Dün telefonumuz çaldığında, karşımızda Mollarap sakinlerinden bir tanıdık isim vardı.

Telefondaki dostumuz, bölgede yürütülen inşaat çalışması ve meydana gelen çatlaklar ile heyelan riski yüzünden güvenlik amaçlı boşlatılmak istenen evlerden birinde oturduğunu söyledi.

Evlerinin boşaltılması için sürekli olarak baskı yapıldığını, ancak bu konuda bir yeterli destek göremediklerinden bahsetti.

Kendi oturduğu evde çatlak bulunmadığını ama yine de Kriz Masası ekiplerinin bölgede yaşayan yurttaşları güvenlik amaçlı tahliye ettiklerini kaydeden hemşehrimiz şöyle konuştu.

“Bize evlerimizi terk etmemiz isteniyor. Kısa sürede nereden ev bulalım, nereye gidelim? Daha sonra üç aylık kira desteği yapılacağı söyleniyor. Çıkmazsak da zorla evden atılacağımızı bildirdiler. Bu konuda tahliye için baskı yapılıyor. Mağdur durumdayız. Daha evvel yaşananlarda gördük. Boşaltılan evlere geri dönmeye kalkıldığında bütün armatürlerin söküldüğünü biliyoruz. Bizim evlerimizin de böyle olmayacağının garantisi yok.”

Hemşehrimiz kendi evinde sıkıntı olmadığını düşünüyor. Bu yüzden de tahliyeye sıcak bakmıyor.

İşin düşündürücü yanı, bölgede inşaat yapan firmanın tedbirsiz davranışının koca bir semti tedirgin etmesi.

Bölgede gerekli tedbiri almadan çalışma yürüttüğü ileri sürülen firmanın ortaya çıkardığı tablo yüzünden yurttaşımız mağdur edilmemeli.

AFAD’ın, Bursa Valiliği’nin Yıldırım Kaymakamlığı’nın ve Yıldırım Belediyesi’nin bu konuda çabaları var ama vatandaş devletin şefkatli elini  üzerinde daha çok hissetmek istiyor.

Tahliye kaçınılmaz ise, devlet ev bulamayan yurttaşlarına da iskan konusunda destek olmalı.

Bu konuda gerekirse sosyal tesisler, boş lojmanlar değerlendirilmeli.

O da olmuyorsa, devlet evini boşalttırdığı yurttaşını üç ay boyunca otelde konaklatarak masrafı karşılamalı.

‘Derhal evi boşalt’ tarzı emrivaki yaklaşımlar sosyal devlete yakışmaz.

Elbette bütün bunların olası risklere karşı bir ön tedbir olduğunun farkındayız.

Ama yurttaşımız da mağdur edilmemeli.

Mollarap’ta yaşanan olağanüstü durum bir an evvel normale döndürülmeli.

Yıldırım Belediyesi’nin bölgedeki bir kısım yurttaşımızı kendi konuk evinde ağırlamaya başladığını da biliyoruz.

Demek ki, bu konuda eksik var.

 

Tek derdi okul

 

Önceki gün ziyaretimize Osmangazi İlçemize bağlı Sakarya Mahallesi Muhtarı Nusret Aydın geldi.

Malumunuz bu sütunlardan kısa süre önce Sakarya Mahallesi’ndeki İbni Sina İlkokulu’nun yenilenme ihtiyacını gündeme getirmiştik.

Eksik olmasınlar, hem TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Bursa Milletvekilimiz Hakan Çavuşoğlu hem de İl Milli Eğitim Müdürümüz Sabahattin Dülger arayıp, okulun yenilenme projesi  hakkında bilgilendirmişlerdi.

O yazılarımız üzerine Muhtar Aydın da konuyu köşemizden kent gündemine taşıdığımız için mahallesi adına şükranlarını iletmeye gelmiş.

Aydın, “Benim bu dönem tek bir hedefim var. O da İbni Sina İlkokulu’nu yeniletmek. Bu konuda gerekirse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kadar bile çıkacağım. Sesimizi duyan ve bu konuda yardımcı olacak herkese şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum” diyor.

Aydın’ın mahallesindeki okulu yenileme konusundaki azmini, kararlılığını görünce, hayırseverlerimiz ve yetkililer de gereğini yapacaklardır.

Bu konuda daha evvel Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Recep Altepe tarafından Bursa Ticaret Borsası’na okulu yenileme teklifi götürülmüş.

Bakarsınız, Borsa o teklifi gündemine alıp, okulun yapımını üstlenir.

Muhtar Aydın, Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı ile de bir görüşme yapacağını söyledi.