Haftaya bir kez daha sandık başındayız. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda bu kez iki adaydan biri için oy kullanacağız. İlk turda yüzde 50+1’i bulamayan en fazla oy almış iki liderden biri haftaya en çok oyu aldığında cumhurbaşkanı seçilecek.

İlk turun sonuçları değerlendirilirken bir hafta geçti. Artık sandığa gitmeye sadece 7 gün kaldı. Bu yedi günde iki liderin de, iki ittifakın da miting yapmayacağı biliniyor.

Mitingsiz seçimin hiç tadı tuzu da yok.

İller, şehirler sessizliğe büründü. Cumhur İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki hafta deprem bölgesindeki kentleri ziyaret etmesi ve buralarda mini açıkhava toplantıları yapması bekleniyor.

Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise bu süreyi nasıl değerlendireceği henüz belli değil. İki tarafın da miting yapmadan, televizyon programları ve parti toplantıları ağırlıklı bir süreç geçirecekleri anlaşılıyor.

Şehirlerde bilbordlar da bile artık adayların seçim vaatlerini yansıtan ilanlarına rastlamıyoruz. Son günlerde yoğunlaşır mı bilmiyoruz. Televizyon reklamları da yok gibi bir şey.

Yani, ikinci tura gidiliyor ama Türkiye’de bir seçim havası yok.

Vatandaş, seçmen de sessiz. Onlar da kararlarını verdi ve demek ki, sadece sandığa bekliyorlar.

Peki, ikinci tura da ilk turda olduğu gibi yüzde 90’ı bulan bile katılımı olur mu?

Bu oranın düşebileceğini, tekrar sandığa gitmekten vazgeçenlerin olabileceği söyleniyor. İki taraf da seçmeni yeniden sandığa çekebilmenin hesaplarını yapıyor.

Hatta, CHP’nin, Millet İttifakı bileşenlerinin de her sandığa en az beş müşahit koyma gibi iddialı bir hedefi var.

AK Parti’nin yıllardır önemsediği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kurmaylarına ve teşkilatlarına her toplantıda sık sık tembihlediği sandık kurulu üyeliği ve müşahit uygulamasına bu kez CHP’nin de ayrı bir önem atfettiği görülüyor.

Sandıklara sahip çıkmanın iki taraf için de olmazsa olmazlardan olduğunu söyleyebiliriz.

Seçmenin sessizliğini ise sandıkta bozacağı anlaşılıyor.

İlk turun, kavgasız, gürültüsüz, demokratik biçimde geçmesinin, seçmenlerin kendi aralarındaki demokratik olgunluğun bir göstergesi. Herkes farklı görüşe, siyasal tercihe saygı duyuyor demek ki.

Diğer yandan, dün Bursa’da AK Parti’nin Yerel Yönetimler Bölge İstişare ve Değerlendirme Toplantısı vardı. Merinos AKKM’deki toplantıya Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki başkanlık ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da o buluşmaya telekonferansla bağlandığını öğrendik.

O yol can almaya devam ediyor

Elbette havaların yağışlı olmasını da etkisi var. Trafik kurallarına uymamak büyük bir risk.

Bu sütunlardan Bursa’nın güneyindeki ilçelere ulaşımı sağlayan ana yoldaki gelişmeleri sık sık okurlara aktarıyoruz.

Dün sosyal medyada fark ettik.

Bursa-Orhaneli Yolu’nun Nalınlar mevkiinde bir aracın kontrolden çıkması sonucu bir hemşerimizin yaşamını yitirdiğini öğrendik.

Yapımı tartışma konusu olan ve Karayolları Bölge Müdürlüğü’nce projeleri hazır olduğu halde bir türlü ihale edilmeyen Kapıkaya tünellerinin hemen devamındaki etapta yaşanan trafik kazası, bölge insanı için ne ilk ne de son.

Aynı etapta bundan kısa süre önce de Orhaneli ilçesinde görev yapan Büyükşehir Belediyesi’nin 4 itfaiye çalışanı, yangın söndürme arazözlerin devrilmesi sonucu yaşamlarını yitirmişlerdi.

Diyeceğimiz o ki;

Orhaneli, Büyükorhan ve Harmancık ilçeleri için Bursa’ya bağlantıda tek ulaşım aksı olan yolun hazır projelerine bir an evvel başlanmalı, devam edenler de hızlandırılmalı.

Aksi halde, bölge insanı başlanamayan, geciken ve ihale edilemeyen yol, tünel, viyadük projeleri yüzünden can vermeye devam edecekler.

Yapılandırma için 31 Mayıs’a az kaldı

Kamu borçlarının yeniden yapılandırılması, cezanın kaldırılması ve faizin büyük ölçüde silinmesini öngören düzenlemeye başvuru 31 Mayıs’ta sona eriyor.

Alacaklı vergi daireleriyle birlikte belediyelerimiz de ilan reklam, idari para cezaları, katık atık bedelleri, harçlar, ücret alacakları, ecrimisiller, emlak vergileri ve kira borçları için vatandaşı 31 Mayıs’a kadar yapılandırma başvurusu yapmaya çağırıyorlar.

Borçlu vatandaşın devletiyle barışını öngören af uygulamasına dönem sonunda rekor bir başvuru bekleniyor.

Bu sayede vatandaş borcunun faiz ve cezalar gibi eklentilerinden kurtuluyor, üstelik 48 ay gibi ana parayı yapılandırarak ödeme hakkı kazanıyor, devlet de tahsili mümkün olmayan alacak türlerinden kurtuluyor