Önceki gün İzmit Körfezi‘nde dünyanın 4. büyük köprüsü hizmete açıldı.

O köprüye, naaşı bu kentte gömülü olan cihan devletinin lideri Osman Gazi‘nin adı verildi.

Dünyaya kafa tutan bir imparatorluğun kuruluşuna ev sahipliği yapmış Bursa için gerçeten büyük bir onur.

Gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerekse Başbakan Ahmet Davutoğlu, önerinin sahibi Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’yi kırmayarak şehrimize büyük bir jest yaptılar.

Dünyanın en uzun köprüleri sayılırken artık Türkiye‘den ve bu isimden de bahsedilecek.

Şüphesiz;

Dünyada az bir tarih bilgisine sahip herkes Osman Gazi’nin adını bilmektedir.

Bu adın Türkiye’nin vizyon projelerinden birine verilmiş olmasını biz de önemsiyoruz.

Osman Gazi Köprüsü, fiziki anlamda üstünden gelinip geçilen bir platform olarak görülübelir.

Ama, köprünün arka planında çok farklı anlamlar yüklüdür.

Osman Gazi, birden çok kentin geleceğini, ekonomisini, coğrafyasını, sosyo-ekonomik yapısını, kültürünü, kalkınmasını, gelişmesini, büyümesini etkileyecek bir projedir.

Bursa ile birlikte İzmit, Yalova, İstanbul, Balıkesir, Manisa, hatta Çanakkale, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne hasılı, Marmara, Ege ve Trakya‘daki onlarca yerleşimin geleceğini de direkt ilgilendirmektedir.

Köprü sadece kentleri değil, burada yaşayan yurttaşlarımızın yaşamını da etkileyecek dev bir eserdir.

Bu açıdan bakıldığında da dev yatırım salt fiziki bir ulaşım projesi değildir.

Kentler arasındaki ulaşımı çok küçük sürelere indirecek Osman Gazi Köprüsü’nü, AK Parti karşıtlığı, Cumhurbaşkanı düşmanlığıyla yok saymak, görmezden gelmek hafife almak, geçiş ücretinin yüksekliğini ön plana çıkarmak da bize göre yanlış bir yaklaşımdır.

Türkiye’nin Batı’sındaki yerleşimleri şaha kaldıracak proje kişilerin görev süresinin bitiminde aracına yükleyip götüreceği bir yatırım da değildir.

Köprü medeniyettir.

Osman Gazi bu medeniyetin bir parçası ve Türkiye’nin eseridir.

 

55. Festival’e bakış

 

Bursa‘nın yarım asrı aşan Uluslararası Festivali 16 Mayıs‘ta bir kez daha kapılarını sanatseverlere açıyor.

Bu yıl da konserlerle dolu bir program yapılmış. Bol bol bale, dans, senfoni, müzikal ve konserler var.

Dünyanın öne çıkmış sanatçıları yine Bursalıların ayağına getiriliyor.

Festival programını Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile BKSTV Başkanı Fatma Durmaz Yılbirlik ve BKSTV Genel Sekreteri Ahmet Erdönmez dün birlikte açıkladılar.

Programın detaylarını Çekirge Magazin‘de bulabilirsiniz.

Toplantıda Başkan Altepe’nin bir de müjdesi vardı.

Kentin en eski konser mekânı olan Kültürpark‘taki Açık Hava Tiyatrosu‘nun yeni projesinin inşaat ihalesine de önümüzdeki günlerde çıkılıyor.

Kentin konser yükünü çeken Açık Hava Tiyatrosu, modern çizimlere sahip yeni projeyle inşaa edilecek.

Demek ki, festival sonrası yapım için düğmeye basılacak.

Festival programında gözümüze çarpan bir eksiğe de dikkat çekmek istiyoruz.

Öteden beri Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın yönetimi Bursa‘nın seçkinlerinden oluşamaktadır.

Ama unutulmamalı ki, festival programında bu kentin yerel yönetimlerini üç dönemdir ezici üstünlükle iktidarda tutan muhafazakâr tabana hitap edecek bir tek dahi etkinliğin bulunmaması düşündürücüdür.

Yoksa, ‘Ramazan’da zaten bol bol bu tür etkinlikler var’ diye mi düşünüldü?

Bize dağıtılan ve açıklanan listede bu yönde bir program gözümüze çarpmadı.

Belki de BKSTV yönetiminde bu kesimden bir ismin bulunmayışı bu eksiğe sebep oldu.

Sponsorlar ise yine aynı firmalar.

Bursa’nın taşını, toprağını, havasını suyunu kullanıp, parasını kazananlar yine ortalarda yoklar.

Yine bir avuç firmamız ve Büyükşehir Belediyemiz yükü sırtlamışlar.

Bu durum sürdürübilirlilik ve kalite açısından da riski işaret ediyor.

 

Bugün 23 Nisan

 

Tüm okurlarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı‘nı kutluyoruz.