkan İlker Özaslan, Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi olarak düzenlenen tarihi Misi evinde derneğinin çalışmaları hakkında habercilere bilgiler verdi.

Nilüfer Belediyesi’nin tahsis ettiği müzede somut olmayan kültürel mirasımızdan örnekler de sergileniyor. Sanatçılarımızın küçük birer atölyelerinin de olduğu müzeyi Özalsan ile birlikte gezdik.

Özaslan öncesinde, Bursa UNESCO Derneği’nin 1998’de Tophane UNESCO Gençlik Derneği olarak kurulduğunu ve Almanya’nın Kulmbach UNESCO Derneği ile partner olduğunu hatırlattı. Derneğin 98 paydaş ile Cumalıkızık Koruma ve Yaşatma Projesi’ni hayata geçirdiğine değindi. STK’nın isminin de 2014 yılında Bursa UNESCO Derneği olarak değiştirildiğini vurguladı.

Okullarda UNESCO kulüplerinin oluşturulması, kardeş okullar ağına katılınması, üniversitelerde UNESCO kürsülerinin kurulması, somut olmayan kültürel mirasa Bursa’dan yeni unsurların eklenmesi derneğin ana faaliyet alanları arasında.

Türkiye’nin UNESCO’da 30 SOKÜM mirası tescilli. Türkiye, Çin’den sonra UNESCO’da en fazla somut olmayan kültürel mirasa sahip ikinci ülke.

Özaslan ve arkadaşları bu sayıyı daha da artırmak için çabalıyorlar. Gezek kültürü canlandırılıyor. Küçük sanat atölyeleri oluşturulmuş. Karagöz atölyesinde çocuklara gösteriler yapılıyor.

Bu arada Özaslan’ın verdiği bilgiye göre; dernek UNESCO’ya da akredite edilmiş. Bu Bursa için sevindirici bir gelişme. Türkiye’den akredite olmuş 8 STK arasında Bursa UNESCO Derneği de bulunuyor,

Dernek, somut olmayan kültürel mirasa ilişkin fotoğraf yarışması da açmış. Dereceye giren eserler Bursa’nın değişik noktalarında sergilenecek.

Özaslan ve arkadaşlarını Bursa’nın kültürünü, öne çıkarmaya dönük çaba içerisinde gördük.

Bursa UNESCO Derneği Başkanı Özaslan, İznik’in kültürel miras listesine girememiş olmasına üzülmüş.

“İznik’te bir gol yedik. Bulgar raportörün 8 olumsuz madde bildirimi üzerine Dünya Mirası Listesi’ne başvurumuz geri çekildi” dedi.

Özaslan, İznik’e gelen yabancı ziyaretçiler için bir kilisenin olmayışını ise eksiklik olarak değerlendirdi.

Görmeyenleriniz var ise Misi’deki o müzeyi muhakkak dolaşmanızı tavsiye ederiz.

 

Başkan Dağ’ı sevdi

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in bu dönem devreye aldığı, ‘Başkan burada’ programına ilin güneyindeki Dağ ilçelerinden başladığını duyurmuştuk.

Bozbey Dağ’ı çok sevmiş olmalı ki, ikinci ilçe ziyaretini de Büyükorhan’ın ardından Keles’e yapmış. Bozbey dün Keles’te yoğun temaslarda bulunmuş.

Önce BESAŞ ve Büyükşehir Belediyesi’nin ilçede kurulu Süt Ürünleri Tesisleri’ni gezmiş. Ardından Keles Belediye’sini ve Başkan Ali Doğru ile meclis üyelerini ziyaret etmiş.

Keles’te halkla da buluşan Bozbey’in ilçe STK’ları ve esnafa yaptığı ziyaretleri de ilgi görmüş.

İli bir bütün olarak kucaklayacağını açıklayan Bozbey’e 31 Mart seçimlerinde Dağ ilçelerindeki yurttaşlardan da önemli oranda destek verildiği biliniyor.

İlçe ziyaretlerinin artık daha fazla zaman kaybetmeksizin, somut hizmet ve yatırıma dönüşmesi şart. Bozbey’in Dağ ilçeleri için tarım, hayvancılık ve kırsal turizmin desteklenmesine dönük yinelediği vaatlerini önemsedik.

Başkan’ın farklı partilere mensup olmalarına rağmen, Bursa’nın 17 ilçesine ayrım yapmaksızın hizmet götürme ve destek sözünün altını çizmekte yarar var.

 

Mecliste tansiyonun giderek yükseleceği döneme mi girildi?

Önceki gün Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AK Parti ile CHP grubu arasında FETÖ’nün 15 Temmuz kalkışmasına ilişkin söz düellosu yaşandı. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AK Parti’nin üstünlüğü var.

Oturumda bu kez tansiyon yükseldi. Başkan Mustafa Bozbey üyeleri sakin olmaya davet etti.

Belediye meclislerin zaman zaman tartışmalar yaşanabiliyor. Hatta, fiili saldırı girişimlerine de tanık oluyoruz.

Ancak, kentin yararına her şeyin konuşulabildiği bu oturumlarda sükuneti korumak gerek. Sözün halledemeyeceği hiç bir şey yoktur. Karşılıklı saygı çerçevesinde herkes derdini kürsüden dile getirebilmeli.

31 Mart sonrası Büyükşehir Belediye Meclisi’nde başlangıçta gruplar arasındaki uyumun yerini acaba giderek karşılıklı sert sözlerin yaşanacağı bir dönem mi alacak?