İhsan Aydın
İhsan Aydın

O koltuklarda daha ne kadar oturacaklar?

Önceki gün Hürriyet’ten Fatih Çekirge‘nin yazısının başlığı, “Olmaz olsun böyle belediye” idi.

Bu başlık aslında her şeyi anlatıyor.

Bir belediye düşünün ki, kamuya ait araç gereçlerini teröre lojistik destek amaçlı kullandırsın.

Mardin‘de Artuklu ilçesi Cevizlik Jandarma Karakolu‘na yapılan bombalı saldırıda DBP’li Mazıdağı İlçe Belediyesi‘ne ait bir kamyon kullanılmış.

8 ton patlayıcı yüklenen kamyon ortalığı kan gölüne çevirirken, saldırıda 2 asker şehit olmuş, bir sivil yaşamını yitirmiş, 37 kişi de yaralanmıştı.

Teröristler kaçarken Mardin Büyükşehir Belediyesi‘ne bağlı Sağlık İşleri Daire Başkanlığı‘nın minibüsünü kullanmışlar.

Devletin gönderdiği paralarla satın alınmış kamu araçları devlete silah olarak doğrultuluyor.

İnsanın aklının, hafsalasının alacağı bir şey değil.

Ama ne yazık ki, Doğu ve Güneydoğu‘daki HDP ve DBP‘li kimi belediyeler bunu fütursuzca, korkmadan, çekinmeden devlete karşı kullanabiliyorlar.

Hendek kazma olaylarında belediyeye ait iş makinalarının nasıl kullanıldığı görüldü.

Şimdi artık bomba yükleme, taşıma ve patlatma amaçlı belediye araçları kullanılmaya başlandı.

Batıdaki yerleşimlerde bir tek belediye aracının bile amaç dışı kullanımının nelere yol açabileceğini iyi bilenlenlerdeniz.

Dün televizyon ekranlarında Mazıdağı Belediyesi’nin Zabıta Amiri‘nin tutuklandığı haberini izledik.

Daha evvel Mazıdağı Belediye Başkanı’nın da araçların çalındığına ilişkin açıklaması vardı.

Sizce inandırıcı mı?

Bir belediye başkanı, envanterine kayıtlı araç gerecine sahip çıkamıyorsa o koltukta niye oturur ki?

Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin olduğu belirlenen diğer araç için ne demeli?

Artık bu işin çivisi çıktı.

İçişleri Bakanlığı‘nın öyle, yasa falan beklemeden bu tür olaylara bulaşmış kişileri bir dakika bile o koltuklarda tutmamalı.

Soruşturmanın selameti ve açık olan delillerin karartılmaması için görevden uzaklaştırmalı.

Aylardır bu yönde bir yasa hazırlığı olduğu söylenip duruyor ama somut bir adım yok.

Daha önceki gün Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş benzer bir hazırlıktan bahsetti.

Yasanın çıkması için daha kaç Mehmetçik ya da polisimiz şehit olacak?

Eline kan bulaşmış insanların demokratik temsil hakkını kullanmalarına dünyanın hiçbir ülkesinde izin vermezler.

Türkiye‘de de verilmemeli.

Bunun demokrasiye aykırılığını falan konuşmak da abesle iştigaldir.

Güvenliğin olmadığı, kamu düzeninin ortadan kalktığı bir yerde buna bizzat lojistik destek verenlerin halen temsil makamlarında tutulması vicdanları kanatmaktadır.

Biraz da şehit ailelerinin bu nedenle içine düştüğü psikolojik durumu düşünmek gerek.

Araçlarını, karakol bombalayanların kaçmada kullandığı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ile sözde eşbaşkanının yayınladıkları şu bayram mesajına bir bakın:

Uzun yıllardır bayramları bayram sevinciyle, heyecanıyla karşılayamadık. Bu bayrama da yıkılan kentler, yitirilen ve yakılan canların acısıyla giriyoruz. Biliyoruz ki, mazlumların kanı üzerinde kendini var etmeye çalışan muktedirlerin saltanatları geçmişte de uzun sürmedi, bugün de sürmeyecek. Tüm yaşanan ve yaşatılan acılara rağmen başta bu topraklar üzerinde barış ve kardeşliğin yeşermesini haykıran halkların ve tüm Müslüman aleminin Ramazan Bayramı’nı kutluyor, bu bayramda akan kanın son bulmasını umut ediyoruz.”

Sanki bu işlerde hiç kendilerinin payı yok.

Acaba kentlerin yakılıp yıkılması, canların yitirilmesi, kan akıtılmasında kendilerinin sorumluluğu yok mu dersiniz?

Silahını devlete doğrultmuş hiç bir suç örgütü bugüne dek amacına ulaşabilmiş değil.

Biz de biliyor ve eminiz ki, bölücüler de bu ülkede emellerine ulaşamayacak.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X